Suriyeli muhalifler maden ve işletmeleri korumak için Afrika'ya gönderiliyor
Muhalif kaynaklar Burkina Faso, Nijer ve Nijerya'daki Türkiye çıkarlarına hizmet etmek için karşı koruma hizmeti verdiklerini söylüyor.
Middle East Eye’a (MEE) konuşan bazı muhalif kaynaklar, Suriyeli muhaliflerin Afrika ülkelerinde savaşmak ve altın madenleri ile fabrikalarda güvenliği sağlamak üzere işe alındığını söyledi.
Çoğunluğu Suriye'nin kuzeyinde Türkiye ile yakın işbirliği içinde olan silahlı muhalif grupların koalisyonu Suriye Ulusal Ordusu'na (SNA) bağlı olan Suriyeli savaşçılar MEE'ye yüzlerce savaşçının Burkina Faso, Nijer ve Nijerya'da konuşlandırıldığını söyledi.
Bu savaşçılar Türkiye'nin işlettiği işletmeleri, fabrikaları ve madenleri koruyor ya da IŞİD'in yerel güvenlik için tehlike oluşturduğu ülkelerde koruma hizmeti veriyor.
Deyri takma adını kullanan ve Afrika'daki bir görev için işe alınan bir SNA savaşçısı MEE'ye, işe alınanların tek başlarına değil gruplar halinde faaliyet gösterdiklerini söyledi.
"Komuta Suriyelilerin elinde değil. Bazen Türk işletmelerini korumak için, bazen IŞİD'le savaşmak için, bazen de madenleri ya da fabrikaları korumak için silah altına alınıyoruz" dedi.
Suriyeli muhaliflerin Afrika'ya gönderildiklerine dair haberler ilk olarak batı medyasında yer almış ve bu kişilerin gönderilmeden önce kısa süreli savaş eğitimi aldıkları belirtilmişti. MEE bu kişilerin hangi kurum tarafından eğitildiğini tespit edemedi.
SNA mensupları medyaya Sultan Murad Tugayı grubu aracılığıyla işe alındıklarını ve aylık 1.500 dolar maaş karşılığında altı ay ile bir yıl arasında değişen sözleşmeler imzaladıklarını söyledi.
Haberlere göre, Suriyeli muhalif savaşçıların Afrika'ya gönderilmesinin arkasında özel Türk askeri şirketi SADAT'ın olduğu iddia ediliyor. Ancak şirket yöneticileri bu iddiaları çoğu zaman yalanlıyor.
CHP'den SADAT hakkında suç duyurusu
Türk muhalefet partileri uzun süredir, eski bir Türk cumhurbaşkanlığı danışmanı tarafından yönetilen SADAT'ın, "Türk devletinin Orta Doğu'daki gizli operasyonlarında kullanılan özel bir askeri şirket olarak işlev gördüğünü" iddia ediyor.
SADAT bu iddiaları defalarca reddetti ve kanıt istedi. Şirket, bölgedeki devletlerle sadece danışmanlık ve eğitim rolleri için şeffaf bir şekilde çalıştığını söylüyor.
Muhalif Deyri ise SADAT'la ilgili iddiaları doğrulayamayacağını söyledi. "İsimlerini daha önce duymuştum ama Sultan Murat ile anlaştım" dedi.
En az 500 Suriyeli savaşçı Afrika'ya gönderildi
Muhalif kaynaklar, Şubat ayında konuşlandırılan ilk grubun en az 500 savaşçıdan oluştuğunu, birçoğunun Nijer'de kaldığını, diğerlerinin ise Nijerya ve Burkina Faso'ya gittiğini söyledi.
Bu Batı Afrika ülkeleri geçen yıl Türkiye'den silahlı insansız hava araçları satın almışlardı.
Suriyeli muhaliflerin silah altına alınmasına Ekim ayında başlandığı düşünülüyor.
Şu anda Nijer'de bulunan ve Mahmut takma adını kullanan bir başka Suriyeli muhalif MEE'ye yaptığı açıklamada kendisine bir koruma görevi verildiğini söyledi ancak daha fazla ayrıntı vermekten kaçındı.
Hem Mahmut hem de Deyri, SNA içinde farklı gruplara mensup olduklarını ancak sözleşmelerini Türkiye tarafından desteklenen bir Türkmen birliği olan Sultan Murad Tugayı ile imzaladıklarını söyledi.
Muhalifler kaç SNA grubunun işin içinde olduğu ve kaç savaşçının görevlendirildiği konusunda çelişkili bilgiler verdiler.
Ancak en az beş SNA grubunun savaşçılarını ve bazı komutanlarını üç Afrika ülkesine yönlendirdiğini doğruladılar.
