Ece Göksedef | BBC Türkçe
10 Nisan'da Şükrü ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bir telefon görüşmesi yapmış, görüşmenin içeriğinin "Ramazan tebriği" olduğu açıklanmıştı.
Bu görüşmenin ardından Şükrü'den gelen açıklama, bununla sınırlı kalmadı.
Şükrü, Mısır'ın bu olumlu yaklaşımının ardında Türkiye'nin attığı bazı adımlar olduğunu söyledi:
"Türkiye'nin son dönemdeki açıklamaları ve attığı adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Bu adımlar, siyasi açıklık aşamasına ilerleme konusunda Türkiye'nin de istekli olduğunun göstergesi. Ben de bu durumun daha ileriye taşınmasını umuyorum."
Kanalın "Kahire Konuşuyor" isimli programına telefonla bağlanan Şükrü, "Türkiye'nin attığı olumlu adımları" açıklarken Müslüman Kardeşler üyelerinin İstanbul üzerinden Arapça yayın yaptığı televizyon kanallarının "kapatılmasını" gündeme getirdi:
"Bizim dikkate aldığımız şey Müslüman Kardeşler'in kanallarının kapatılmasıdır, dolayısıyla bunu olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. Eğer bu kanalların kapatılması belgelenir ve kalıcı hale gelirse o zaman diğer ülkelerin içişlerine karışılmamasına yönelik uluslararası hukuk kuralları devreye girmiş olacak."
Kanallar kapatıldı mı?
Türkiye'den yayın yapan Müslüman Kardeşler'le bağlantılı üç kanal öne çıkıyor: Mekameleen, El Sharq ve Vatan televizyonları.
Mart ayı ortasında, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Mısır ile görüşmeleri duyurduğu dönemde Arap basınında yer alan haberlere göre, Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi karşıtı yayın yapan bu kanallara Türk hükümetinden "muhalif yayınların sert tonunu düşürmesi" uyarısı yapılmıştı.
Ancak bu kadar net bir uyarı geldiğine dair kanallardan teyit gelmedi, bu kanallarda çalışan bazı gazeteciler yine Arap basınına "kendilerine sosyal konulara da ağırlık verilmesi ve çeşitliliğin artırılması önerisi geldiğini" söyledi.
19 Mart'ta Al Jazeera kanalına konuşan AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay da, "Türk yetkililer Ankara'da Müslüman Kardeşler bağlantılı kanalların kapatılması talimatı vermedi" açıklaması yapmıştı.
Ancak Şükrü'nün açıklaması buna dair bir adım atılıp atılmadığı sorusunu yeniden gündeme geldi.
Programı yayından kaldırıldı
El Sharq TV'nin önde gelen isimlerinden, Müslüman Kardeşler bağlantılı Mısırlı gazeteci Moataz Matar, bu açıklamadan bir gün önce, 10 Nisan günü "Moataz ile" isimli programının yayından kalktığını açıklamıştı.
Türkiye'de yaşayan Matar'a, Türk yetkililerden gelen talebin içeriğini sorduk:
"El Sharq TV, Türkiye devleti tarafından bir kısıtlama yaşadı. Türk hükümeti Mısır'a karşı yapılan muhalif yayınların seviyesinin düşürülmesini istedi. Türkiye ile Mısır arasında devam eden diyalog sürecini daha iyi ve daha kolay yürümesi için bunu talep ettiler."
Matar, kendi programında kısıtlı yayın yapmak istemediği için programını tamamen yayından kaldırdığını, "Kısıtlamayı kabul etmediğim için programı tamamen durdurmak zorunda kaldık. O kısıtlama altında istediğimiz gibi konuşamayacaktık." sözleriyle açıkladı.
Stüdyo Türkiye'de yayın Orta Doğu'da
Yine El Sharq TV'den Ayman Nour da, Türkiye'de kendi satın aldıkları stüdyoları olduğunu, Türkiye'de kayıtlı prodüksiyon firmalarının olduğunu, programlarını buradan yaptıklarını ancak yayınların Orta Avrupa ülkeleri üzerinden gerçekleştirildiğini belirtti.
Peki Şükrü'nün dile getirdiği gibi yazılı olarak kayda geçen bir kısıtlama oldu mu? Bu sorunun yanıtını da Nour'a sorduk:
"Resmi olarak gelen bir kısıtlama yok, sadece Türk yetkililerle olan diyaloğumuzda bize konuşmalarımızın tonunu biraz azaltmamızı talep ettiklerini söylediler. Ancak yazılı olarak kayda geçen herhangi bir durum ya da belge yok."
Programını YouTube üzerinden yayımlamaya devam etme kararı alan Matar'a, Türkiye'de kendisini güvende hissedip hissetmediğini de sorduk:
"Elbette Türkiye'de kendimi hâlâ güvende hissediyorum, bundan yana hiç şüphem yok."
'Yurt dışında stüdyo kurabiliriz'
Nour da son yedi yılda "Türkiye'deki deneyimlerinin olumlu yönde olduğunu, iş anlamında istikrarlı ve güvende hissetmeseler bile kişisel güvenliklerinden endişe etmediklerini" söylüyor.
Hem Matar, hem de Mekameleen TV'den ulaştığımız bir isim, ilk aşamada hiçbir kanalın kapatılacağına dair bilgileri olmadığını söylüyor.
Ancak Matar ekliyor:
"Sharq TV'nin kapatılacağına dair bir bilgimiz yok ama bu siyasi bir süreç. Ne olacağını, nasıl sonuçlanacağını bilmiyoruz. Mısır ve Türkiye hükümetleri tüm kanalların kapanması konusunda uzlaşırsa biz de yayınımızı Türkiye'nin dışından yaparız."
Nour da stüdyoların bırakılıp yurt dışında yeni stüdyolar kurulabileceğini belirtti.
Mısır, Müslüman Kardeşler'i 'terör örgütü' kabul ediyor
Mısır'da Temmuz 2013'te Sisi, 2012'deki seçimle Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Muhammed Mursi'yi darbeyle devirerek Mursi'nin dahil olduğu Müslüman Kardeşleri "terör örgütü" ilan etmişti.
Türkiye darbeye en sert tepki veren ülkelerden biri oldu.
Müslüman Kardeşler üyelerinin darbenin ardından Katar ve Türkiye'ye kaçmaları, bir süre sonra Katar'dakilerin de Türkiye'ye sığınması Sisi yönetimi için sorun olarak görülürken Türkiye de Mısır'da grubun üyelerine karşı alınan sert tutumu sert bir dille eleştirdi.
Bu konu, bugüne kadar yapılan yakınlaşma görüşmelerinde hep gündemin üst sıralarında yer aldı.
Mısır normalleşme görüşmelerinde bu konuda Türkiye'den talepte bulunuyor ve ülkeye kaçan Müslüman Kardeşler üyelerinin Sisi karşıtı faaliyetlerine izin verilmemesini istiyor.
Her ne kadar henüz kanallar kapatılmamış olsa da, Türkiye'nin bu adımı ve Şükrü'nün açıklaması, tansiyonun düşürülmesi için olumlu bir gelişme olarak görülüyor.