"Terörle mücadele adı altındaki politikalar Müslümanları yaftalıyor"

Birleşmiş Milletler'de (BM) uzman olarak görev yapan Ahmed Shaheed, Müslümanların cinsiyetleri, etnik kökenleri ve dinleri nedeniyle üç koldan ayrımcılık tehdidiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Middle East Eye'da yer alan habere göre BM'nin din ve inanç özgürlüğü özel raportörü Ahmed Shaheed, Perşembe günü İnsan Hakları Konseyi'ne dünya çapında "salgın boyutlara" ulaştığını söylediği İslamofobi ile mücadele için daha ciddi emek sarf edilmesi gerektiğini ifade etti.

"Müslümanların insan hakları ihlal ediliyor"

Shaheed, "İslamofobi, Müslümanlara yönelik devlet destekli olarak uygulanmakta olan ayrımcılığı, düşmanlığı ve şiddeti haklı çıkarmak için Müslümanlar etrafında hayali yapılar inşa ediyor. Bu durum ise din veya inanç özgürlüğü de dahil olmak üzere insan haklarından yararlanma noktasında ağır sonuçlar doğuruyor" dedi ve ekledi:

"Bu tür dışlanma, korku ve güvensizlik ortamlarında Müslümanlar, küçük bir azınlığın eylemlerinin toplu sorumluluğunu üstlenmeye zorlanan şüpheli topluluklar olarak görüldüklerini ve bundan ötürü de sık sık damgalanma ve utanç gibi duygular hissettiklerini bildiriyorlar."

Shaheed’in BM İnsan Hakları Konseyi'ndeki raporu, belirli bir ülkede azınlık olarak yer aldıkları durumlarda, Müslümanların sıklıkla isimleri, ten renkleri, kıyafetleri ve dini kıyafetleri, özellikle başörtüsü gibi görünür özellikleri nedeni ile nasıl hedef alındıklarını vurguluyor.

Ayrıca söz konusu rapor, Müslüman kadınların cinsiyetlerine, dinlerine ve etnik kökenlerine dayalı olarak üç misli fazla ayrımcılığa maruz kaldıkları konusunu da gözler önüne seriyor.

İslam’a yönelik eleştirilerin asla İslamofobi ile karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan raporda, uluslararası insan hakları hukukunun dinleri değil bireyleri koruduğu noktası da ayrıca belirtiliyor.

"Devletler ihlallerle mücadele etmeli"

BM uzmanı, "Devletlere, Müslümanlara karşı gerçekleştirilen, doğrudan ve dolaylı ayrımcılık biçimleriyle mücadele etmek için gerekli tüm önlemleri almaları ve şiddete teşvik oluşturan her türlü dini nefret suçu ile etkin bir şekilde mücadele etmelerini şiddetle tavsiye ediyorum" dedi.

Geçen ay, BM Özel Raportörü Fionnuala Ni Aolain, dünya çapındaki birçok Müslüman topluluğun kendilerine yönelik uygulanan 'terörle mücadele' politikaları nedeniyle "aşırı kısıtlanmış" olduğunu belirten bir rapor yayınladı.

Müslüman ailelerin bazı ülkelerde 'terörle mücadele' politikası çerçevesinde nasıl bir algıya büründürüldüğünü ve bunun neticesinde "Müslüman hanelerinin" bir suç yuvası olarak algılanması, patolojik olarak kategorize edilmesi ve devletin aşırı kısıtlamaları ile sonuçlanan bir risk alanı olarak görülmesinden duyduğu endişeyi dile getirdi.

Kaynak: Mepa News