Suudi muhalif: Erdoğan Kaşıkçı'ya yapılanların kayıtlarına ulaştı
Sürgündeki ünlü Suudi muhalif Muhammed Mesari katıldığı televizyon programında Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğüne dair kaydın Erdoğan’ın eline geçtiğini iddia etti.
Sürgündeki ünlü Suudi muhalif Muhammed Mesari katıldığı televizyon programında Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğüne dair kaydın cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eline geçtiğini iddia etti, Suudi rejiminin çok zor bir duruma düştüğü değerlendirmesinde bulundu.
İngiltere’de sürgünde yaşayan Suudi rejim muhalifi, İslami Tecdid Partisi lideri Muhammed Mesari 12 Ekim Cuma günü konuğu olduğu el Hivar kanalında yoğun ilgi gösterilen iddialarda ve değerlendirmelerde bulundu.
"Kaşıkçı öldürüldü ve parçalandı"
Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’ndan Suudi rejimi görevlilerince kaçırılmaya çalışıldığını, bu girişim başarısız olunca öldürüldüğü ve cesedinin parçalandığı bilgisine ulaştığını belirten Mesari, olanlara dair kaydın Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eline geçtiğini, Suudilerin kendilerini çok zor bir duruma düşürdüklerini, Mekke valisi Halid bin Faysal’ın bu konuyu görüşmek üzere Türkiye’de olduğunu, 15 Temmuz darbe girişiminin de organizatörlerinden olduğu belirtilen Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı Muhammed Dahlan’ın da suikastin organizesinde parmağı ve Muhammed bin Selman’la sıkı işbirliği olduğunu iddia etti
Mesari, ABD’de FBI’ın Donald Trump’a karşı olduğunu, Kaşıkçı konusunu araç edinerek Trump’ı yıpratmaya çalıştığını, bu yüzden Trump’ın Kaşıkçı hakkında konuşmak zorunda kaldığını ekledi. Programda Avrupa basınında Suudileri suçlayan haberlere de değinildi.
"Hacca ve umreye gitmeyin"
Londra’da programla aynı gün gittiği cuma namazında imamın hutbede Suudi rejimine sert tepki gösterdiğini, “Hac ve umreye gidenler bir kez daha gitmesinler, bu zalimlere mali destek olmasınlar” dediğini aktaran Mesari "İslam ümmeti genelinde Suudi rejimine büyük bir tepkiden öte nefret oluştuğu" değerlendirmesinde bulundu.
"Suudi konsolos zor durumda"
İstanbul’daki Suudi konsolosu Muhammed Uteybi’nin Türkiye’nin arama izni talepleriyle Muhammed bin Selman’ın olanı ört bas ettirme baskıları arasında kaldığını belirten Mesari, Uteybi’ye konsolosluktan istifa ederek Türkiye’ye sığınma başvurusunda bulunup Suudi rejimini ifşa etmesi tavsiyesinde bulundu. Uteybi'nin Suudi Arabistan’a dönecek olursa Suudi rejimince öldürüleceğini iddia etti.
"Konsolosluğa girmesi büyük bir gaflet"
Daha önce katıldığı programlarda Londra’daki Suudi Büyükelçiliği’nin defalarca kendisine karşı suikast organize ettiğini belirten Mesari, Kaşıkçı’nın Suudi Konsolosluğu’na girmesini büyük bir gaflet, Suudi rejiminin neler yapabileceği hakkında büyük bir cehalet olarak değerlendirmişti.
Muhammed Mesari kimdir?
8 Kasım 1946’da Mekke’de doğdu. Babası ilim adamı Abdullah bin Süleyman Mesari oğlunun özel olarak eğitim verdi. Arabistan’daki eğitiminin ardından Almanya’da Frankfurt Üniversitesi’nde fizik dalında yüksek lisans, Heidelberg Üniversitesi’nde nükleer fizik dalında da doktora yaptıktan sonra ülkesine dönerek Suudi üniversitelerinde akademik çalışmalarına devam etti, 1988’de profesör oldu. Diğer yandan dini, siyasi ve sosyal konularla ilgilenen Mesari asıl ününe Suudi tarihinde derin iz bırakan 1990-91 Körfez Krizi’nden sonra kavuştu.
1991 ve 1992’de Mes’ari, İslam'a uymayan kanunların kaldırılması, "şura"ya dayalı bir sisteme geçilmesi, ekonomide israfa son verilmesi ve ABD ile ilişkilerin gözden geçirilmesi gibi konularda rejime "nasihat bildirileri" şeklindeki Hitab el Metalib ve Muzekkeret en Nasiha'nın kaleme alınmasına öncülük etti ve bu bildiriye Başmüftü Abdülaziz bin Baz (1910-1999) da dahil ülkenin önde gelen İslam alimlerinin, akademisyenlerinin ve yazarlarının imza atmasını sağladı, sonrasında Suudi rejiminin baskı ve tehditleriyle çoğu imzacı imzasını çekti.
1993’te hukukçu dostlarıyla ‘Meşru Hakları Koruma Komitesi’ni kurdu, Mayıs 1993’te tutuklandı ve işkence gördü. Kasım 1993’te serbest bırakılmasının ardından Mart 1994’te Yemen sınırını kaçak geçerek İngiltere’ye ulaştı ve siyasi sığınmacı oldu. İngiltere’de kurduğu ‘İslami Tecdid Partisi’ çatısı altında sürgünde muhalefetini sürdüren Mesari, Suudi muhalefetinin en eski ve en etkili isimlerinden biri olarak görülüyor. Baştan beri basın ve yayını yoğun olarak kullanan Mesari’nin, son yıllarda katıldığı televizyon programları ve Youtube’da yayımlanan konuşmalarıyla etkinliğini 1990’lı yıllardakinden öteye taşıdığı görülüyor.
Kaynak: Mepa News