Tarih | Siyonist milislerce gerçekleştirilen Deyr Yasin katliamının 75'inci yılı
İsrail'in kurulmasından haftalar önce Deyr Yasin'de onlarca köylünün Siyonist milisler tarafından vahşice katledilmesi, binlerce Filistinlinin evlerini terk etmesine yol açtı.
75 yıl önce Siyonist silahlı milisler, İsrail'in kurulmasının önünün açılması amacıyla Filistinlilerin yaşadığı köyleri bastı, halkı katletti ve birçoğunu yerinden etti.
İsrail'in kuruluş döneminde yüz binlerce Filistinli için sürgün, etnik temizlik ve tehcirden ibaret bir süreç olan Nekbe (Büyük felâket) olayları başladı.
Kudüs'ün batısındaki bir tepenin üzerinde yer alan Deyr Yasin köyü de, Siyonist milislerin Filistinlilere uyguladığı zulümlerin sembolü haline geldi.
Deyr Yasin katliamı
İsrail'in kurulmasından haftalar önce tarihler 9 Nisan 1948'i gösterdiğinde Irgun ve Stern Gang Siyonist milis grupları, Deyr Yasin köyüne saldırılar düzenleyerek en az 107 Filistinlinin ölümüne yol açtı.
Ağaçlara bağlanıp yakarak öldürülenlerden, bir duvarın önüne sırayla dizilerek hafif makinalı tüfeklerle vurulan kişilere kadar katledilenlerin çoğusu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşuyordu.
Katliamların gerçekleştiğine dair haberler halk arasında yayıldıkça binlerce Filistinli dehşet içinde yıllardır anılarını paylaştıkları evlerini terk etti.
Deyr Yasin köyünde ne oldu?
Siyonist milisler 9 Nisan 1948 Cuma günü öğle saatlerinde, yaklaşık olarak 700 Filistinliye ev sahipliği yapan Deyr Yasin köyüne baskın düzenledi. Köylülerin çoğu taş ocağında işçi olarak çalışmaktaydı. Siyonistlerce "Nachshon Operasyonu" olarak adlandırılan baskın, Kudüs yolundaki ablukayı kaldırmayı amaçlıyordu ve milisler ilerlemelerini yavaşlatan sert bir direnişle karşı karşıyaydı.
Ancak Filistinli ve bazı İsrailli tarihçiler, köylülerin İsrail'in kurulmasından önce faaliyet gösteren Siyonist ordu Haganah ile saldırmazlık anlaşması imzaladığını belirtiyor. Buna rağmen köylüler, Siyonistlerce acımasızlıkla katledildi ve toplu mezarlara gömüldü.
İngiliz heyetinin 1948'de Birleşmiş Milletler'e sunduğu raporda, erkek, kadın ve çocuklardan oluşan 250 sivilin öldürülmesinin vahşi bir biçimde meydana geldiği ifade ediliyordu.
Raporda, "Kadın ve çocuklar soyulmuş, sıraya dizilmiş, fotoğraflanmış ve daha sonra otomatik tüfeklerle katledilmişlerdi. Katliamdan kurtulup hayatta kalanlar daha akla hayale gelmez zulümlerin gerçekleştiğini belirtiyordu." ifadeleri yer alıyordu.
İsrailli tarihçi Benny Morris şöyle anlatıyor:
"(Siyonist) Milisler, vicdansızca yağma yapmışlar, hayatta kalanların paralarını ve değerli maddi varlıklarını çalmışlar ve cesetleri yakmışlardı. Dahası cesetlerin uzuvları kesilmiş ve tecavüzler gerçekleştirilmişti."
Siyonist milislerin vahşi saldırılarında ölü sayısının 100 ila 250 arasında olduğu düşünülüyor. 11 Nisan'da Deyr Yasin'e giren Kızıçhaç'tan bir yetkili, yaklaşık 150 kişinin cesedini bir mağarada yığılmış halde bulduğunu ve 50 cesedi de farklı bir noktada tespit ettiğini söylemişti.
Morris'e göre Deyr Yasir katliamının demografik ve siyasi etkisi de oldu. Katliamın ardından köylüler yaşadıkları yerleri kitleler halinde terk etti.
Katliam haberleri, Filistinliler arasında panik havası oluşturdu ve binlercesinin yaşadıkları yerleri arkalarında bırakmasına yol açtı.
İsrailli tarihçi Ilan Pappé'ye göre, Filistinlileri öldürerek nüfuslarını azaltmak bir savaşın neticesi değil, bilakis Mart 1948'de İsrail'in ilk lideri David Ben-Gurion tarafından onaylanan ve Dalet Planı olarak da bilinen bir stratejiydi.
Pappé, Deyr Yasin katliamının söz konusu stratejinin ilk adımı olduğunu ifade ediyor.
Kaynak: Mepa News, El Cezire