İsrail savaş uçakları Gazze Şeridi'ni havadan vurmaya devam ederken, işgal altındaki Batı Şeria'daki Filistinliler gerginlik içinde ve hem yerleşimciler hem de askerler tarafından kendilerine yönelik saldırıların arttığını bildiriyorlar.
Geçtiğimiz Cumartesi gününden bu yana Batı Şeria'da yaşanan saldırılarda en az 55 Filistinli öldürüldü ve 1.100'den fazla kişi de yaralandı.
İnsan hakları aktivisti Samir Ebu Şems'e göre İsrail ordusu, savaş ve silahlı çatışma durumlarında sivillerin zarar görmemesi gerektiğini vurgulayan Cenevre Sözleşmeleri başta olmak üzere birçok uluslararası yasayı ihlal ediyor.
Al Jazeera'dan Ayman Nobani'nin haberine göre, Tulkerim kentinde yaşayan 60 yaşındaki Şems, "Bugün gördüğümüz şey, işgal güçlerinin sivil alanlara girmesi, gerilim yaratması ve herhangi bir gerekçe olmaksızın sivilleri silahla hedef almasıdır" dedi ve ekledi: "İsrail'in ateş açtığı insanların çoğu sokaktan geçen ya da iş yerlerine giden Filistinli siviller"
Ebu Şems, İsrail işgalinin bir yandan Gazze Şeridi'ni Batı Şeria'dan izole ettiğini söyledi.
Ebu Şems, "Öte yandan işgal altındaki Batı Şeria'da sivillerden intikam alıyor ve yerleşimcileri silahlandırmak için önlemler alıyor ve erkeklere, kadınlara ve çocuklara ateş açma talimatı veriyor" dedi.
İsrail ordusu Filistinli sivil araçlara ateş açıyor
Cuma günü, Kerim el Cellad akşam saat 8.20 sularında Tulkerim'deki sebze halinden şehrin güney bölgesindeki evine doğru arabasıyla gidiyordu. Tulkerim'in batısını güneyine bağlayan Gişuri Yahudi yerleşiminin yakınındaki caddedeydi.
İsrail askerleri arabasına ateş açtı ve El Cellad ses bombası olduğunu düşünerek aracını sürmeye devam etti. Ancak üç kez gerçek mermiyle vuruldu: Göğsünden, elinden ve omzundan.
Kuzeni Alâ el Cellad, Al Jazeera'ya yaptığı açıklamada "Kerim'in arabasının önünde beş kurşun vardı" dedi.
Kuzeni, "Karem, El Safir kavşağına ulaşana kadar yolda ilerlemeye devam etti ve oradan ambulansla yerel hastaneye nakledildi" dedi.
Kardeşi Ammar Kerim'in ikinci bir ameliyat geçirdiğini söyledi.
Ammar, "Dün akşam doktorlar omzuna isabet eden ve boynunda kalan kurşunu çıkardılar" dedi. "Doktorlara göre ikinci kurşun tendonlarda yırtılmaya neden olmuş."
Tulkerim'deki Filistin Kızılay Derneği'nden Ahmed Zahran Al Jazeera'ya yaptığı açıklamada İsrail askerlerinin Cuma günü aynı bölgede dört sivil araca ateş açtığını, bir Filistinlinin öldüğünü ve yedi kişinin de yaralandığını söyledi. Cuma günü vurulan 16 yaşındaki ikinci bir Filistinli ise ertesi gün aldığı yaralar nedeniyle hayatını kaybetti.
Zahran, "Ambulansımızla oraya gittik ve ateş açılan beyaz bir Hyundai araba gördük." dedi. "Dört yolcu da yaralanmıştı ve hepsinin durumu ağırdı."
Ekibi yaralılardan üçünü hastaneye nakletti ve dördüncü Filistinli için geri döndüklerinde İsrail ordusu sağlık görevlilerini ve ambulansı hedef aldı.
Zahran, "Çalışmalarımıza hızlı bir şekilde devam ettik ve aynı anda bizden yaklaşık 30 metre uzaklıktaki başka bir arabaya ateş edildiğine dair bir ihbar aldık, arabayı tespit ettikten sonra herhangi bir yaralıya rastlamadık, sadece caddenin ortasında içinde kimsenin olmadığı boş bir araba bulduk." dedi.
Kerim'i kavşakta buldular ve hastaneye naklettikten sonra, diğer iki Filistinlinin arabalarıyla yerleşim yerinden geçerken vurularak yaralandığına dair başka bir çağrı aldılar.
