Irak Türkmen Cephesi'nde lider değişimiyle Irak Türkmenlerini son yıllarda bölen İran ve Haşdi Şabi konusunda da politika değişikliği bekleniyor.
28 Mart'ta Irak Türkmen Cephesi lideri Erşat Salihi'nin (1959-) istifa edip yerini Hasan Turan'ın (1962-) almasında Türkiye'nin rol oynadığı ve Türkiye'nin Irak ve Irak Türkmenlerine yönelik siyasetinde bir değişimi yansıttığı gündeme gelmişti.
Iraklı Şii bir Türkmen olan Erşat Salihi 2011'den bu yana Irak Türkmen Cephesi liderliğinde bulunuyordu. Salihi İran'a yakın olmakla, Irak'taki Şii grup ve silahlı örgütlerle birlikte hareket etmekle eleştiriliyordu. Salihi, Türkmenleri Şii silahlı çatı örgütü Haşdi Şabi safında savaşmaya da teşvik etmiş, "Haşdi Şabi Irak'ın güvencesidir." şeklinde konuşmuştu.
Şii Türkmenlerin de azınlık olarak içerisinde yer aldığı Haşdi Şabi'nin Tel Afer gibi bölgelerde Sünni Türkmenleri katliam ve zorunlu göçe tabi tuttuğu biliniyordu.
Salihi'nin yerini alan ve Iraklı Sünni Türkmen olan Hasan Turan'ın göreve gelir gelmez Erşat Salihi dönemini eleştirerek geçmiş hataların tekrarlanmayacağı ve kucaklayıcı olunacağına dair mesajları dikkat çekti. Hasan Turan'ın İran ve Haşdi Şabi konularında politika değişikliğine gitmesi bekleniyor.
Irak Türkmenleri
2021 itibariyle 41 milyonu aşan Irak nüfusunun 3-3,5 milyonunun Türkmen olduğu tahmin ediliyor. Irak'ın en son güvenilir nüfus sayımı olarak kabul gören 1957 sayımına göre Irak nüfusu içinde Türkmen oranı yüzde 9'du. Bu nüfusun yüzde 60-65 kadarının Sünni, yüzde 35-40 kadarının Şii olduğu tahmin ediliyordu.
Ayrıca birkaç bin Keldani (Katolik Süryani) kökenli olduğu halde tarih içerisinde Türkçeyi ana dil olarak benimseyip Türkleşen Katolik Türkmen de bulunuyor.
Bazı Iraklı Türkmenlerce, Türkmenleriarasında seküler bir Türkmen milliyetçiliği yayma çabası var olsa ve taraftar bulsa da, Irak Türkmenlerinin pek çoğunun siyasi tercihlerde mezhebi aidiyeti esas aldığı gözlemleniyor. Genellikle Sünni Türkmenler Sünni Arap veya Kürtlerle, Şii Türkmenler ise Şii Araplarla birlikte hareket ediyor.
2003'te Irak'ın işgal edilmesinin öncesinde eğitimli bir grup olarak ortaya çıkan özellikle Sünni Türkmenler bir yandan Saddam rejiminin bazı kültürel baskılarına maruz kalsa da diğer taraftan orta seviye devlet kademelerinde yer alan bir topluluktu.
Aynı dönemde pek çok Şii Türkmen de yurt dışındaki Saddam karşıtı Şii muhalefetinde görevliydi.
IŞİD'de Türkmen varlığı
IŞİD'in zirvede olduğu 2014-2016 döneminde örgütün üst düzey yönetimindeki Türkmen yoğunluğu da dikkat çekmekteydi. Mart 2016'da öldürülmesine kadar örgütün işlerini yönetmede en üst düzey isim olduğu iddia edilen Ebu Ali el-Anbari künyeli Abdurrahman Kaduli, Saddam rejiminde albay olup IŞİD'de üst düzey askeri sorumlu olan 'Ebu Müslim et-Türkmeni' künyeli Fadıl Abdullah, yine Saddam rejiminde general olan Abdunnasır Kardeş Iraklı Türkmendi.
Iraklı Türkmenler IŞİD'in orta ve alt kademelerinde de yer almış, hatta IŞİD içerisinde özellikle Tel Aferli Türkmenlerin bir kadrolaşmaya gittiği iddia edilmişti.
IŞİD lideri Ebubekir el-Bağdadi'nin Ekim 2019'da öldürülmesinin ardından yapının başına geçen, Saddam rejimi döneminde Irak ordusunda subay olan ve halen IŞİD'in genel lideri olan Ebu İbrahim el-Haşimi künyeli Muhammed es-Salbi de Iraklı Türkmendir.
Haşdi Şabi'de Türkmenler
Diğer taraftan pek çok Şii Türkmen de İran destekli Haşdi Şabi'ye katılıp Sünni Türkmenlere karşı savaşmıştır.
ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra ABD'lilerin geniş çaplı saldırılarına ve tutuklanma kampanyalarına maruz kalan Tel Aferli Türkmenler, Haşdi Şabi'nin de yakın zamanda geniş çaplı baskılarına uğramıştır.
ABD 2003'te Irak'ı işgal ettiğinde Tel Afer'in yaklaşık yüzde 75'inin Sünni Türkmen olduğu tahmin edilirken bugün Tel Afer tahrip olmuş bir haldedir. Şii ağırlıklı, Sünni Türkmenlerin azınlığa düştüğü bir şehir olmuştur.
Bu gelişmeler yaşanırken Şii Erşat Salihi'nin İran, Haşdi Şabi ve Iraklı Şii gruplarla tamamen ortak söylemler geliştirip beraber hareket etmesinin Irak Türkmenleri arasındaki mezhebi ayrım kaynaklı farklılıkları daha da derinleştirmekle eleştirilmekteydi.
Yakın gelecekte Türkiye'nin Irak Türkmenlerine yönelik siyasetinin farklılaşmasıyla, Türkiye'nin bölgede İran etkisinden bağımsız bir etki alanı oluşturabileceği tahmin ediliyor.
Özellikle son dönemde Irak'ın kuzeyindeki İran destekli Şii grupların Türk askeri güçlerine saldırılarında artış yaşanıyordu. Değişimin, Türkiye'nin Irak'ta Musul, Kerkük, Başika ve Sincar hattında geleceğe yönelik stratejisini belirlediği bir döneme denk gelmesi de dikkat çekti.
Kaynak: Mepa News