İklim değişikliğini kontrol altına alma ve küresel ısınmayı önleme amacıyla 2015'te Paris'te varılan mutabakatı 197 taraf ülkeden 147'si imzalamıştı. Anlaşma atmosferdeki sera etkisiyle ısınmanın sanayi öncesi çağa kıyasla 2 derecenin altında tutulmasını öngörüyor.
Paris İklim Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi çerçevesinde sera gazları salınımını azaltmaya yönelik önlemleri içeren bir anlaşmadır. Anlaşma 22 Nisan 2016 tarihinde imzaya açılmıştır ve yeterli sayıda üye ülkenin imzalamasının ardından 4 Kasım 2016 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Anlaşma 195 üye ülke tarafından imzalanması bakımından, dünya tarihinde iklim değişikliği ile ilgili en geniş kabul görmüş anlaşma olma özelliğine sahiptir.
Anlaşma ile devletler aşağıdaki amaçlarda hem fikir olmuşlardır:
• Uzun dönemde, küresel sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2 derecenin altında kalmasının sağlanması
• Sera gazı salınımının küresel seviyede azalma eğilimine geçirilmesi
• Anlaşma yürürlüğe girdikten itibaren bilimin elverdiği her türlü olanak kullanılarak sera gazı salınımını azaltacak her türlü önlemin en kısa sürede devreye alınması
Sürpriz katılımcı Çin
Sözleşmenin sürpriz katılımcısı o güne kadar benzer anlaşmaları imzalamaktan kaçınan ve dünyanın en büyük karbon salınımı yapan ülkesi Çin olmuştu.
Trump'ın kararından önce Çarşamba günü Berlin'de basın mensuplarına konuşan Çin Başbakanı Li Keqiang küresel ısınmayla mücadelenin "küresel bir uzlaşı" ve "uluslararası sorumluluk" olduğunu söylemişti.
ABD'nin kararından saatler öncesinde Almanya Başbakanı Angela Merkel de benzer bir açıklama yaparak ülkesinin "Avrupa çerçevesinde Paris İklim Anlaşması'nın gereklerini yerine getirmeye devam edeceğini" açıkladı.
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk da Twitter'dan yaptığı açıklamada Trump'a seslenerek "Lütfen (siyasi) iklimi kötüleştirmeyin" dedi.
Şimdi ne olacak?
Trump ABD'nin anlaşmadan çıkma şartlarıyla ilgili henüz bir politika tercihinde bulunmadı. Başkan, yeni imzalanmış uluslararası anlaşmaların bekleme süresi olan üç buçuk yıl bekleyebilir.
Alternatif seçenek ise 1992 tarihli Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nden de çekilmek olabilir. Bu durumda ihbar tarihinden bir sene sonra ABD bu kurumdan ve işleyişinden tamamen ayrılmış olacak.
Yenilenebilir enerji üreten Amerikan şirketleri anlaşmadan çekilmeme yönünde görüş bildirmişti. İtalya'da geçen hafta yapılan G7 zirvesi sırasında önde gelen sanayi ülkelerinden altısının liderleri Trump'ı İklim Anlaşması'nın önemine ikna etmeye çalışmışlardı.
Çin'den sonra atmosfere en çok sera gazı salan ABD'nin Obama'nın döneminde 2025 yılına kadar zararlı gaz emisyonunun 2005 yılına göre yüzde 26 ila yüzde 28 oranında azaltılması kararlaştırılmıştı.