Nancy ile Ürdün’ü Gezmek
Gays Baduşe, klasik Mercedes’ine doldurduğu kitapları satarken, aynı zamanda özellikle ülkenin uzak bölgelerinde okuma sevdasını yaymaya çalışıyor.
74 model bir Mercedes, kitaplarla süslenmiş halde Amman’ın en eski ve en işlek caddelerinden bir tanesi olan Gökkuşağı Sokak’ta duruyor.
Meraklı vatandaşlar bir yandan durup bu nadide arabayı incelerken bir yanda da gözlerine ilişen kitaplara göz atmaktan geri durmuyor.
28 yaşındaki Baduşe “bir nevi kitaplardan yapılmış bir mozaik bu” diyor. Arabasının ismini Nancy koymuş. Amman’ın en ünlü dondurma dükkanlarından birinin önüne park ettiği beyaz Mercedes’in içinde birçok dilde ve türde yazılmış kitabı sergiliyor.
Bagaj, torpido, koltuklar, hepsi Arapça, İngilizce, Fransızca yazılmış kitaplarla tıka basa dolu ve hepsinin fiyatı aynı 4 Ürdün Dinarı. Nadide kitapların fiyatı tabi ki biraz daha fazla tutulmuş. Eski basım kitaplar da arabanın üstünde sergileniyor. Bunların fiyatı 100 Dinara kadar çıkabiliyor.
Adamın birisi, arabanın kaputunun üstünde duran, İtalyan yazar Umberto Eco tarafından kaleme alınmış tarihsel bir cinayet gizeminin Arapça tercümesine göz gezdirirken, bir başka adam da içeride bulduğu Arapça bir tarih kitabının sayfalarını karıştırıyor.
Roman tutkusu
Baduşe yolda kitap satmaya iki yıl önce Şubat ayında başlamış. “İlk önce masalarım vardı” dedikten sonra zaten kalabalık olan sokakta çok yer kapladığını fark ettikten sonra kitaplarını arabasının üstünde teşhir etmeye başladığını anlatıyor.
“Sanki sihir gibi, daha fazla sayıda insan çekmeye başladım ve insanların kitaplarıma olan ilgisi daha da arttı.”
Baduşe genellikle arasını Gökkuşağı Sokak'a ve Amman’daki Paris Meydanı'na park ediyor. Ancak kendisi aynı zamanda memleketinin yollarında da kitap satıyor. Amman’ın 40 kilometre güneybatısında bulunan Madaba’nın yollarında yani. Ürdün’ün daha ücra köşelerine, hatta mülteci kamplarına gidebilmeyi ve okuma sevdasını buralara da götürebilmeyi umuyor.
2015 yılının sonunda özel bir şirketteki işinden ayrılıp, kitaplara olan tutkusuna adamış.
“Büyük şirkette risk yönetimi üzerine çalışıyordum. İyi bir maaşım, sigortam vardı. Rahat bir yaşantım vardı ama mutlu değildim” diye durumu açıklıyor. İş dünyasının, takım elbiselerin ve kravatların içinde kendisini kafeste gibi hisseden Baduşe işinden istifa etmiş ve kitap satmaya başlamış.
Amman’ın en eski kitapçılarından olan Mahall el-Maa’da, dördüncü kuşaktan bir kitapçı olan Hamza el-Maayta’dan bir kitap dükkanı nasıl işletilir onu öğrenmiş. Bu süreç içinde aylar boyunca binlerce kitap ve döküman arasında, bazen gece uyumadan durduktan sonra memleketi Madaba’da kendi projesini hayata geçirmeye karar vermiş.
“Ben kitapları çok seviyorum ve dükkanımı memleketimde açmaya karar verdim çünkü orada bir tane bile kitapçı yoktu. Sadece kitap almak için 40 kilometre yol gitmeleri lazımdı. Madaba’daki birçok insan bunu yapacak durumda değil”
Nancy ve kitap koleksiyonunu bir nevi cephanesi yapan Baduşe “Sokakta Kitaplar” ismini verdiği girişimini 2016’da başlatmış. Amman’ın merkezine arabasıyla giderek düşük fiyatlarda kitaplar satıyor.
“O zamanlar hiç param yoktu ve sokaklarda sattığım kitaplardan elde ettiğim gelirle Madaba’da bir dükkan açma hayalimi gerçekleştirdim.”
