“Suriyeli anneler çocukları için aç kalıyor”
Lotus Genç Alan Derneği'nin Suriyeli sığınmacılar hakkındaki raporunda kadınların çocuklarının aç kalmaması için kendi yemeklerini de onlara yedirdikleri belirtildi.
Merkezi Diyarbakır’da bulunan Lotus Genç Alan Derneği, koronavirüs salgınının Suriyeli sığınmacılar üzerindeki etkisine dair raporunda, çarpıcı tespitlere yer verdi.
Raporda sığınmacı kadınların çocuklarının aç kalmaması için kendi yemeklerini de onlara yedirdiklerine dikkat çekildi.
2015 yılından beri toplumsal cinsiyet, ekoloji ve hak temelli çalışmalar yapan Lotus Genç Alan Derneği, koronavirüs salgını sürecinde Suriyeli sığınmacıların yaşadığı sorunlarla ilgili bir araştırma yaptı. Diyarbakır’ın Sur ve Bağlar ilçelerinde yaşayan Suriyeliler ile görüşen dernek üyeleri bir rapor hazırladı.
"Ekmek, bulgur ve makarna dışında yiyecek yok"
Raporun ilk bölümünde Suriyeliler’in içinde bulunduğu şartlara dikkat çekildi. Raporda, ekmek, bulgur ve makarnadan başka bir şey yemedikleri vurgulanan raporda, “6 yıldır Diyarbakır’da yaşayan Suriyeli mülteci ailelerin yaşadığı hanelerde yaşayan kişi sayısı 5 ila 8 arasında değişmektedir. Kalabalık ailelerde sadece birer kişinin sürekli, birkaç kişinin ise geçici olarak gündelik işlerde çalıştığını tespit ettik. Çoğunlukla fabrika, lokanta ve fırın gibi yerlerde sigortasız ve ucuz emek olarak çalışan aile bireyleri koronavirüs süreciyle beraber var olan işini kaybetmiş olup bu süreçte geçimini komşuya ve mahalle bakkalına borçlanarak sağlamaktadırlar. Borçlanma ile geçimini sağlayan ailelerin süreç bittikten sonra borçlarını nasıl ödeyeceklerine dair bir fikirleri yok. Bazı ‘’şanslı’’ ailelerde ise süreçle beraber işini kaybeden aile bireyleri kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte yeniden güvencesiz ve ucuz emek olarak çalışmaya başlamış. Yoksulun ve ötekinin yoksulluğunun giderek derinleştiği bu süreçte evinde ekmek, bulgur ve makarnadan başka yiyecek bir şeyi olmayan aileler için sebze ve meyve yiyebilmek büyük bir lüks olmakla beraber herhangi bir yerden ayni veya nakdi yardım alamamaktadır” denildi.
"Kadınlar çocukları doysun diye aç kalıyor"
Raporda dikkat çekilen bir nokta da kadınlar. Suriyeli kadınların fiziksel şiddet görmedikleri ancak aç kaldıkları ifade edildi. Kadınların neden aç kaldığı ise şu cümlelerle açıklandı;”Yoksulluğa işsizlik ve yoksunluğun da eklendiği bu süreçte mutfak içerisindeki döngüyü sürdürebilmek için evi idare etmeye çalışan kadınlar, çoğu zaman evde var olan kısıtlı gıdayı çocukları yiyebilsin diye kendileri aç kalarak günü idareli geçirmeye çalışmaktadır. Kadınların en çok düşündükleri konu ise; bu süreç uzarsa çocuklar için yiyecek bulamama korkusu ile biriken kira, elektrik, su ve bakkal borçlarının nasıl ödeneceği sorusu olmaktadır.”
Suriyeliler eğitimden uzak kaldı
Raporda Suriyeli ailelerin çocuklarının uzaktan eğitim için kurulan Eğitim Bilişim Ağı’na erişemediklerine vurgu yapılarak, erişenlerin de dil sorunu nedeniyle EBA’dan yararlanamadığı ifade edildi. Raporun bu bölümünde şu görüşlere yer verildi; “Çoğu aile sisteme nasıl girileceği, sistemin nasıl kullanılacağı konusunda yeterli bilgiye sahip değildir. Sisteme erişim sağlayabilen aileler ise Arapça dil seçeneği olmadığından dolayı EBA’yı kullanamıyorlar. Bazı evlerde uzaktan eğitim için gerekli olan bilgisayar, televizyon ve internete erişim olmamakla birlikte bazı evlerde ise yetişkinlerin telefonunda bulunan internet kalitesiz ve yetersiz kalmaktadır. Diğer önemli bir sorun ise bazı öğretmenlerin ödev ve aktiviteler konusunda ailelerle iletişime geçmemesidir. Bu durum çocukların eğitimden geri kalmasında en önemli nedenlerden birini oluşturmaktadır.”
Suriyeliler için yardım çağrısı
Dernek sorunların çözümü için şu önerilerde bulundu; “yerel halka dağıtılan ayni ve nakdi yardımların mültecileri de kapsayacak şekilde dağıtımının yapılması acilen sağlanmalıdır. Kızılay kart aylık miktarı arttırılmalı ve bu karttan tüm mülteci ailelerin yararlanması sağlanmalıdır. Kira, elektrik ve su faturası ertelenmemeli, yetkili kurumlar tarafından karşılanmalıdır. En önemlisi ise mülteciler için sürekli, insan onuruna yakışır istihdam alanları açılmalıdır. İşini kaybeden mültecilerin işsizlik ödeneğinden faydalanması sağlanmalıdır. Çocuklar için güvenli alanlar oluşturulmalı, eğitim, sağlık ve gıdaya erişimleri sağlanmalı, akran zorbalığının önüne geçilmesi konusunda okullarda hem öğretmenler hem de öğrencilere yönelik eğitim modülleri hazırlanmalıdır.”
İçişleri Bakanlığı Göç idaresinin 8 Mayıs 2020 tarihli verilerine göre Diyarbakır’da yaşayan Suriyeli sayısı 22 bin 960 kişi.