Yemen'de küresel ve bölgesel güçlerin vekalet savaşında henüz aydınlatılamayan birçok olay yaşandı. Kritik isimlere yönelik suikastlar da bu olayların başında geliyor. Buzzfeed'den Aram Roston'un, Yemen'de Birleşik Arap Emirlikleri öncülüğünde gerçekleştirilen bu suikastlara dair hazırladığı dosya haber, Mepa News tarafından haberleştirildi. Dört bölüm halinde düzenlenen haberin ilk bölümü:
*
“Yemen’de hedef odaklı bir suikast programı vardı. Programın başında da ben vardım. Bunu biz yaptık.”
Kucağında sallanan kalaşnikofu ve ağzındaki lolipopu ile birlikte, Aden’in karanlık sokaklarını yararak ilerleyen zırhlı pikabın arkasında eski Yeşil Bereli Amerikan bir komando vardı. Göreve çıkan timde iki tane de eski Deniz Piyadesi Komandosu bulunuyordu. ABD ordusunun en gözde operasyon personellerinden olan bu kişiler yıllar boyunca Amerika’yı korumak için özel eğitimlerden geçmiş isimlerdi. Ama artık farklı bir efendiye hizmet ediyorlardı: Basra Körfezi'nde küçücük bir çöl monarşisi olan Birleşik Arap Emirlikleri’ne.
29 Aralık 2015 gecesi kendilerine verilen görev gereği bir suikast düzenlemek için yola çıktılar.
"Amacı para olan uzun soluklu bir macera"
Saldırıya bizzat iştirak eden iki kişi tarafından ve o geceye ait insansız hava aracından çekilmiş görüntülerle teyit edilen bu silahlı saldırı, amacı para olan uzun soluklu bir maceranın ilk operasyonu oldu. Bu saldırıdan sonra, Amerika’nın en eğitimli askerleri, savaş nedeniyle büyük yıkıma uğrayan Yemen’de paralı asker olarak şaibeli şartlar altında aylar boyunca bölgede etkili İslam alimlerini ve siyasi isimleri hedef aldı.
O geceki hedefleri, Islah siyasi partisinin yerel lideri İnsaf Ali Mayu isimli bir şahıstı. BAE, Islah partisini, ülke olarak terörist bir organizasyon olarak tanıdıkları Müslüman Kardeşler’in Yemen kolu olarak görmekte. Parti üyelerinin arasında Nobel Barış Ödülü kazanmış bir isim bulunan oluşum çoğu uzman tarafından terörle en ufak alakası olmayan bir yapı olarak nitelendirilmekte. Uzmanlar, partinin BAE tarafından bir tehdit olarak algılanmasının nedeninin terör değil, açık bir şekilde Yemen’deki BAE hırsına karşı çıkan sözleri olduğu ifade etmekte.
Golan'ın ekibi
Paralı askerlerin suikast planı, Aden merkezindeki bir stadyum yakınlarında bulunan Islah partisinin yönetim merkezinin kapısına şarapnellerle takviye edilmiş bir bomba yerleştirmekti. Tim liderlerinden birinin ifadesiyle patlamanın amacı “binada bulunan herkesi öldürmekti.”
Ekip bölgeye saat 21.57 sularında intikal ettiğinde etraf sessizdi. Herkes silahları hazır bir şekilde araçtan indi. İçlerinden bir tanesi patlayıcıyı taşıyordu. Ancak tam kapıya yaklaştıkları sırada arka taraftan bir tim üyesi az bir ışığın aydınlattığı sokağa doğru ateş açınca büyük bir dikkatle hazırladıkları plan bir anda sapa sardı.
Mayu’nun hedef alındığı bu saldırı –o günlerde haberlere konu olmasına rağmen Amerikan paralı askerleri tarafından gerçekleştirildiği bilinmiyordu– çocukların açlıktan öldüğü, köylerin bombalandığı, kolera salgınlarının halkı kırıp geçirdiği Yemen savaşında akıllarda kalan bir dönüm noktası oldu. Bu saldırı, kısa süre içinde parti liderlerinden bir düzine kadarının öldürüldüğü faili meçhul suikast silsilesinin ilk ayağıydı.
Macar asıllı İsrailli patron
Saldırıyı gerçekleştiren askerleri işe alan ve operasyonu yöneten Spear Operations Group (Mızrak Operasyon Grubu) isimli şirketin merkezi ABD, Delaware’de olup, kurucusu da Pittsburgh’de yaşayan "karizmatik" Macar asıllı İsrailli Abraham Golan. Mayu saldırısında görev yapan timin başında da bizzat kendisi bulunmuştur.
