Ukrayna krizi nedir, Ukrayna'da neler oluyor? gibi sorular, son dönemin en önemli, bir o kadar da "kapalı kutu" gibi duran bölgesiyle ilgili olarak gündeme geliyor.
Ukrayna'da 2014 yılında savaşla patlak veren gerginlik ve bölünmüşlük, kökenini büyük ölçüde tarihten alıyor. Bu sebeple Ukrayna'da halen çözüme kavuşmayan ve artçı çatışmaları yaşanan 2013-2014 Euromeydan Devrimi'ni, 2014 Kırım Krizi'ni, 2014-2015 Donbass Savaşı'nı anlayabilmek için tarihi arka planı bilmek gerekiyor.
Ukrayna Krizi'ni detaylı bir şekilde ele alacağımız serinin ilk bölümünde, Ukrayna'nın 2. Dünya Savaşı'na kadar olan tarihini sizlere sunuyoruz.
Ukrayna: Coğrafyadan gelen bölünmüşlük
Eski Slav dilinde sınır bölgesi anlamına gelen Ukrayna, isminde geçtiği gibi tarih boyunca önemli devletlerin sınır bölgesinde yer alan, bu sebeple sık sık savaş sahnesine dönen bir coğrafya.
Ukrayna, en çok da coğrafi sebeplere bağlı olarak son yüzyıllarda Rusya ve Batılı ülkeler arasında kalmış bir ülke olarak dikkat çekiyor. Orta Asya'dan başlayıp Hazar Denizi'nin kuzeyinden geçip Avrupa içlerine başlayan ve düzlük olması sebebiyle ulaşım yönlü etkileşimin, göçlerin, istilaların yoğun olduğu tarihi hattın Ukrayna'dan geçmesi, güneyindeki Karadeniz yönüyle denizden ulaşıma da açık olması Ukrayna'yı tarih boyunca hem yoğun bir etkileşime sokmuş hem de savaş alanına çevirmiştir.
Orta Çağ'da Ukrayna'nın mevcut başkenti Kiev'i merkez edinen Kiev Rusları olarak bilinen siyasi ve kültürel oluşum, bugünün Batı Ukraynası ile farklı tarihi bir seyre sahiptir. Orta ve Doğu Ukrayna Kiev Rusları, Altın Orda, Kazaklar ve Rus Çarlığı altındayken Batı Ukrayna Lehistan (Polonya), Avusturya-Macaristan ve sonra tekrar Polonya hakimiyetinde yaşamış, 2. Dünya Savaşı ile Batı Ukrayna da Sovyetler Birliği'ndeki Ukrayna Cumhuriyeti'ne dahil olmuştur.
Rusya'nın Ukrayna'ya dahil olması
16. yüzyılda Batı Ukrayna'da ve Kiev'de Lehistan Krallığı hakimiyeti sürerken Orta ve Doğu Ukrayna'da Lehistan ve Osmanlı'ya tabi Kırım Hanlığı'nın nüfuz bölgelerinde Kazaklar hüküm sürmekteydi. Orta Asya'daki Kazak Türkleriyle karıştırılmaması gereken, farklı etnik kökenlerden gelenleri olsa dahi asimile olan Ortodoks ve Slav fakat yerleşik bir düzene karşı bu topluluk Ukrayna'nın doğusunda ve merkezinin doğusunda atlı birlikleriyle gevşek bir düzene sahipti.
Üzerlerinde artan Lehistan baskısından bunalan bu Kazaklar 1648'de Lehistan'a karşı savaş ilan ettiler ve bağımsız, daha merkezi otoriteli bir Kazan Devleti kurdular. 'Hmelnitski Ayaklanması' olarak bilinen bu büyük ve kanlı savaş esnasında zayıf düşmeleri üzerine kuzeylerinde yeni güçlenmekte olan bir devlet olan Rus Çarlığı'ndan yardım istediler. 1654 yılında Kazak Hetmanlığı ile Rus Çarlığı arasında yapılan Pereyaslav anlaşmasıyla Kazaklar Rus Çarlığı'na bağlılık sözü verdiler. Bu anlaşma Rus resmi tarih tezinde Rusya ve Ukrayna'nın Moğol İstilası ile başlayan ayrılığının ardından yeniden birleşmesi olarak önemli görülmektedir.
