Tunus'ta siyasi darbeyle yönetime gelen Kays Said, göreve gelmesinden bu yana cumhurbaşkanının yetkilerini güçlendirmek, meclisin gücünü ise zayıflatmakla suçlanıyor.
Said, geçtiğimiz yıl temmuz ayında Başbakan Hişam el-Meşişi'yi görevden aldığını ve meclisin yetkilerini askıya aldığını açıklamıştı. "Cumhurbaşkanı darbesi" olarak nitelendirilen bu olayın ardından Said, geçtiğimiz Mart ayında askıya aldığı meclisi tamamen feshettiğini ilan etmişti. Said bu kararı, "devleti korumak için aldığını" öne sürmüştü.
Bu durum muhalefetin ve halkın Said'i "tek adam" olarak nitelemesine ve onu "darbeci" olarak adlandırmasına yol açmıştı. Yaz mevsimindeki anayasa seçimlerinde halkın oylamalara katılımı resmi şekliyle yüzde 27'lerde kalmıştı. Halkın Cumhurbaşkanı Kays Said'e olan güveni gün geçtikçe zayıflamaktaydı.
"Tunus tarihinde en düşük katılım"
Aralık ayında yapılan genel seçimlerle birlikte Tunus halkının Said'e olan güvensizliği daha da belirginleşti. Son seçimde katılım ilk olarak yüzde 8,8 olarak açıklanmıştı ancak Tunus’un resmi seçim komisyonu ISIE, bu oranı daha sonra yeni bir açıklama ile artırarak katılım oranını yüzde 11,22'ye getirdi. Ancak yine de söz konusu oran, Tunus tarihinde en düşük katılım oranı olarak tarihe geçti.
Uzmanlara göre, seçimlere olan düşük katılım, Said'in 'tek adam' rejiminin halk nezdinde bir geçerliliğinin bulunmadığı anlamına geliyor. Seçmenin yüzde 88'inin sandığa gitmemesi, bir nevi Said'in 'tek adam' rejimine ve ülkenin siyasi yapısını değiştirmesine karşı olunduğunun bir göstergesi niteliğinde.
Tunuslu siyasi analist Amine Snoussi The New Arab'a yaptığı değerlendirmede, Said'in siyasete karşı bir kayıtsızlık meydana getirdiğini belirtti. Snoussi'ye göre son on yılda halk seçimlere katılma konusunda olumluydu, ancak Cumhurbaşkanı Said bunu tersine çevirdi.
Said, yeni meclis içerisinde siyasi partilerin varlığını azaltmak istiyordu, eylül ayında da siyasi partilerin meclisteki önemini düşüren bir seçim yasası yayımladı.
Bu yasaya göre seçmenler, siyasi partilerin listelerini seçmek yerine, bireysel adayları seçime tabi tutulacaktı. Bu durum halk arasında kafa karışıklığına yol açtı, insanlar adayları kim olduğunu ve tam olarak ne istediklerini bilmiyordu. Birçok kişi bu sebeple sandığa gitmediğini belirtti.
Bazı seçmenler de halihazırda meclisin yetkilerinin sınırlı olacağını düşündüğünden oy kullanmadığını ifade etti.
Öte yandan Tunus halkı, süregelen ekonomik krizin son iki yılda daha da şiddetlendiğini ve alım güçlerinin oldukça düştüğünü savunuyor. Karşı karşıya kaldıkları ekonomik durumun kendilerinde oluşturduğu güven bozuklukları sebebiyle bugünün Tunusunda oy kullanmak istemediklerini belirten Tunuslular da var.
Tunus'ta bir önceki parlamentonun en büyük partilerinden olan Nahda Hareketi de dahil olmak üzere birçok siyasi partiden oluşan Ulusal Kurtuluş Cephesi, meşruiyetini kaybettiğini söyledikleri Said'i istifaya çağırıyor.
Anayasa referandumuyla meclisin yetki gücünü saf dışı kıldığı belirtilen Said, "diktatörleşme" yolunda olmakla suçlanıyor.
Kaynak: Mepa News