Elif Karaca | Dünya
Commerzbank FX Araştırma Bölüm Başkanı Ulrich Leuchtmann Türkiye’de enflasyonun aşağı çekilebilmesi ya da daha fazla yükselmesinin önlenebilmesi için TCMB'nin politikasını değiştirmesi gerektiğini söyledi. Küresel enflasyon görünümü ve fiyat artışlarında Türkiye’deki mevcut durumla ilgili olarak DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan Leuchtmann, gerek kamuoyunun gerekse para piyasalarını izleyenlerin büyük bölümünün, TCMB’nin hükümetin yoğun etkisi altında olduğunu düşündüğünü ve bu etkinin enflasyonla sürdürülebilir bir mücadeleye engel olduğunu belirtti. Enflasyondaki yükselişin hızlanması ihtimaline dikkat çekerken, artan gıda fiyatlarının da zorlayıcı seviyelere geldiğini, ancak yükselen akaryakıt fiyatlarının enflasyon için daha tehlikeli olduğunu belirten Leuchtmann, TCMB gerektiği gibi mücadele etmezse Türkiye’de enflasyonun çok çok yüksek seviyeleri görme riski bulunduğunu söyledi.
Enflasyon küresel ekonominin en önemli sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Ukrayna'daki savaşın etkileri ve Rusya'ya uygulanan yaptırımlar göz önüne alındığında, dünyadaki enflasyon görünümü hakkında neler söylersiniz?
Küresel enflasyonun yükselmesinin temel nedenlerini Covid-19 ve Ukrayna’da yaşanan savaş olarak gösterebiliriz. AB’den gelecek ilave yaptırımlar ya da Rusya’nın olası karşı yaptırımları petrol fiyatlarını daha da yükselterek tüketici fiyatlarında yeni artışlara neden olabilir. Ancak orta vadede fiyatların yüksek seviyelerde istikrara kavuşmasını bekliyoruz, bu da enflasyonun yani fiyatların artış hızının düşmesi gerektiğini gösteriyor. Uygulanan daha sıkı para politikaları ve ilave yaptırımlara ilişkin risklerin azalması enflasyon baskısını aşağı çekecektir. Bu etki çok uzun sürmeyebilir, ancak yakın gelecekte bazı çeyrek dönemler için nispeten düşük enflasyon beklenebilir.
Sizce ABD ve AB resesyona neden olmadan enflasyonu kontrol altına alabilecekmi? ABD’deki son büyüme verileri endişe verici. Gelişmiş ekonomiler için gerçek bir stagflasyon riski var mı?
ECB'nin resesyona neden olacak kadar sıkı bir para politikası izlemesini beklemiyoruz. ECB'nin sıkılaştırma konusunda daha yavaş davranması beklenebilir ve bankanın politika faizinin euro bölgesi enflasyonunun altında yer almaya devam edeceğini düşünüyorum. Euro bölgesindeki resesyon riskleri büyük ölçüde Rusya'dan gelen enerji arzındaki olası kesintilerden kaynaklanmaktadır.
ABD için durum daha farklı. Orada Fed, faiz oranlarını nötr oranlara veya daha yükseğe, yani enflasyon oranının üzerine çıkarmak niyetinde. Bunun tam anlamıyla bir resesyonla sonuçlanıp sonuçlanmayacağını tahmin etmek zor. Ancak ABD ekonomisi için en azından büyümede çok belirgin bir yavaşlama beklenmelidir. Bununla birlikte, ABD ekonomisi üzerindeki olumsuz etki çok daha sonra, muhtemelen 2023'te ortaya çıkacaktır. Q1/22022 için negatif büyüme rakamı, muhtemelen stoklardaki değişimin sadece kısa vadeli bir etkisiydi ve henüz ABD için uzun süreli bir yavaş büyüme döneminin başlangıcı değildi.
Türkiye'de enflasyon yüzde 70'e yaklaştı. Enflasyonla mücadelede nasıl bir strateji izlemeli? TCMB'nin adımları enflasyonu düşürmek için yeterli mi?
Türkiye’de yüzde 14'lük bir faiz oranı, yüzde 70 seviyesindeki enflasyonla mücadele etmek için yetersiz. Enflasyonu düşürmek veya en azından daha da yükselmesini önlemek için TCMB'nin politikasını değiştirmesi, politika faizinin çok daha yüksek seviyelere çıkarılması gerekiyor. Daha da önemlisi, TCMB'nin enflasyon riskleri devam ettiği sürece sıkı para politikasına bağlı kalacağı konusunda kamuoyunu ikna etmesi gerekecek. 2018’de yaşanan lira krizinden sonra TCMB faizleri çok erken ve çok fazla indirdi. TCMB'nin aynı hatayı bir daha yapmayacağına kamuoyunu ikna etmesi lazım. Ayrıca, gerek kamuoyu gerekse para piyasalarını izleyenlerin büyük bölümü TCMB’nin hükümetin yoğun etkisi altında olduğunu düşünüyor. TCMB üzerindeki bu etki enflasyonla sürdürülebilir bir mücadeleye engel oluyor. Enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde çözüme kavuşması için bu durumun değişmesi gerekiyor.
Türkiye’de enflasyona ilişkin yukarı yönlü riskler hangileri?
Türkiye akaryakıt ithalatına oldukça bağımlı ve küresel akaryakıt piyasasında fiyat kabullenen taraf durumunda. Türkiye’de yükselen gıda fiyatları da çok zorlayıcı boyutlarda, ancak akaryakıt fiyatları TCMB'nin kontrolünde olmadığı için daha tehlikeli. Türkiye, yukarıda bahsettiğim para politikasındaki önemli değişikliği gerçekleştiremezse enflasyondaki yükselişi hızlandırma olasılığı ile karşı karşıya. TCMB enflasyonla gerektiği gibi mücadele etmediği sürece Türkiye'de enflasyonun çok çok yüksek seviyeleri görme riski bulunduğunu düşünüyorum.
ABD ve AB resesyona girerse, bu Türkiye’yi ve diğer gelişmekte olan ülkeleri nasıl etkiler?
Böyle bir senaryoda Türkiye dahil gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranları darbe alacak. Bunun ilk nedeni; 2008'deki küresel durgunluğun aksine, Çin ekonomisi şu anda sıfır Covid stratejisinin sonuçlarından muzdarip olduğundan, Çin'den gelen talep pek etkili olmayabilir. İkincisi, gelişmekte olan pazarlarda yüksek faiz oranlarının eşlik ettiği bir resesyon daha büyük bir risk.