Türk topçusunun omurgası: 'Obüsler'
Türk ordusu 50 yıldan uzun süredir -önemli iyileştirmeler ile- bu obüsleri kullanıyor.
Şubat 2017’de Türk Ordusu, Kış Tatbikatı için tanklar, personel taşıyıcılar, mobilize obüsler ve daha fazlasını Kış Tatbikatı adı verilen harp tatbikatı için hazırladı. Karlar içindeki eğitim sahasında gördüğümüz çeşitli araçlardan birisi de yaklaşık 50 yıldır TSK’nın envanterinde bulunan mobilize obüslerdi.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nden alınan veriye göre, Türkiye 1963-1966 yılları arasında ABD’den 350’yi aşan sayıda M-52 topu aldı. 2. Dünya Savaşı’nın ardından ABD Ordusu, Sovyetler Birliği ile karşı karşıya gelme ihtimalini göz önünde bulundurarak içinde 105mm topa sahip paletli obüsün de bulunduğu yeni araç ailesini hazırladı.
"Nükleer savaşta manevra kabiliyeti önemli"
1957 tarihli bir ABD Ordusu kitapçığında M-52 ve kuzenlerine atıfta bulunularak şu sözler sarf ediliyordu; “Muhtemel bir nükleer savaşın kıyısında olduğumuz bu dönemde manevra ve dağılım prensipleri hem savunmada hem de hücumda hayati bir öneme sahip. Araç taşınırlığı artık hiç olmadığı kadar hayati bir önem arz ediyor.”
İlk M-52’ler 27 ton ağırlığında ve tıknaz görünüme sahip araçlardı. Ana silahları M-49 Howitzer idi.
Araçta kara birlikleri ve düşük irtifalı hava araçlarına karşı savunma sağlaması amacıyla 50 kalibre makineli tüfek ve ayrıca 5 kişilik mürettebatın her birinde kendilerine ait tüfekler bulunuyor.
Aracın düz ve asfalt yolda ulaşabildiği en yüksek hız saatte 56 KM’yi ancak geçebiliyordu. Benzer bir silahı çekme kabiliyetine sahip bir kamyondan daha avantajlı olmasını sağlayan özelliği ise arazi şartlarında yol alabilmesiydi.
M-52 T'ler tatbikat sırasında atış yapıyor, 2014
Aracın tüm yan yüzlerinde ve üst kısmında, tüfek kurşunları ve şarapnellere karşı koruma sağlayan zırhı bulunuyordu. Ancak bu koruma karşılığında mürettebat oldukça küçük bir alanda çalışmak zorunda kalıyordu.
1957 tarihli kitapçık ayrıca şu sözleri de içeriyordu; “Yeni silah ailesinin -eski tip obüslere nazaran büyük gelişim göstermesine karşın- kendine has sorunları var. Bunların başında, ağırlık, boyut, yüksek yakıt tüketimi ve yeterli çalışma alanı eksikliği geliyor.”
M-52’nin belki de en iyi özelliği M-41 hafif tank ve ordunun elindeki diğer paletli araçlarla benzer bileşenlere sahip olmasıydı. M-42 mobil uçaksavar ve M-44, M-53 ve M-55 tanklarını oluşturan parçalar M-52 ile %85 oranında benzerlik gösteriyordu. Bu sayede envanterde yedek parça tutmak ve araçları çalışır durumda tutmak kolaylaşıyordu.
1962 yılında ordu M-52’leri yeni bir 105mm topa sahip ve M-113 zırhlı personel taşıyıcıyla benzer bileşenlere sahip M-108 ile değiştirmeye başladı. Ancak eski araçlar Belçika, Yunanistan, Türkiye ve Japonya gibi müttefik ülkelerde hizmet vermeye devam etti.
Türkiye modifiye etme yolunu seçti
1990 yılına gelindiğinde Türk M-52 filosunun muhakkak ki modası geçmişti. Türkiye, araçları hurdaya çıkartmaktansa büyük oranda modifiye etmeyi tercih etti.
Çeşitli geliştirme denemelerinin ardından Türk Ordusu Alman yapımı geliştirme paketini tercih etti. Anlaşmanın bir parçası olarak Alman M-109A3G obüsünde de bulunan 155mm toplar Rheinmetall şirketi tarafından Türkiye’ye yollanmaya başladı.
Roket yardımlı mühimmatları sayesinde bu toplar 29 kilometre uzaklıktaki hedefleri vurabiliyorlardı. Yeni silahın yanında araçların motorları dizel motorla ve diğer ekipmanları da yenileri ile değiştirildi.
Rheinmetall şirketi, Türkiye’nin elindeki eskimiş M-44’ler içinde benzer geliştirmeleri içeren bir teklifte bulundu. Türkiye, 1995-1998 yılları arasında envanterinde bulunan tüm M-52'leri modernize etmeye yetecek kadar geliştirme kiti satın aldı.
Modernizasyon, M-52T’lerin ilk versiyondan 16km/saat daha hızlı yol almasını, daha verimli yakıt tüketmesini ve belirgin şekilde daha fazla caydırıcı güce sahip olmasını sağlamıştı. Türk Ordusu, araçlara son olarak bilgisayar donanımlı ateş kontrol sistemi ekledi.
Kış Tatbikatından alınan bir resimde M-52T'lerin soğuk havaya rağmen kapıları açık şekilde yol alıyor ve mürettebatın ne kadar dar bir alanda çalıştığı rahatlıkla görülebiliyor.
Yukarda görülen ve Kış Tatbikatından alınan videoda mürettebatın silahı dışardan ateşledikleri görülüyor. Titizce yapılan geliştirmelere rağmen araçların eskiliği dışardan görülebiliyor.
'Fırtına Obüsleri' atılımı
2001 yılında Türk Ordusu T-155 Fırtına’ların yapımına başladı. Türk Ordusu, Güney Koreli Samsung Techwin şirketinden de aldığı yardımlarla Fırtınaları geliştirdi.
Bunun sonucu olarak T-155, hem bileşen hem de sahip olduğu özellikler bakımından Güney Kore Ordusu’na ait K-9’larla yüksek derecede benzerlik gösteriyor. Türk Ordusu, Fırtınaları PKK’ya karşı ve Suriye’de yürütülen sınır ötesi operasyonunda kullandı.
O tarihten bu yana M-52T’ler sadece tatbikat ve eğitim sırasında kullanıldı. Türkiye, gözdağı verme amacıyla araçları envanterinde tutmayı tercih ediyor. Yenilenmiş M-44’ler ise envanterden tamamen çıkarıldı.
Ancak Suriye veya diğer komşu bölgelerden birinde herhangi bir çatışma ortamı oluşursa Türk Ordusu envanterinde fazladan 350 obüs bulundurmaktan şikayetçi olmayacaktır.
Joseph Trevithick tarafından kaleme alınan bu analiz Mepa News okurları için tercüme edildi.