Sahip olduğu yüksek tarım potansiyeli nedeniyle dünyada medeniyetin ilk bölgelerinden olduğu tarihçilerce belirtilen Hindistan'da tarım politikalarının büyük bir çıkmaza girdiği gözlemleniyor.
Hindistan'da tarım devletçe sübvanse ediliyor ve çiftçileri koruma adına serbest piyasa kurallarına aykırı, verimliliği düşürdüğü iddia edilen popülist bir tarım politikası uygulanıyordu. Son dönemde Hindistan'daki hükümetin bu uygulamalara son veren, tarıma yabancı yatırımın önünü açan kanunlar çıkarması Hindistan genelinde büyük çiftçi protestolarına neden olmuştu. Hükümet gelecek seçimlerde çiftçilerin oylarını kaybetmemek için tüm bu kanunları geri çekmek zorunda kalmıştı.
Tarım çıkmazı
Hindistan'da işgücünün yaklaşık %43'ü tarımda çalışırken tarımdan geçinenlerin nüfusa oranı %50'yi aşıyor. Ülke, tarım potansiyeline ve verimli arazilerine istinaden ekonomik açıdan Çin'in ardından dünyanın en büyük ikinci tarımsal gücü konumundayken ABD bu listede üçüncü sırada geliyor.
Fakat tarımda verimi artırmak üzere yapılan reformların popülist bir amaçla geri çekilmesinin Hindistan'ın tarımsal üretimini düşürmesinden endişe ediliyor. Mevcut tarım politikası tarımda verimliliğin düşmesine neden olduğu gibi popülistçe dağıtılan ve bir strateji güdülmemesiyle eleştirilen tarımsal sübvansiyon politikası nedeniyle federal bütçeye de ağır bir yük oluşturuyor.
Hindistan'ın gelecek sene 1,4 milyar sınırını aşacak olan nüfusunu besleyebilmesi için tarımsal üretimini artırması gerektiği belirtiliyor. Hindistan'ın tarımda kendi kendisine yetememesi durumunda ithalat yapacak ekonomik imkanları bulunmadığı, nüfusunun büyüklüğü nedeniyle böyle bir ithalat bağımlılığının Hindistan için zaten mümkün olamayacağı belirtiliyor.
Kaynak: Mepa News