Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı'nın (TÜSEV) Türkiye'de 'Bireysel Bağışçılık ve Hayırseverlik Raporu'nun 2019 yılı araştırmasının sonuçları yayınlandı.
TÜSEV'in 2004'ten beri Türkiye'de bireysel bağışçılık alanını izleyerek güncel verileri derlediği rapor, ihtiyaç sahiplerine doğrudan yapılan yardımlar, sivil toplum kuruluşlarına yapılan bağışlar ve faaliyetlere katılım ile bağış yapma motivasyonları ve tercih edilen yöntemler konularında güncel veri sunuyor.
Koç Üniversitesi Sivil Toplum ve Hayırseverlik Araştırmaları Merkezi'nden Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ve Dr. Öğr. Üyesi Selim Erdem Aytaç yürütücülüğündeki çalışma, Türkiye'nin 67 ilinde toplam 2 bin 502 kişinin katılımıyla yapıldı.
Diken'in aktardığı habere göre, araştırmaya katılanlar 'Sivil toplum kuruluşlarının (STK) mahalleniz, ilçeniz, köyünüzde yaşa etkisini nasıl değerlendirirsiniz?' sorusuna yüzde 40'lık bir oranla 'Etkisiz' yanıtını verdi. Yüzde 34 oranında da 'Biraz olumlu' yanıtı geldi.
Katılımcıların yüzde 44'ü yoksullara yardımın devletin görevi olduğunu düşünürken, yüzde 20'si 'hali vakti yerinde vatandaşların', yüzde 5'i ise 'dindar vatandaşların' görevi olduğu görüşünde. Bu görevin tüm vatandaşlara ait olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 22.
Katılımcıların yüzde 40 dilencilere para veriyor
Vatandaşlara ellerinde bir miktar para olsa bu parayı doğrudan kendilerinin mi yoksa bir STK aracılığıyla mı ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayı tercih edecekleri sorulduğunda ise 2004’ten bu yana benzer cevaplar dikkat çekiyor. Görüşülenlerin büyük çoğunluğu (yüzde 87) bu yardımı herhangi aracı kuruluş olmadan doğrudan vermeyi tercih ediyor. Yardımı bir kuruluş aracılığıyla yapmamanın başlıca sebebi ise yapılan yardım miktarının çok küçük olması olarak belirtiliyor.
Katılımcıların yüzde 40’ı dilencilere para verdiğini beyan ederken, bu oran 2015 sonuçlarına göre yüzde 10 azalmış. Dilencilere para vermenin başlıca nedeni ise yüzde 40’lık oranla dini inançlar. Bunu yüzde 26 ile acıma duygusu izliyor.
İnsanların dilenmelerinin ana nedenini sorulduğunda ise en sık verilen cevaplar tembellik (yüzde 23) ile kader ve kötü şans (yüzde 23) oldu.
Son 2 yılda yapılan doğrudan yardımların tahmini kişi başı mali değeri 59.9 lira ile dilencilere
Dini görevini yerine getirmek adına yapılan yardımlarda geçen yıllara oranla düşüş yaşandı. 'Geçen Ramazan ayında fitre verdiniz mi' sorusuna 2004’te yüzde 79, 2015’te yüzde 68, 2019’da ise yüzde 58 oranında ‘Evet’ yanıtı verildi.
2019 yılında yapılan yardım miktarını 2015 yılındaki miktarlarla karşılaştırıldığında hemen her yardım türünün miktarında düşüş gözlenmekle birlikte en yüksek miktarda doğrudan yardım dilencilere yapıldı. Son bir yılda yapılan doğrudan yardımların tahmini kişi başı mali değeri 59.9 lira ile dilencilere gitmiş.
Türkiye'de kişi başı bireysel bağış ve yardım miktarı 303 TL
Öte yandan AA'nın aktardığı araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'de sene içinde yapılan tüm bireysel yardım ve bağışların kişi başı toplam değeri yaklaşık 303 TL olurken, 2015 yılında yapılan araştırma bulgularına göre bu miktar 228 TL olarak belirlenmişti. Aradan geçen 4 yıldaki enflasyon değeri göz önünde bulundurulduğunda bu miktarın 2019 yılındaki karşılığının 360 TL olduğu hesaplanan rapor verilerine göre, Türkiye'deki bir yılda yapılan tüm yardım ve bağışların kişi başı toplam değerinde reel anlamda bir azalma olduğu görüldü.
Türkiye'de bir yıl içinde yapılan tüm bireysel yardım ve bağışların toplamı 17.6 milyar TL olarak tahmin edilirken, açıklamada şu bilgilere yer verildi:
"Bu tutar, 2018 Türkiye Gayri Safi Yurt İçi Hasılası'nın yüzde 0.5'ine denk geliyor. Türkiye'de bir yılda yapılan tüm yardım ve bağışların toplam kişi başı yaklaşık değerinin 262.7 TL'si doğrudan yardım (akrabalara, komşulara, diğer kişilere, dilencilere, fitre, zekat) olarak yapılırken 40.2 TL'si sivil toplum kuruluşlarına yapılıyor. Bu miktar 2015 yılında 26.7 TL idi. Kişiler yaptıkları yardımların miktar olarak çok küçük olması ve bu yardımları düzensiz olarak yapmaları nedeniyle bir kuruluşa bağış yapmak yerine doğrudan yardım yapmayı tercih ettiklerini belirtiyorlar."