Rusların Kazaklara desteğiyle Lehistan 1657'de yenilgiyi kabul etti, Kiev de dahil Orta Ukrayna'dan çıktı, Kazak Hetmanlığı Rus Çarlığı'na bağlı özerk bir siyasi oluşum oldu. Bu birlikten itibaren Kazaklar Rus Ordusu'nun askerleri olarak başta Osmanlı'ya karşı olmak üzere savaştılar.
Ukrayna'da dini ihtilaf
Ukrayna'dan geçmişten bugüne mezhep ihtilafı da ülkenin bölünmüşlüğünde etkin olmuştur. Ukrainler gibi Slav olmalarına rağmen Katolik olan Lehistan Krallığı, Ukrain tebasını Katolik olmaya teşvik etmekte ama sonuç alamamaktaydı. 16. yüzyılda Lehistan bir çözüm formülü üretti, buna göre yeni bir kilise örgütlenmesi kurulacak, ibadet ritüelleri Ortodokslarınki, inançları Katoliklerinki gibi olacaktı. 'Birlik Kilisesi' olarak isimlendirilen bu yeni dini yapılanma Lehistan idaresinin tam olarak yönettiği Batı Ukrayna'da daha çok taraftar bulmakla beraber Kiev ve Orta Ukrayna'da daha az kabul gördü. 17. yüzyılda Orta Ukrayna'da Lehistan'ın halkı Ortodoksluktan bu kiliseye geçmeye zorlaması 1648'deki Hmelnitski İsyanı'nın ve Ortodoks Ukrainlerin Ortodoks Rusları kurtarıcı gibi görmesinin bir sebebini teşkil edecekti. Orta Ukrayna'nın Lehistan etkisinden tamamen çıkmasıyla Birlik Kilisesi dini yapılanması Ortodokslaşacak, Kiev'de Birlik Kilisesi mensubiyeti kaybolacak, bu kez de Ortodoks Rus ve Kazaklar Birlik Kilisesi üyelerini zorla Ortodoksluğa döndürecekti.
Ukrayna: Novorossiya (Yeni Rusya)
1775'te Çariçe 2. Katerina, Kazak Hetmanlığı'nı ortadan kaldırarak Ukrayna'ya Novorossiya (Yeni Rusya) ismini vererek Rusluktan ayrı bir Ukraynalı kimliğini tanımadığını belirtmiş oldu, Ukrayna'yı doğrudan Çarlığa bağladı. Bu kararda 1768-1774 Rus-Osmanlı Savaşı'nın Rusya'nın zaferiyle bitmiş olmasının ve bu savaştan önce Osmanlı toprağı olan bugünkü Ukrayna'nın Karadeniz sahilinin Rusya'ya geçmesinin de etkisi olmuştu. Yine bu savaşla Kırım Hanlığı Osmanlı'dan koparılıp Rus nüfuzuna bırakılmış, 1783'te Rusya Kırım'ı ilhak etti. Bu savaşın öncesinde Osmanlı Devleti Karadeniz'i Rusya'ya kapatıyorken Rusya'nın bir çırpıda tüm Kuzey Karadeniz'i ele geçirmesi, Rusya'nın Ukrayna'ya verdiği önemi artırmış ve Kuzey Karadeniz kıyısı da Ukrayna olarak anılmaya başlamıştı.
Yine 18. yüzyılın son yarısında üç seferde tüm Lehistan Krallığı Rusya, Roma-Germen İmparatorluğu, Prusya arasında paylaşıldı. Bugünkü Batı Ukrayna büyük ölçüde daha sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ismini alacak olan Roma-Germen İmparatorluğu'na geçti.
1815'te Avrupa, Orta ve Doğu Ukrayna Rusya'da, Batı Ukrayna Avusturya'da
Karadeniz'e büyük önem veren Rusya, bu sebeple Ukrayna'ya yatırımlarını artırmıştı. 19. yüzyılda dünya makineli sanayileşmeye geçip kömürün önemi başat role gelirken Doğu Ukrayna'da bugün Donetsk merkezli olarak Donbass Bölgesi olarak bilinen Don Nehri Havzası'nda büyük kömür rezervlerinin keşfi, Rusya'nın silah teknolojisinde de büyük önemi olan çelik sanayisinin buraya kurmasına neden olmuş, Ukrayna'nın Çarlık açısından önemi daha da artmış, Ukrayna'da hızlı bir şehirleşme de başlamıştı.
