Tütün ürünü kullanımının sağlık ve diğer zararları konusunda farkındalık oluşturmak, kullanıcılara bırakmaları yönünde bilinç kazandırmak, tütün dumanına bağlı pasif maruziyeti önlemek ve sağlıklı yaşam davranışlarını geliştirmek amacıyla Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 31 Mart Dünya Tütünsüz Günü olarak ilan edildi.
Sağlık Bakanlığı verilerinden derlenen bilgilere göre, önlenebilir hastalık ve ölüm sebepleri arasında ilk sırada yer alan küresel tütün salgını, dünyada her yıl 8 milyondan fazla kişinin ölümüne de sebep oluyor. Bu ölümlerin 7 milyondan fazlası doğrudan tütün kullanımından, yaklaşık 1,2 milyonu ise sigara içmediği halde pasif etkilenime maruz kalmaktan kaynaklanıyor.
Tütün endüstrisi, uzun yıllardır gençleri tütün ve nikotin ürünlerine çekmek için stratejik ve agresif satış yöntemleri kullanıyor. Her yıl tütünle ilgili hastalıklardan ölen milyonlarca insanın yerine yeni tüketicilerin, gençlerin koyulabilmesine yönelik ürün tasarımları çeşitli pazarlama kampanyaları bu yöntemlerin başında gelen yaklaşımlar arasında yer alıyor.
Tütün ürünü kullananların akciğerlerinin savunma mekanizmasının bozulması, mukus artışı gibi sebepler akciğer ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini artırıyor. Bu durum nedeniyle sigara içen kişilerin, sigara içmeyenlere kıyasla Covid-19'a yakalanma riskinin de daha yüksek olduğu belirtiliyor.
'Sigara kullanan Covid-19'lu hastalarda pnömoni 14 kat fazla gelişiyor'
Çin'de yapılan bir çalışmada, erkeklerin Covid-19 enfeksiyonları nedeniyle hastaneye yatırılma riskinin daha yüksek olduğu ve bu gözlemin nedeninin ülkede erkeklerin kadınlardan çok daha fazla sigara içmesiyle ilgili olabileceğini ortaya koyuyor.
Başka bir çalışma ise Covid-19'lu hastalardan sigara öyküsü olanların pnömoni (zatürre) gelişme ihtimalinin sigara içmeyenlere göre 14 kat daha fazla olduğuna işaret ediyor.
İkinci el tütün dumanın da benzer etkileri bulunuyor. Bu da özellikle tütün dumanına maruz kalan çocuklar ve kronik hastalığı bulunan yaşlılar için risk oluşturuyor.
Tütün ürünü kullanımı sırasında kontaminasyon riski yüksek olan ellerin dudaklar ve ağızla temas etmesi de Covid-19'un yayılımını kolaylaştırıyor.
Covid-19'un temas ve damlacık yoluyla bulaşması düşünüldüğünde, vücut salgılarını taşıyan sigara izmaritlerinin de risk oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Bu durum çevreye zarar veren toksinlerin de yayılmasına aracılık ediyor.
Bir tütün ürünü olan nargile, sadece koronavirüs açısından değil, hepatit, tüberküloz, herpes gibi diğer bulaşıcı hastalıklar açısından da büyük risk oluşturuyor.
Türkiye'de kalp damar vakalarının yüzde 75'inin, akciğer kanseri vakalarının ise yüzde 70'inin tütün kullanımıyla ilişkili olduğu belirtiliyor.
Sigaranın ekonomik boyutu da en az sağlık kadar önemli bir yer teşkil ediyor. 2019 yılında Türkiye'de 119,75 milyar adet sigara satışı gerçekleştirilirken tiryakilerin cebinden yaklaşık 78 milyar lira çıktı
Sigaranın doğrudan veya dolaylı olarak yol açtığı hastalık, ölüm ve bunlara bağlı iş gücü kayıpları ile oluşturduğu diğer psikolojik travmalar telafisi mümkün olmayan kayıpların ortaya çıkmasına neden oluyor.