Suriye'de dengeler değişirken İran basınında gündem konuları neler?
Suriyeli muhaliflerin Halep ve Hama'yı kontrol altına alması İranlı siyasiler arasında geniş endişeye neden oldu
Suriye'deki en büyük muhalif oluşum olarak gösterilen Tahriru'ş Şam Heyeti (HTŞ) ve beraberindeki grupların Halep ve şimdi de Hama'nın ele geçirilmesiyle sonuçlanan son yıldırım saldırısı, Beşar Esed'in önemli bir müttefiki olan İran'da yakından takip ediliyor.
Gelişmeler siyasi yelpazedeki İranlı liderler arasında endişeye yol açtı.
İranlı analistler ve siyasetçiler, siyasi eğilimleri ne olursa olsun, bu olayları Lübnan'da İsrail ve Hizbullah arasında varılan ateşkesle ilişkilendirdiler. Birçoğu İsrail ve Türkiye'yi ana aktörler olarak tanımladı.
Genel yayın yönetmeni İran'ın dini lideri tarafından atanan aşırılık yanlısı Kayhan gazetesi, Suriye'deki son gelişmelerin, Hizbullah'ın Lübnan'da “İsrail'i yenilgiye uğratması” olarak adlandırdığı olaydan dikkatleri uzaklaştırmaya yönelik ABD destekli bir çabanın parçası olduğunu iddia etti.
Gazete, “ABD'nin desteğinden doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanan tekfirciler, muhtemelen direniş için yeni bir cephe açmak ve Siyonist rejimin kaybolan imajını yeniden tesis etmek için Suriye'de, bu kez kuzey Suriye'de yeni bir fitne başlattı” diye yazdı.
Suriyeli muhaliflerin kontrol altına aldığı Hama şehri neden önemli?
İran'ın siyasi söyleminde “direniş” Hizbullah ve Tahran'a bağlı diğer bölgesel milis grupları ifade ediyor.
Muhafazakâr yayın organları Kayhan'ın görüşünü yinelerken, reformist medya Hizbullah'ın İsrail karşısında zayıfladığına odaklandı. Hizbullah'ın İsrail'e karşı Suriye'den çekilmesinin Türkiye ve ABD gibi ülkelere Esed'in zayıflıklarından faydalanma imkanı verdiğini savundular.
Reformist Ham Mihan gazetesi şunları yazdı: “Esed'e karşı savaşan silahlı muhalifler İsrail'in direniş eksenine, özellikle de Hizbullah'a verdiği zarardan faydalandı. Hizbullah'ın son derece zayıfladığı ve Rusya'nın Ukrayna'da meşgul olduğu bir ortamda Esed'i savunmak giderek zorlaşıyor.”
Cumhurbaşkanı'nın kayırmacılığına eleştiri
Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yakın zamanda aile üyelerini kilit pozisyonlara ataması, destekçileri arasında bile yaygın eleştirilere yol açtı.
Pek çok kişi cumhurbaşkanına seçim kampanyasında verdiği temel vaatlerden birini hatırlattı: Önceki yönetimlerin başına bela olan adam kayırmacılıkla mücadele etmek.
Geçtiğimiz hafta Pezeşkiyan'ın oğlu Yusuf'u cumhurbaşkanlığı ofisine özel asistan olarak atadığı ortaya çıktı. Bundan önce de damadı Hasan Mecidi, cumhurbaşkanının özel kalem müdürünün yardımcısı olarak atanmıştı.
Yusuf fizik alanında doktora sahibi ve daha önce siyasi deneyimi yok, Mecidi'nin geçmişi ise turizm sektörüne dayanıyor.
Pezeşkiyan'ı destekleyen Khabar Online Pazar günü yaptığı açıklamada atamaları eleştirdi ve cumhurbaşkanını kendi yönetimini öncekilerden ayırmaya çağırdı.
Hizbullah, İsrail saldırılarından etkilenenlere 50 milyon doların üzerinde nakit yardımı yaptı
Khabar Online köşe yazarlarından Abdulcevad Musavi, “Bu tür atamalar geçmiş yönetimlerde olağan bir durumdu, ancak bu hükümetin yeni bir standart belirlemesi gerekiyordu” diye yazdı.