"HTŞ'nin eski liderlerinden Ebu Mariya Kahtani suikasta hedef oldu"
Türkiye daha önce de iç çatışmaya sürüklenen Trablus merkezli bir yönetime destek vermek üzere Libya'ya Suriyeli savaşçılar göndermiş ve Dağlık Karabağ'da Ermeni güçleriyle savaşan Azerbaycan'a da bu savaşçıları tedarik etmişti.
Ankara'nın silahlı insansız hava araçları, Suriye güçleri ve Türk komutanları kullanmasının, 2020'de Trablus'u ele geçirmeye savaş ağası Halife Hafter'in güçlerinin püskürtülmesinde kilit rol oynadığına inanılıyor. Benzer taktikler Azerbaycan'ın 2023'te Dağlık Karabağ'ı ele geçirmesinde de işe yaramıştı.
Türkiye bu tür sahalara yabancı güç konuşlandırdığını resmi olarak reddetti ancak kaynaklar Aralık 2019'da MEE'ye Ankara'nın Hafter güçlerine karşı savaşmak üzere Suriyeli muhalifleri Libya'ya göndermeyi planladığını söylemişti.
"Tek iş sektörü paralı askerlik"
Suriyeli üst düzey bir muhalif komutan MEE'ye Türkiye'nin Afrika'da çalışmak üzere Suriyeli muhalif savaşçıları işe almasının başından beri muhalif silahlı gruplar arasında tartışma konusu olduğunu söyledi.
"Türkiye ile özel bir ittifakımız ve kardeşliğimiz var. Ancak bu ilişki zaman içinde bazı açgözlü komutanlar tarafından istismar edildi" dedi.
HTŞ lideri Cevlani İdlib'de devam eden protestolara ilişkin konuştu
“Muhalif grupların tamamı [Beşar Esed rejimine karşı] veya Türkiye ile derin kardeşliğini ve ittifakını koruyan birçok grup Libya'ya, Azerbaycan'a ya da başka bir ülkeye savaşçı göndermedi. Sorun, birkaç komutanın ihtirasları nedeniyle tüm SNA'nın paralı asker olarak damgalanmasıdır."
İkinci bir muhalif komutan ise Suriye nüfusunun yüzde 90'ını etkileyen uzun süreli savaşın yol açtığı işsizlik ve yoksulluğun savaşçıları geçimlerini sağlamak için yurtdışında paralı asker olarak çalışmaya ittiğine inandığını söyledi.
Komutan, 2011'de savaşın başında kurulan geniş muhalif gruplar koalisyonu Özgür Suriye Ordusu'nda uzun yıllar görev yaptıktan sonra El Kaide'nin eski kolu Nusra Cephesi'yle, şimdiki adıyla Tahrir el Şam Heyeti ile (HTŞ) girdiği çatışmaları kaybedince Türkiye'nin kontrolü altındaki bölgelere geçmiş.
ABD İdlib'deki HTŞ karşıtı protestolara desteğini açıkladı
Suriye'nin kuzeyinde muhaliflerin kontrolündeki bölgelere yardım akışının Rusya ve Çin'in baskısı nedeniyle sekteye uğradığını belirten yetkili, BM Güvenlik Konseyi'nin yardım çabalarını tehlikeye atan oylamalarına atıfta bulundu.
Dünya Gıda Programı'nın ülkedeki görev süresi 2024 itibariyle sona ermiştir.
Diğer komutan, "Bugün bir SNA savaşçısı 1.500 Türk lirası [47 dolar] maaşla ailesini geçindirmeye çalışıyor ve bunun yarısı komutanlar tarafından rüşvet olarak alınıyor" dedi.
"Afrin'den Haseke'ye, Şam'dan El Bukemal'e, ülke çapında insan gücüne ihtiyaç duyan tek iş sektörü paralı askerlik."
Suriye'nin kuzeyinde muhalif Suriye Geçici Hükümeti'nin kontrolündeki bölgelerde görev yapan bir avukat, muhalif savaşçıların yurtdışına gönderilmesinin devrimcilerle paralı askerleri karşı karşıya getirdiğini söyledi.
MEE'ye konuşan avukat, "Yurtdışı görevlerinden güç ve para kazanan komutanlar devrimden uzaklaştı ve kendi küçük imparatorluklarını kurdu.
"Suriye'de savaş kalıcı hale geliyor"
"Kurallara uymayı bıraktılar. İşledikleri suçların göz ardı edileceğini düşündüler. Ve haklıydılar da. Türkiye işlenen suçları görmezden geldi." diye ekledi ve Suriye'nin kuzeyinde SNA tarafından kontrol edilen bölgelerde belgelenen insan hakları ihlallerine atıfta bulundu.
Avukat ayrıca paralı askerlik faaliyetlerinin Suriye devrimi davası üzerinde olumsuz bir etkisi olduğuna inanıyor.
"Suriye dışındaki misyonlar Suriye muhalefetinin siyasi temsilini ve kamuoyu nezdindeki meşruiyetini zayıflatıyor."
Kaynak: Mepa News, Middle East Eye