Komünist Devrim ve Ukrayna
1. Dünya Savaşı devam ederken 1917'de Rusya'da önce Çarlık rejiminin yıkılması, ardından aynı yılın sonunda gerçekleşen Komünist Devrim ile Ukrayna bağımsızlaşma girişiminde bulundu. Buna cesaret edilebilmesinde Komünist lider Lenin'in başlangıçta "Halkların kendi kaderini tayin hakkına saygılı olmak gerektiği"ni işlemesi de etkili olmuştu. 1918'de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla Batı Ukrayna'da da bir güç boşluğu doğdu.
1918'de Kiev merkezli Ukrayna Cumhuriyeti, Batı Ukrayna'da da Batı Ukrayna Cumhuriyeti doğdu. 1919 başında Batı Ukrayna Cumhuriyeti, Ukrayna Cumhuriyeti'ne katıldı. Bu yeni devlet 1919'da Batı Ukrayna'da yine yeni bağımsızlığını kazanmış olan Polonya ile kanlı bir savaşa girdi. Fakat savaş Batı Ukrayna'nın Polonya tarafından alınmasıyla sonuçlandı. Bu savaşla zayıflayan Ukrayna, ilerleyen yıllarda yeni kurulan Sovyetler Birliği tarafından yutuldu ve Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu.
Holodomor (1932-1933)
1924'te Lenin'in ölüp Stalin'in Sovyetler Birliği'nde iktidara gelmesiyle tüm birlikte olduğu gibi Ukrayna'da da baskılar arttı. Fakat asıl felaket 1932 ve 1933 yıllarında yaşandı.
1932 yılında Ukrayna'da tahıl hasadı kötü gerçekleşti. Rejim suçu özel çiftlik sahiplerine atarak çiftliklerin kötü yönetilmesinden dolayı hasadın kötü geçtiğini iddia etti. Açıklanan kararla tüm tarımsal üretimin devletleştirildiği duyuruldu. Sovyet askerleri Ukraynalı çiftçilerin ürünlerine el koydu, halk tarımda kullandığı çift hayvanları da dahil olmak üzere tüm hayvanlarını askerlerin ele geçirmemesi için kesince ellerinde çiftçilik yapabilecek at ve öküz de kalmadı. Sovyet yönetimi ise topladığı ürünleri Rusya'ya gönderdi ve veya ihraç etti. Böylece Ukrayna'nın köylerinde çok şiddetli bir açlık dalgası yaşandı. Eldeki stoklar tükenince açlık, kırsal kadar olmamakla beraber Ukrayna'nın şehirlerini de vurdu. 1934'e kadar süren bu kıtlığa "Açlıktan öldürmek" anlamında Holodomor/Golodomor denmektedir.
Bu süreçte Ukrayna'da 5-10 milyon insanın, Ukrayna'nın kırsal nüfusunun %25-50'inin öldüğü tahmin edilmektedir. Holodomor'da Ukrayna'nın bazı köyleri topluca açlıktan ölürken şehirlerinde de açlıktan ölen kişilerinin sokakta cesetlerinin yatması sıradan bir olay haline gelmişti. Holodomor ile Ukrayna korkunç bir nüfus kaybına uğramıştı.
Uzmanlar bu kıtlığın Stalin tarafından kollektifleştirmenin kullanılarak Ukrayna nüfusunu azaltmak için yapılmış bir soykırım olarak değerlendirmekte, bunun en büyük delillerinin de Ukraynalı köylülerin elindeki tüm ürünlerin toplanıp Rusya'ya sevk edilmesi, hatta ihraç edilmesi, Ukrayna'ya yurt dışından yardım taleplerinin ise Stalin tarafından engellenmesi olduğunu belirtmektedirler. Stalin'in bu planının altında Ukrainlerin büyük nüfusunu iktidarı için tehdit olarak görmesinin yattığı iddia edilmektedir.
Böylece Ukrayna 2. Dünya Savaşı'na Holodomor Felaketi'nin gölgesinde ulaştı.
Harkiv sokaklarında açlıktan ölmüş cesetleri sokaklarda yatan Ukraynalılar (1933)
Holodomor esnasında Ukrayna'nın bir köyünde açlık çeken çocuklar (1932)
Kaynak: Mepa News Akademi