Musavi ayrıca atamaları savunanları da eleştirerek şunları yazdı “Bay Pezeşkiyan'ın oğlunun istisnai olması ya da damadının yetkin olması bu eylemleri daha az sakıncalı hale getirmiyor. Bu ülkenin binlerce yetenekli ve görevi daha fazla hak eden genç insanlarına hakarettir.”
Tahran Trump görüşmelerine ağırlık veriyor
Donald Trump Beyaz Saray'a dönmeye hazırlanırken, İran'da Trump'ın politikalarına nasıl yaklaşılacağına dair tartışmalar yoğunlaşıyor.
Tartışmalar, Avrupa'nın politika değişikliğine gitme olasılığı ve ılımlı siyasetçilerin Tahran'ın Washington ile diyalog kurmaya hazır olduğu yönündeki son açıklamalarına odaklanıyor.
Ilımlı kesimler ABD ile doğrudan görüşmeleri desteklerken, sertlik yanlısı gruplar buna şiddetle karşı çıkmaya devam ediyor.
Çarşamba günü Hamshahri gazetesi, Trump'ın sosyal medya platformu Truth Social'da yaptığı ve gazetenin İran'a yönelik örtülü bir tehdit olarak yorumladığı bir paylaşıma yanıt olarak “Deli adama güvenmek mi?!” başlıklı bir makale yayınladı.
Gazete ayrıca ABD ile müzakerelerin sürdürülmemesi konusunda da uyarıda bulundu.
“Trump'a yakın isimler, yeniden göreve gelmesi halinde İran karşıtı tutumunun devam edeceğini belirttiler” denilen başyazıda, içeride müzakereleri savunanlar geçmişteki hataları tekrarlamakla eleştirildi.
Yazıda önceki yönetimlerin ABD ile diyaloğa bel bağladığı, ancak bunun sadece verilen sözlerin yerine getirilmemesine ve İranlılar üzerindeki ekonomik baskıların artmasına neden olduğu savunuldu.
Yazıda Trump'ın söylemleri palavra olarak nitelendirildi. “Trump eylem değil, slogan adamı olduğunu kanıtladı” denilen yazıda, Trump'ın konuşmaları dramatik ancak büyük ölçüde içerikten yoksun olarak nitelendirildi.
Başörtüsü yasasına halktan tepki
Kısa bir süre önce parlamentoda açıklanan ve uygulanmak üzere hükümete gönderilecek olan İran'ın yeni tesettür yasasının ayrıntıları yaygın eleştirilere yol açarken, pek çok kişi Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'ı yasanın uygulanmasını engellemeye çağırdı.
Cumartesi günü yerel basında yer alan haberlere göre yasa, kamusal alanda ve hatta sosyal medyada zorunlu tesettüre uymayan kadınlara 5 milyon (118 dolar) ile 165 milyon tümen (4000 dolar) arasında değişen para cezaları uygulanmasını öngörüyor.
Para cezalarını ödeyemeyenler pasaport çıkarma, yurtdışına seyahat izni, ehliyet yenileme ve araç ruhsatı çıkarma gibi sosyal hizmetlerde kısıtlamalarla karşılaşacak.
2022 yılında Mahsa Amini'nin gözaltında ölümünün ardından yaşanan toplumsal ayaklanmadan bu yana zorunlu başörtüsü İran'da tartışmalı bir konu haline geldi ve pek çok kadın sivil itaatsizlik eylemi olarak başörtüsü takmayı reddediyor.
İsrail Suriye'de muhaliflerin ele geçirmesinden endişe ettiği silah depolarını vurdu
Daha önce polis devriyelerinin başörtüsü zorunluluğunu uygulamak için kullanılmasına karşı çıkan Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, seçim kampanyası sırasında bu tür önlemlere karşı koyma sözü vermişti. Bu durum birçok Fars medya kuruluşunun Pezeşkiyan'a verdiği sözleri yerine getirmesi ve yeni yasaya karşı çıkması çağrısında bulunmasına yol açtı.
Pazar günü Pezeşkiyan'ı destekleyen Sazandegi gazetesi, Pezeşkiyan'ın seçim kampanyası sırasında attığı ve kendisinin ve kabinesinin “zorunlu devriyelere karşı dik durma” sözü verdiği bir tweet'i öne çıkardı.
Gazete şu soruyu sordu: “Başkan verdiği sözlere sadık kalacak mı yoksa başörtüsü yasasını uygulayacak mı?”
Kaynak: Mepa News, Middle East Eye