Golan, Buzzfeed’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Yemen’de hedef odaklı bir suikast programı vardı. Programın başında da ben vardım. Bunu biz yaptık. Operasyonlarımız koalisyon üyesi BAE sancağı altında gerçekleştirildi.”
Suudi Arabistan ve BAE’nin liderliğindeki koalisyon çatısı altında dokuz ayrı ülke, Yemen’de İran’a karşı acımasız bir vekalet savaşı vermekte. ABD, koalisyona silah, istihbarat ve diğer konularda destek oluyor.
Abraham Golan (solda)
BAE’nin ABD Büyükelçiliği ve ülkenin Amerikalı halkla ilişkiler şirketi Harbour Group tarafından gönderdiğimiz sayısız mail ve yorum çağrılarına hiçbir cevap verilmedi.
Ortadoğulu bir monarşinin parasını ödediği Amerikalıların bölgede suikastlar düzenlediğinin ortaya çıkması, bütün dünyanın muhalif Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın hem BAE hem de ABD ile sıkı ilişkileri olan ülkesi tarafından öldürüldüğü iddialarına odaklandığı döneme denk geldi.
Golan, şirketinin Yemen’de aylar boyunca faaliyet gösterdiği dönemde, ekibinin üst düzey isimlerin suikastlarından sorumlu olduğunu teyit etti ancak isim vermeyi reddetti. Macar asıllı Yahudi, ABD’nin de kendisininkine benzer bir suikast programı modeline ihtiyacını olduğunu söyledi.
“Ben sadece bu konunun konuşulmasını istiyorum. Belki ben bir canavarım. Belki şu anda hapiste olmalıyım. Belki kötü bir adamım, ama haklıyım.”
Savaşın şeklini değiştiren yeni yöntem
Spear Operations Group şirketinin hususi suikast operasyonları, günümüzde savaşın yürütülme şekillerini değiştiren üç ayrı gelişmeyi içinde barındırmakta:
- Modern "antiterör" mücadelesi, geleneksel askeri hedefler (pistlerin imha edilmesi, silahların konuşlandığı pozisyonlar, kışlalar vb.) yerine belirli bireylerin öldürülmesi üzerinden yürütülmeye başladığı için savaşın kendisi bir nevi organize suikastlardan ibaret hale geldi.
- Günümzde savaşlar büyük ölçüde özel şirketler tarafından icra edilmektedir. Birçok devlet, askeri destek hizmetlerini ihale yoluyla özel şirketlere devretti. ABD ve diğer büyük orduların ihale ile tek amacı kar etmek olan özel şirketlere devretmediği tek fonksiyonları cephe hattı.
- Afganistan ve Irak’taki uzun soluklu savaşlarda en büyük rolü özel kuvvet mensupları oynadı. Bu rol için eleman üretme amacı çerçevesinde oluşturan eğitim programlarından mezun olan on binlerce üst düzey eğitimli Amerikan komandosu ya savunma ihaleleri çerçevesinde sunulan yüksek maaşlı işlere ya da direkt olarak en fazla ödemeyi yapana çalışan paralı askerlere dönüştü.
Spear Operations Group’un Yemen’deki faaliyetleri gibi, yukarıda bahsedilen trendler bir süre sonra, gerekli yeteneklere sahip Amerikalı savaşçılar tarafından ifa edilen askeri suikast görevleri adı altında yeni ve yakıcı bir iş alanına dönüştü.
Uzmanlara göre, ABD’nin tepeden tırnağa kendi eğitip donattığı BAE ordusunun Amerikalı eski askerleri çalıştıran Amerikalı bir şirketi, yine ABD’nin çok yakından takip ettiği bir savaşta üst düzey bir suikast programı için işe almasından haberi olmaması akıl almaz bir durumdur.
Yemen’deki operasyonlara tanıklık eden üç ayrı kaynağın verdiği bilgilere göre, suikast timindeki paralı askerlerden bir tanesi eskiden, CIA’in “saha kolu” olarak adlandırılan, istihbarat özel kuvvetler mensubu olarak görev yapan bir isimdi. Bir diğeri, Maryland Ordu Ulusal Muhafızları bünyesinde özel kuvvetler çavuşuydu. Bir diğeri ise operasyonların yapıldığı tarihlerde resmi olarak Donanma Yedek kadrosunda deniz piyadesi komandosu listesindeydi ve üst düzey gizli bilgilere erişim izni vardı. Bu isim, DEVGRU olarak da bilinen SEAL Team 6 grubunun eski bir mensubuydu. Usame bin Ladin’in öldürüldüğü saldırıyı gerçekleştiren ekip olarak ünlenen bu grup, New York Times’ta “sınırlı oranda denetime tabi küresel bir adam avlama makinesi” olarak betimlenmişti.
