Tahrik-i Taliban Pakistan (TTP) olarak bilinen Pakistan Talibanı ile İslamabad yönetimi arasında geçtiğimiz günlerde bir ateşkes anlaşması imzalandığı haberi kamuoyunun gündemine geldi.
Önceki dönemde Pakistan Talibanı içerisindeki farklı bileşenlerin İslamabad yönetimiyle ateşkes anlaşması yaptığı yönündeki haberler sızdırılmış olsa da, TTP merkezi bu haberleri yalanlar şekilde Pakistan güvenlik güçlerine yönelik saldırılarına devam etti ve daha önceki saldırıları sorumluluğunu üstlendi.
Bu kısımda TTP’nin Afganistan’daki Taliban yapılanmasından ayrı bir grup olduğunu belirtmek gerekiyor. Bazı haber kaynakları TTP için “Afganistan Talibanı’nın Pakistan kolu” olarak bahsetse de aslında bu grubun kendine has ortaya çıkış dinamikleri, askeri ve siyasi stratejileri var.
TTP hakkında detaylı bilgi edinmek için daha önce hazırladığımız haber dosyasına göz atabilirsiniz.
TTP'nin yeniden organize oluşu
Geçmiş dönemde TTP ile birlikte hareket etmeyen, kabile bölgelerinde faaliyet gösteren Pakistanlı birçok silahlı grup, 2014 yılında Pakistan ve ABD’nin Kuzey Veziristan ve Güney Veziristan bölgelerine yönelik askeri operasyonu sonrası kısmen TTP çatısı altında birleşti. “Ortak düşman” olarak görülen Pakistan yönetimine karşı sağlanan bu birleşme her ne kadar taktiksel açıdan etkili gibi görünse de birleşen gruplar ideolojik açıdan farklı dinamikler barındırıyor, bu durum da birleşmeyi oldukça kırılgan bir düzleme çekiyordu.
Nitekim bu ideolojik çatlaklar kısa süre sonra Pakistan yönetimi ile yapılan bazı ateşkes görüşmelerinde daha derin bir şekilde ortaya çıktı. Bahsi geçen gruplardan bazıları TTP merkezinin haberi olmadan Pakistan yönetimiyle ateşkes anlaşması imzaladı.
Bu süreç içerisinde Pakistan yönetimi ile ateşkes görüşmelerine devam eden TTP merkezi, bir yandan saldırılarını sürdürürken diğer yandan da Afganistan’daki yeni yönetimin arabuluculuğuyla İslamabad ile masaya oturdu. Masadaki konular arasında, taraflar arası kapsamlı bir barış anlaşmasından söz etmek mümkün olmasa da süreli bir ateşkes konusu ana gündem maddesi olarak görüşülmekteydi.
Ateşkes anlaşması
Tüm görüşmelerin sonunda TTP merkezi ile Pakistan yönetimi arasında 9 Kasım-9 Aralık tarihlerini kapsayan bir ateşkes anlaşması imzalandı. Anlaşma ile birlikte -her ne kadar net bir rakam bulunmasa da- İslamabad yönetiminin 100 kadar TTP mahkumunu serbest bırakacağı, bu mahkumlar arasında birçok üst düzey ismin de olduğu iddia edildi.
Bugünkü süreçte taraflar arasındaki ateşkes sürecinin devam ettiği anlaşılıyor. Ancak Pakistan yönetiminin henüz TTP mahkumlarını serbest bıraktığına dair haberler doğrulanmış değil. Pakistan yönetimi belki izlediği siyaset gereği bu mahkumların serbest bırakılmasını hiçbir zaman kamuoyunun gündemine getirmeyebilir.
2014 yılındaki ABD-Pakistan operasyonuyla ağır bir darbe alan, kabile bölgelerinde kontrol ettiği birçok yeri kaybeden TTP, 2019-2020 döneminde yeniden bir toparlanma ve yapılanma sürecine girdi. Grup, daha önce farklı anlaşmazlıklar nedeniyle kendisinden ayrılan ancak ideolojik anlamda aynı düzlem üzerinde oldukları birden fazla küçük ölçekli grupla yeniden birleşti. Bu birleşmeler ve Afganistan’da Taliban yönetiminin iktidara gelmesi gibi motivasyonlarla Pakistan’da güvenlik güçlerine yönelik saldırılarını dikkat çekici oranda artıran TTP’nin ateşkes anlaşmasıyla birlikte İslamabad ile geliştireceği yeni ilişki modeli de merak edilen bir konu haline geldi.
Bölgeyi ne bekliyor?
Pakistan yönetimi ile TTP arasındaki ateşkes anlaşmasının olası sonuçlarından bahsetmek gerekirse bu anlaşmanın kapsayıcı ve barış anlaşması olabilecek düzeyden epeyce uzak olduğunu, ancak taraflar için bir “ısınma turu” olarak nitelendirilebileceğini ifade edebiliriz.
Pakistan Talibanı olarak bilinen TTP, gerek askeri gerekse siyasi açılardan Afganistan’daki Taliban yapılanması kadar etkin bir grup değil. Ayrıca Pakistan genelinde Afganistan örneğindeki gibi geniş tabanlı kitlesel bir halk desteğine de sahip değiller. Bu nedenle Pakistan ile TTP arasındaki ateşkesle birlikte TTP’nin amacına ulaşma yönünde bir adım attığını varsayabilmek oldukça güç.
TTP’nin neden savaştığı konusu da önemli. Kendi açıklamalarında kullandığı ifadeler ve deklare ettiği misyona göre grup, Pakistan’ın tamamında “İslami bir yönetim tesis edilinceye kadar” savaşını sürdürecek.
Ancak 2014 yılındaki operasyonla kabile bölgelerindeki topraklarını da kaybeden TTP’nin şu an için öncelikli amacının eskiden toprak hakimiyeti sağladığı bölgelere geri dönebilmek olduğunu da unutmamak gerekli.
Ateşkes müzakerelerinin önümüzdeki süreç içerisinde devam etmesi durumunda TTP, kabile bölgelerindeki belli bölgelerde yeniden varlık gösterebilmek için toprak konusunu da İslamabad yönetimi ile müzakere masasına koyabilir.
Sonuç olarak TTP merkezi ile Pakistan yönetimi arasında imzalanan ateşkes anlaşması, mevcut süreçte kapsayıcı bir barış anlaşması şeklinde okunamaz. Ancak uzun yıllar sonra Pakistan yönetimi ile ilk kez yapılan bu ateşkes, ilerleyen dönemde daha farklı anlaşmaları da gündeme getirebilir. Bunda hiç şüphesiz Afganistan’da 20 yıllık bir savaşın ardından yeniden iktidara gelen Taliban’ın etkisi oldukça büyük.
Öte yandan bölgedeki en etkin istihbarat kurumu olan Pakistan’ın ana istihbarat teşkilatı ISI bu süreci en etkin bir şekilde kullanma ve Afganistan’daki yeni yönetimi, Pakistan’ın bölgedeki çıkarlarını karşılayacak şekilde yönlendirmeye çalışmaya devam edecektir.
Afganistan’daki IŞİD yapılanmasının son dönemde artan saldırılarının lojistik boyutlu arka planının Pakistan topraklarına uzandığı, örgüte bağlı hücre yapılanmalarının Afganistan’daki Taliban muhalifleriyle birlikte hareket ederken Pakistan topraklarını da etkin bir şekilde kullanıyor olması, Afganistan’daki Taliban yapılanmasını TTP ile İslamabad yönetimi arasındaki sürece müdahil olmaya itmiş olabilir.