Yerleşimci saldırısı
Perşembe akşamı Randa Ajaj, oğlu İsmail ve kocasıyla birlikte arabadaydı ve Yabrud köyünden Ramallah'a dönüyorlardı.
"Kontrol noktalarından birinde bir Yahudi yerleşimci havaya ateş açtı," diyor 19 yaşındaki İsmail. "Askerler olduğunu düşündük, bu yüzden babam yavaşladı, ancak arabamıza saldırmaya çalışanların el fenerli ve silahlı yerleşimciler olduğunu görünce babam hızla uzaklaştı."
Yerleşimciler ateş açtı. İlk kurşun İsmail'in ayağına isabet etti, ardından annesinin vücuduna, böbreğine yakın yere girdi.
Yedi çocuk annesi Randa, birkaç yıl önce böbreklerinden birini kardeşine bağışlamıştı.
İkinci bir kurşun arka camı parçaladıktan sonra İsmail'in omzuna saplandı.
Randa'nın sadece yaralandığını düşünen baba arabayı sürmeye devam etti ve Silwad köyündeki bir tıp merkezine ulaştı. Oradan da bir ambulans onları Ramallah Hastanesi'ne götürdü.
İsmail, "Korkudan bayıldığını düşündük çünkü hiç kan izi yoktu ama ayağımı delip geçen ve anneme isabet eden patlayıcı bir mermi olduğu ortaya çıktı," dedi sesi titreyerek ve ekledi: "Öldüğünü bilmiyorduk."
İsmail röportaja devam edemedi. Hastanede olduğu için katılamadığı annesinin cenaze töreninin videolarını telefonundan izlemeye devam ediyor.
Filistinli sürücüler için yollar tehlikeli
Nablus-Ramallah hattında çalışan taksi şoförleri de kontrol noktalarının kapatılması ve yerleşimci saldırılarındaki artışı gerekçe göstererek hareketlerini azalttı.
51 yaşındaki şoför Nail Diveykat, "Savaştan önce Nablus-Ramallah hattında 112 araba vardı, şimdi ise köylerden gelenlerin kullandığı sadece 25 araba var." dedi.
"Bu güzergahtaki Filistin köylerinin girişlerinin çoğu toprak bariyerlerle kapatılmış durumda, çünkü insanlar genellikle çok gerekli olmadıkça artan tehlike nedeniyle arabalarıyla dışarı çıkmıyor."
Diveykat, sürücülerin Nablus'tan ayrılmak için 45 dakika daha uzun olan ana yol yerine alternatif bir güzergah kullanmak zorunda kaldıklarını söyledi.
"Perşembe günü, Kasra köyünde öldürülen dört Filistinlinin cenaze töreni sırasında büyük bir tehlikeye maruz kaldım" diyen Diveykat, "Şans eseri, cenaze töreniyle aynı anda El Saviya köyü kavşağındaydım." diye ekledi.
Yerleşimciler yolu kapattı ve cenazeye katılanlara saldırarak İbrahim El Vadi ve oğlu Ahmed'i öldürdü. Yol iki saat boyunca tamamen kapalı kaldı.
Diveykat, "Yollar güvenli olmadığı ve yerleşimciler Batı Şeria'daki birçok kavşakta Filistinlilerin arabalarını taşlarla durdurup saldırdığı için seyahat ederken korkuyorum ve sinirlerim geriliyor," dedi. "Bazen bazı sürücülerin bir bölgeden diğerine gitmesi beş saat sürüyor."
İnsan hakları aktivisti Ebu Şems'e göre tüm bunlar, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da ya da Gazze Şeridi'nde Filistinli nüfusa baskı uygulamak ve yerlerinden edilmelerine neden olmak için hesaplanmış bir planın parçası.
Ebu Şems, "Bu gizli bir gündem değil" dedi. "İsrail'in aşırı sağcı bakanları, Filistinlilerin yaşamadığı bir toprak istediklerini defalarca açıkladılar ve seçim kampanyalarının bir parçası olarak seçmenlerine bunu uygulama sözü verdiler." diye ekledi.
Ebu Şems ayrıca, "Kısacası, kaosu yayarak ve Filistin kurumlarını, özellikle de topluma hizmet sağlayan kurumları etkisiz bırakarak üçüncü bir Nekbe'yi devreye sokmak uygulamak istiyorlar."
Kaynak: Mepa News, Al Jazeera