Muhammed bin Raşid el-Maktum Vakfı tarafından yayımlanan bir araştırmaya ve BM Gelişim Programı verilerine göre bir Arap yılda ortalama 35 saat kitap okuyor.
“Ürdün’de insanlar artık çok fazla kitap okumuyor” diyen Baduşe bu problemi çözmek için memleketinde bir kitap cemiyeti kurmuş ve Madaba’ya yakın köylerde kitap festivalleri organize etmiş. Bu yöntem ile ülke çapında okuma alışkanlığını geliştirmeyi amaçlıyor.
Kawon Kitapçısı
2016’nın Aralık ayında, aylar boyunca her gün sokaklarda sattığı kitaplardan elde ettiği gelir ve bağışçıların yardımları ile Madaba’nın şehir merkezinde 19. yüzyıldan kalma bir evi dükkana çevirerek Kawon Kitapçısını açmış. Hafta içi burada çalışırken hafta sonlarını ise Madaba ve Amman arasındaki sokaklarda kitap satmaya ayırmış.
Şehirdeki tarihi Bizans mozaikleri ile ünlü Madaba, Ürdün’ün en büyük Hristiyan topluluklarından birine ev sahipliği yapıyor. Burada yaşayanlar da dinlere duyulan ortak saygı kültüründen gurur duyuyor. Yakınlardaki camilerden gelen ezan sesi ve tarihi kiliselerin çan sesi bir arada yükseliyor.
“Kitapçım bazen sadece insanların bir araya gelip konuştuğu bir yer oluyor” diye söze giren ve dükkanında yapmayı planladığı okuma kampanyaları ve diğer toplum hizmetlerini anlatmaya başlayan Baduşe'nin sözü sık sık okumak için kitap tavsiyesi isteyenler, sadece bir selam vermeye gelenler, sipariş ettikleri kitabın henüz gelip gelmediğini soranlar tarafından kesiliyor.
Arapça’da “evren” manasına gelen Kavon Kitapçısı'nda, örtülü bir hanım İngilizce yazılmış bir tarih kitabının sayfalarını karıştırırken, Belçikalı iki turist Ürdünlü yazarların eserlerinden Fransızca’ya çevrilenlerin olup olmadığını sormak için dükkana giriyor. 15 farklı dilde kitapların satıldığı Kavon Kitapçısı, insanların kültür değişimi yapıp bir araya geldiği bir mekan halini almış.
Toplum Hizmet Projeleri
Baduşe yakın zamanlarda yeni sanat girişimleri başlatmış ve şehrin çehresini sokak sanatıyla yeniden çizmek için yerel sanatçılarla iş birliği yapmış.
Bu yılın Mart ayında Nada el-Karra isimli yerel bir sanatçıyı Madaba’nın merkezindeki duvarlara Kadınlar Günü temalı çizimler yapması için davet etmiş.
Kültürel faaliyerler için daha fazla alan yaratmak ve yerel sanatçılara destek olmak amacıyla yakın zamanda Madaba’da yeni bir proje başlatmış.
“Bu sene ikinci bir kitapçı dükkanı için bir yer tespit ettim ve yenileme çalışmalarına başladım. Şehir merkezine daha yakın ve daha geniş alana sahip yeni yer içinde, bir kafe, bir restoran bir de bahçe olacak. Açılışı da gelecek ay yapmayı planlıyorum. Bu dükkan da hem müzik atölyesi olacak hem de diğer kültürel faaliyetlere ev sahipliği yapmaya devam edecek.”
Sosyal bir işletmeyi ayakta tutmanın mali zorluğuna rağmen, Baduşe'nin en büyük sıkıntısı insanları okumaya daha fazla teşvik etmek. İnternet çağında “okumayı sevdirmek zor” diye kendisi de itiraf ediyor. Ürdün’deki hayat pahalılığı insanların kitaplara olan erişimini kısıtlı hale getirirken, dijital kültür de insanların ilgisini kitaplardan başka yerlere çekiyor.
“Benim ana amacım halkın katılımını sağlamak. Bu tür projeler insanların ufkunu açar, yeni fikirlerle tanışmalarını sağlar ve aynı zamanda dil becerilerini de geliştirir.”
Middle East Eye'dan Marta Vidal'in haberi Mepa News okurları için tercüme edildi.