ABD Temsilciler Meclisi Türkiye'nin S-400’leri alması halinde F-35 programından çıkartılmasını ve ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) yaptırımlarının devreye girmesini öngören karar tasarısını oy birliğiyle kabul etti.
F-35 meselesine ilişkin “ABD-Türkiye İttifakına Yönelik Endişelerin İfade Edilmesi” başlıklı kararda Türkiye'ye Rus silahları satın almasından vazgeçmesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da ABD-Türkiye ilişkilerini riske atabilecek şekilde Rusya ile askeri ilişkiler geliştirmekten kaçınması çağrısı yapılıyor.
Türkiye'ye bir dizi yaptırım öngörülüyor
'ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası' (CAATSA) adlı kanun çerçevesinde ABD başkanının Rus savunma veya istihbaratı ile ciddi düzeyde ilişki içine girmiş olan üçüncü taraflara yaptırım uygulaması gerekiyor.
Tasarıda Türkiye'ye S-400'ler yerine NATO ile uyumlu olacak şekilde farklı füze savunma sistemleri alternatifinin ABD tarafından geliştirilerek Türkiye'ye sunulduğu buna rağmen Türkiye'nin S-400 alımında ısrar ettiği ve bu durumun NATO ve ABD ile olan işbirliğini zayıflattığı belirtildi.
S-400 alımının tamama erdirilmesi halinde Türkiye'nin F-35 programında daha fazla yer alamayacağı ve trilyon dolarlık uluslararası bir yatırım olan 5. jenerasyon savaş uçaklarına da sahip olamayacağı gibi pilotlarının da bu uçağın eğitimini almaya devam edemeyeceği kaydedildi.
Bunların yanı sıra S-400'de ısrar edilmesi halinde sadece F-35 değil gelecekte Patriot füze bataryalarının, CH-47F Chinhook ağır yük ve UH-60 Blackhawk helikopterlerinin ve F-16 jet uçaklarının da Türkiye'ye tedarik edilemeyeceği not düşüldü.
Temsilciler Meclisi Türkiye'yi NATO savunma sistemlerini zaafa uğratma riski oluşturduğu için S-400 alımını kınarken, bu alımdan vazgeçilmesi karşılığında Ocak 2019'da teklif edilen Patriot satışını destekliyor.
Türk Dışişleri Bakanlığı'ndan tepki
ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen bu karar tasarısına Türk Dışişleri Bakanlığı'nın tepkisi gecikmedi:
"Bu karar, evvelce de açıkladığımız üzere, Türkiye ile ABD arasındaki köklü dostluk ve müttefiklik ilişkileriyle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Kararda Türkiye'nin dış politikası ve yargı sistemi hakkında yer verilen haksız ve temelsiz iddiaların kabul edilmesi asla mümkün değildir."
"Her zaman vurguladığımız gibi, dost ve müttefik ülkeler arasında görüş farklılıklarının giderilmesinin en etkili yolu diyalog ve ülkelerin egemen kararlarına saygı gösterilmesidir. Bunun yerine, hiçbir bağlayıcılığı bulunmayan ve karşılıklı güvenin artırılmasına hizmet etmeyen kararların alınması, tehdit ve yaptırım dilinin gündemde tutulmaya devam edilmesi ve birtakım suni miadlar konulması kabul edilemez."