Suudi Arabistanlı muhalifler, Suud'da demokratik bir yönetim yolu oluşturmak için "Ulusal Birlik" adlı bir parti kurulduğunu duyurdu.
Parti, Kral Selman bin Abdülaziz döneminde iktidara karşı organize olan ilk siyasi hamle olarak tarihe geçti.
Partinin kuruluş bildirisinde amacın, ''Ülkenin huzursuzluk veya şiddet içeren yollara kaymasını önlemek ve halkın çıkarları doğrultusunda Suudi Arabistan'ın dünya ile bölgesel ve uluslararası işbirliğini geliştirmek olduğu'' söylendi.
Ulusal Birlik Partisi'nin kurulmasına ilişkin bildiride, "Tam seçilmiş bir parlamento ve anayasal denetimlere göre yasama, yargı ve yürütme gücünün ayrılması'' çağrısında bulunuldu.
Parti, açıklamada "siyasi ufkun engellenmesinden" de söz ederek, "mevcut otoritenin sürekli şiddet ve baskı uygulamalarına karşı barışçıl bir değişim'' çağrısında bulundu.
Suudi Arabistan, herhangi bir siyasi muhalefetin teşkilatlanmasına izin vermeyen mutlak bir monarşi olmasıyla biliniyor. Krallığın doksanıncı Milli Günü'nde kurulan Ulusal Birlik Partisi, muhalefete yönelik artan baskıların ortasında geldi.
Ulusal Birlik Partisi üyesi ve akademisyen Madavi el Reşid, Reuters'e verdiği demeçte, "Zamanlama çok önemli. Baskı iklimi artıyor." ifadelerini kullandı.
Reşid, partinin Krallık'ta herhangi bir protesto çağrısı yapmadan Birleşmiş Milletler ve insan hakları grupları gibi uluslararası örgütlerle çalışacağını belirtti.
Yeni partinin üyeleri arasında Londra merkezli ALQST insan hakları örgütü başkanı Yahya Asiri, tutuklu davetçi Selman Avde'nin oğlu Abdullah Avde, önde gelen akademisyen Said bin Nasır el Ğamidi ve Şii aktivist Ahmed el Muşeyhas da yer alıyor.
Abdullah Avde, Reuters'e verdiği demeçte, ''Ulusal Birlik Partisi'nin iktidar ailesi içindeki veya dışındaki herkesle çalışarak ulusal bir hareket kurmayı hedeflediğini'' söyledi.
Avde, muhalefet partisinin oluşumunu "uzun zamandır beklenen bir adım" olarak değerlendirdi.
Açılış ve tutuklamalar
Suudi Arabistan, uzun zamandır insan hakları siciliyle ilgili uluslararası eleştirilere maruz kalıyor. Haziran 2017'de Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın tahtın varisi olarak atanmasından bu yana ise eleştiriler bir hayli artmış durumda.
2017'den bu yana düzinelerce entelektüel, insan hakları aktivisti, yazar, din adamı ve prens, yolsuzlukla ilgili suçlamalar ve ülke dışındaki partilerle iş yapmaya yönelik ayrı ithamların bir parçası olarak tutuklandı.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Ekim 2018'de İstanbul'daki Suudi konsolosluğunda öldürülmesi, Suud'un insan hakları sicilini hedef alan eşi görülmemiş bir eleştiri fırtınasına yol açtı.
Cinayetin sonuçları, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin yakın müttefiki Muhammed bin Selman'ın imajını lekelerken ekonomiyi çeşitlendirme ve toplumu daha açık bir aşamaya itmeye yönelik iddialı girişimlerine gölge düşürdü.
Aynı şekilde geçen Ağustos ayında Kanada'da ikamet eden eski Suudi istihbarat yetkilisi Saad el Cebri, Washington'daki bir federal mahkemede, Prens Muhammed bin Selman'ı Kanada'ya onu öldürmek için bir suikast timi göndermekle suçlayarak dava açtı.
35 yaşındaki Veliaht Prens Selman, Savunma Bakanlığı da dahil olmak üzere üst düzey siyasi, askeri ve ekonomik pozisyonlara sahip olup en önde gelen hükümet yatırım fonuna başkanlık ederek ülkenin fiili yöneticisi olarak görülüyor.
Kaynak: Mepa news