"Türkiye ile Esed rejimi görüşmesinin detayları ortaya çıktı"
Türkiye ile Esed rejimi arasındaki istihbari görüşmelerin detaylarının ortaya çıktığı öne sürüldü.
Türkiye güvenlik ve istihbarat birimleri bir süredir Esed rejimi istihbarat güçleriyle olan iletişimlerini yoğunlaştırdı.
Son olarak Reuters'ın dört farklı kaynaktan aktardığı habere göre Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, Suriye'nin başkenti Şam'da Esed rejimi istihbarat şefi Ali Memlük ile bir dizi görüşme gerçekleştirmişti.
Bu görüşmenin ayrıntıları ortaya çıktı.
Sabah gazetesinden Zübeyde Yalçın imzalı habere göre, görüşmelerin ana teması Türkiye'de sığınmacı konumundaki Suriyelilerin güvenli bir şekilde anavatanalarına dönmeleriydi.
Bu kapsamda taraflar Suriyelilerin geri dönüşü için bir yol haritası oluşturmaya çalıştı. Ancak elde tutulur bir sonucun zaman alacağı ifade ediliyor.
"Suriyelilerin tüm mal varlığına el koymanın önünü açan yasa kaldırılsın"
Haberde Türkiye tarafının Esed rejimi yetkilileri ile yaptığı istişarelerde, isteyen tüm sığınmacıların güvenli dönüşünün teminat altına alınması, gayrimenkullerin iadesi, iş kurma ve istihdam şartlarının oluşturulması ve yargılamama güvencesi gibi konuları gündeme getirdiği belirtildi.
Yaşam koşullarını Suriye'de sağlayamayacak sığınmacıların ülkelerine geri dönmek istemeyeceğinin vurgulandığı görüşmelerde Suriyelilerin tüm varlıklarını geri almaları gerektiğine dikkat çekildi.
Esed rejiminin geçtiğimiz yıllarda çıkarttığyı kamulaştırma yasası kapsamında, yasanın yürürlüğe girmesi itibarıyla bir ay içerisinde ülkelerine geri dönmeyen kişilerin tüm mal varlıklarının kamulaştırılacağına hükmedilmişti.
Türkiye'nin, Suriyelilerin kamulaşması sebebiyle hak iddia edemediği mal varlıklarını geri elde edebilmeleri için söz konusu yasanın kaldırılmasını veya sürenin uzatılmasını talep ediyor. Varlıkların sahiplerine geri iade edilmesini de isteyen Türkiye, bu şartların sağlandığı takdirde Suriyelilerin dönüş yolunun açılabileceğine inanıyor.
Öte yandan Sabah gazetesinin haberinde şu ifadelere yer verildi:
"Suriyelilerin, Türk askerinin çekilmesi ön şartına karşı Ankara'nın, Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik bağlayıcı sözleri hatırlatıldı. Ancak bu konunun anayasa sürecinin tamamlanması, hür seçimlerin yapılması ve terörle mücadele içerikli Adana mutabakatının yenilenmesi kaydı ile daha sonra değerlendirilebileceği mesajı verildi."
Haberde ayrıca taraflar arasında cumhurbaşkanı veya bakan düzeyinde herhangi bir görüşmenin yakın zamanda mümkün olmadığına değinildi.
Haberde şu ifadeler yer aldı:
"Güvenlik ve istihbarat birimlerinin Suriye rejimi ile gerçekleştirdiği son görüşmede iki tarafın öncelikli konuları, esneme marjları ve bundan sonra izlenecek yol haritasının ana başlıkları konuşuldu. Bir anlamda Suriyelilerin güvenli dönüşü konusundaki yol haritasının alt yapısı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu görüşmelerden somut bir sonuç alınması zaman alacak gibi görünüyor."
"Keşke Esed Özbekistan’a gelseydi, görüşürdüm"
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'nin aktardığına göre, AK Parti MKYK'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi'ne katılmak üzere gittiği Semerkant'ta Beşar Esed ile görüşüp görüşmeyeceği gündeme geldi.
Selvi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun “Esad Şanghay beşlisine gelmiyor. Böyle bir davet de yok” açıklaması yaptığını ve ardından Erdoğan'ın söz aldığını söyledi.
Selvi'nin aktardığına göre Erdoğan, şöyle konuştu:
“Keşke Esed Özbekistan’a gelseydi, görüşürdüm. Ama o oralara gelemez. Onun yüzünden, onun tutumundan dolayı Suriye bölünmek üzere. O kendi iktidarını korumak için muhaliflerle savaşa tutuştu. Kendi iktidarını korumayı tercih etti. Kendi kontrol ettiği alanları korumayı düşündü. Ama büyük toprakları koruyamadı.
Keşke Özbekistan’a gelseydi, görüşürdüm. Bunları yüzüne karşı söylerdim. Biz o zaman kendisine ‘Bak, böyle yaparsanız Suriye bölünür’ dedik. O muhalifler için bunlar kalabalık ama silahları yok diye düşündü. Bizim uyarılarımızı dikkate almadı. Ama oraya Amerika’nın, Rusya’nın gireceğini düşünmedi. Kendi iktidar alanını korumayı tercih etti ama Suriye’nin büyük topraklarını koruyamadı."