"Cinayet çeteleri"
CIA, paralı askerler tarafından yürütülen suikast programı hakkında bilgi sahibi olmadıklarını söylerken, Donanma’nın Özel Muhabere Komutanlığı konu hakkında yorum yapmayı reddetti. Konu hakkında uzman olan ve eskiden CIA bünyesinde BAE’de görev yapan bir yetkili ilk başta kesinlikle hiçbir Amerikalının böyle bir programda yer izin verilmesinin mümkün olmadığı söyledi. Ancak, bir süre araştırma yaptıktan sonra Buzzfeed ile tekrar iletişime geçerek “tam olarak sizin anlattıklarınızı yapan adamlar varmış” dedi. Öğrendiği bilgiler nedeniyle hayrete düşen eski yetkili; “biraz önce harcadığın adamın gerçekten de kötü birisi olduğuna dair nasıl bir teyit süreci kullandılar? Bu paralı askerler ile cinayet çeteleri arasında çok da bir fark yok” ifadelerini kullandı.
Spear Operations Group şirketinin paralı askerlik operasyonları ile ABD yasalarına aykırı bir iş yapıp yapmadığı ise ilginç bir şekilde belirsiz. Teknik olarak, ABD yasalarına göre yabancı bir ülkede “öldürme, adam kaçırma veya yaralama için plan yapmak” cezai işlem gerektiren bir suç olarak kabul edilmekte. Yabancı devletlere askeri hizmet sağlayan özel şirketlerin Dışişleri Bakanlığı tarafından konulmuş belirli kurallara uyması gerekmekte. Devlet Bakanlığı ise bugüne kadar hiçbir şirkete yurt dışındaki operasyonlarda kullanılmak üzere savaşçı veya paralı asker temin edilmesi için izin verilmediğini iddia etmekte.
Yine de teknik olarak, ABD yasalarına göre paralı askerlik yapmak yasak değil. Sadece birkaç istisna haricinde, ister para için ister fikirlerine inanıldığı için olsun yabancı ülkelerde savaşmak tamamen yasal. Amerikalılar, hukuki manada herhangi bir bedel ödemeden bugüne kadar, İsrail Savunma Kuvvetleri, Fransız Yabancı Lejyonu ve hatta Suriye’de IŞİD’e karşı PYD saflarında dahi savaşlara katıldı. Üç kaynağa dayanan bilgilere göre, Spear Operations Group, ileride karşılarına çıkabilecek hukuki sıkıntılara karşı korunma amacıyla BAE ordusundan operasyonlara iştirak edecek Amerikalılara askeri rütbe verilmesini talep etti.
Hem siyasi hem de hukuki açıdan son derece gri bir alanda iş görmesine rağmen Golan, liderliğini yaptığı hedef odaklı suikastları, az sivil kayıpları olan cerrahi bir anti-terör stratejisi olarak gururla savunuyor. Ancak Mayo operasyonundan da anlaşılacağı üzere, bu yeni muharebe türü eski sorunların aynılarına yol açmakta. Komandoların planını sapa sardı ve kullanılan istihbarat kusurluydu. Saldırıları ise cerrahi olmaktan bir hayli uzaktı. Kapıya yerleştirdikleri bomba sadece tek bir kişiyi değil binadaki bütün herkesi öldürmek için tasarlanmıştı.
"Sorumsuz ve sorgulanmaz nitelikte"
Para karşılığı suikast meselesi, ahlaki soru işaretlerinin yanı sıra modern muhabere olgusuna yepyeni ikilemler getirdi. Özel paralı askerler, ABD ordusunun emir komuta zinciri dışında hareket ettikleri için, hata yapmaları veya savaş suçu işlemeleri halinde, hesap vermelerini sağlayacak açık bir sistem bulunmamakta. Paralı askerler sokak ortasında bir sivili öldürse, bu davaya kimin bakacağı dahi belli değil.
Mayo operasyonunun ortaya çıkardığı diğer mühim bir konu başlığı da hedef seçimi. Golan kendisinin sadece ABD’nin bir müttefiği olan BAE ordusunun tespit ettiği teröristleri öldürdüğünü savunmakta. Ama kim bir terörist veya kim bir siyasetçi? Yeni bir muhabere türü olarak tanımladığımız bu mesele ile herkesin bildiği para karşılığı adam öldürme arasında ne fark var? Sadece gizli işler çeviren BAE gibi monarşilerde değil ABD gibi demokrasilerde de kimin ölüp kimin yaşayacağını seçme hakkına kim sahip?
Özel bir güvenlik şirketinin Islah Partisi merkezine gerçekleştirdiği saldırının hikayesinin, günümüzde paralı askerlik müessesesinin ne olduğunu ve gelecekte neye dönüşebileceğini göstermesi açısından incelenmesi gerekir.
Kaynak: Mepa News