Venezuela'da Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido'nun, iktidarı devirmek için ayaklanma çağrıları yapmasına rağmen, Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun muhalif lidere neden tutuklama emri vermediği merak ediliyor.
Elcano Royal Institute'den Carlos Malamud'a göre "Hugo Chavez döneminde bu karakterde bir muhalefet lideri çoktan ya hapse atılmıştı, sürgüne gönderilmişti ya da öldürülmüştü."
Euronews'e konuşan Malamud, Henrique Capriles, Fredy Guevara ve Leopoldo Lopez gibi diğer muhalif isimlerin herhangi bir siyasi değişime sebebiyet vermemeleri için vakit kaybetmeden gözaltına alındıklarını hatırlatıyor.
Siyaset analistine göre Guaido'nun tutuklanması için Maduro'nun çok fırsatı oldu. Guaido'nun kendini tek taraflı Venezuela'nın geçici lideri ilan etmesi ya da 'ülkeyi terk et' emrine itaat etmemesi, hakkında yasal işlem başlatılması için yeterli sebeplerdi. Guaido, Ulusal Meclis'in başkanı olduktan bir kaç gün sonra gözaltına alınmasına rağmen saatler sonra serbest bırakılmıştı.
Malamud'a göre Guaido özgürlüğünü iki şeye borçlu: İç ve dış baskılarla, Maduro'nun askeri desteğe ihtiyaç duymasına.
"Guaido'nun yargılanıp hapsedilmesi ülkedeki krizi derinleştirecektir. Partilerin tutumundan uluslararası desteğe kadar pek çok konuda karmaşa yaşanacak, müzakere alanı daralacaktır. Doğal olarak tüm bunlar, daha beklenmedik ve kontrolü daha zor bir atmosfer yaratacaktır."
Malamud, 30 Nisan'dan sonra Guaido'nun halen rahatça dolaşabilmesini böyle açıklıyor ve ekliyor: "Normal bir gidişatta, Leonardo Lopez'in özgür kalmasından hemen sonra müdahale edilir, Lopez ev hapsine geri gönderilirken Guaido tutuklanırdı."
"Guaido ile ordu arasında müzakere oldu"
Guaido'nun nasıl rahat hareket edebildiği siyaset uzmanlarının kafa yorduğu tek soru değil. Guaido'nun cuntaya yaptığı çağrının başarılı olup olmadığı da kafaları kurcalayan diğer bir konu.
Konuya yakın kaynaklara göre muhalif kanatla ordunun üst kademesinden isimler arasında, ABD'nin de desteğiyle bir müzakere olduğu apaçık ortada.
Malamud'a göre Maduro'ya yakın bazı askeri yetkililerin verdikleri sözleri yerine getirmediğine yönelik bir izlenim de mevcut.
"Venezuela ordusu bir yol ayrımında ve kendi kararını vermek zorunda." diyen Malamud ordunun bölünmeden bir bütün olarak hareket edeceği kanısında: "Şu an için Maduro'dan yana saf tutsalar dahi zayiat-çıkar hesaplamaları bu durumu her an tersine çevirebilir." diyor Malamud.
"Ordu rejimi korumak için hükümete destek vermek zorunda"
Maduro hükümeti, Hugo Chavez'in ordu geçmişinin varisi niteliğinde. Ordu komutanlarını bakanlıklara atayan Maduro, eyalet valilikleri ve ekonominin kilit makamları için de yine askeriyeden isimler tayin etti.
Malamud, el altından döviz alım ve satımı, uyuşturucu kaçakçılığı gibi yasa dışı faaliyetlerin ordunun ekmeğine yağ sürdüğünü savunuyor.
"Rejimin korunmasında en çok çıkar sağlayan asker, aynı zamanda bunun karşılığında hükümete destek vermesi gerektiğinin de bilincinde. Bir yandan kaybedecek çok şeyleri varken diğer yandan rejim değişirse her şeyi kaybetme riskleri var." diyor Malamud.
Siyasi analist, önümüzdeki günlerde yaşanacakların Venezuela halkının kararı olacağını da sözlerine ekliyor.