Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan bugünkü (20 Eylül 2019) yazısında Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonu daha fazla geciktiremeyeceğini savundu.
Rusya’nın Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak büyük bir koz yakaladığını iddia eden Kaplan, “Hem S-400’leri satarak hem de ekonomik ilişkileri derinleştirerek Türkiye’yi fazlasıyla Rusya’ya bağımlı hâle getirdiler! O yüzden Idlib’te Türkiye’nin iç kaosa sürükleyecek son derece tehlikeli bir strateji benimsemekten çekinmiyorlar” diye yazdı.
"Türkiye, Batılı mütetfikleri tarafından tuzağa düşürüldü"
Ruslarla yaptığımız her anlaşmada teyakkuzu elden bırakmamamız gerekiyor” diyen Kaplan, "Türkiye, Suriye krizinin başında Batılı “müttefikleri” (!) tarafından tuzağa düşürüldü ve baştan bütün sözümona “müttefikimiz” Batılı ülkelerce de benimsenen Suriye politikasında yalnızlığa terkedildi. Türkiye, Ruslarla Amerikalıların gizli bir anlaşma veya gizli bir ortak strateji çerçevesinde hareket ediyor olabileceği ihtimalini aslâ gözardı etmemeli ve strateji geliştirirken buna göre hareket etmeli" ifadelerini kullandı.
Türkiye’ye iki öneride bulunan Kaplan şunları yazdı:
Birincisi, Suriye yönetimiyle doğrudan ilişki kurmak, bu konuda İran’ı ve Rusya’yı devre dışı bırakmak.
Başlangıçta, bizimle aynı stratejiyi benimseyen bütün Batılı ülkeler, o stratejilerini terkettiler, Türkiye terketmedi sadece!
Artık bizim de Suriye rejimiyle ilişkilerimizi revize etmemiz, Türkiye’nin güvenliği açısından zorunlu gibi gözüküyor.
Esed rejimi, Türkiye’nin Suriye stratejisinin Suriye’nin toprak bütünlüğü olduğunu biliyor. Bu konuda Türkiye’nin bütün diğer aktörlerden daha ilkeli hareket edeceğini de biliyor.
Türkiye’nin Esed’le doğrudan temas kurması, Rusların İdlib’te ve başka alanlarda Türkiye’yi köşeye politikalarında geri adım atmalarını sağlayacaktır.
Hem Rusların hem de İranlıların.
İkinci olarak, Türkiye, Fırat’ın doğusuna yapacağı operasyonu daha fazla geciktirmemeli!
Amerikalılar, “güvenli bölge” meselesinde sadece zaman kazanmak istediler; onlar zaman kazandıkça biz zaman kaybettik, kaybediyoruz...
Yarın, çok geç olabilir!