"Türkiye Mart ayında baskın seçime gidebilir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni bir düzenleme açıklaması erken seçim tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni paket çıkışını bir çeşit seçim yatırımı olarak gören siyaset bilimciler ve kamuoyu araştırmacıları, Türkiye’nin bir erken seçime gideceği öngörülerini kuvvetlendirdi. MAK Danışmanlık Şirketi sahibi, kamuoyu araştırmacısı Mehmet Ali Kulat bu öngörüyü daha ileri bir noktaya, "baskın seçim"e taşıdı.
DW Türkçe’ye Erdoğan’ın çıkışlarının siyasi boyutlarını değerlendiren Kulat, Türk Lirası mevduatlarının döviz kurları karşısında korunmasına dönük yeni ekonomik kararların muhalefetin yüksek döviz kurlarını işaret edip "Türkiye yönetilemiyor" eleştirilerinin yükseldiği bir döneme denk geldiğine dikkat çekiyor.
Kulat, "Uzunca bir süredir tamamen kontrolsüz gelişen döviz fiyatları ve piyasanın sahipsiz görünümü muhalefete ciddi bir alan açmıştı. Muhalefet sahada ciddi bir şekilde ‘Türkiye'de yönetici yok. Yönetim yok. Ekonomi tamamen başıboş' izlemini oluşturuyordu. Bu algı da ciddi şekilde toplumda karşılık bulmuştu" diyor.
"Ekonomik kurtuluş savaşını kazandığı imajı yaratabilir"
Doların ateşinin bir türlü düşürülemediğini siyasette, ekonomide, sokakta doların 25 lirayı bulacağına dair hesaplar yapıldığını hatırlatan Kulat, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu hesaplardan etkilenip de yeni finansal alternatif açıklamak durumunda kaldığını düşünüyor. Kulat, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomiyi doğrudan yönetiyor ve belli ki bu süreçte boş durmamış, Türk Lirası mevduatlarını döviz karşısında nasıl koruruz diye bir sistem geliştirmiş" diyor.
Kulat'a göre Erdoğan’ın dövize çevrili mevduat sistemi açılımını Türkiye’yi bir baskın seçime götürmek için kullanma ihtimali var. Kulat, "Erdoğan, üç-beş ay süren bir istikrar çıkartabilirse buradan, emeklilere ve memurlara enflasyonun üstünde bir maaş zammı verebilirse tıpkı 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunu, 15 Temmuz darbe girişimini savuşturmasını topluma bir başarı olarak lanse ettiği gibi şimdi de ekonomik kurtuluş savaşını kazandığı imajı verebilir. Türkiye; baskından da baskın Mart’ta bir seçim görebilir" öngörüsünde bulunuyor.
"Döviz düştü diye toplum mutlu olmuş değil"
Peki Erdoğan’ın dövize çevrili mevduat sistemiyle ekonomide istikrar yakalaması mümkün mü?
Kulat, bunun zamanla anlaşılacağını söylese de, bu kez Türkiye’de bambaşka bir sorun yaşandığına dikkat çekiyor:
"Türk Lirası eriyordu. İnsanlar, tabiri caizse kefen parası olarak biriktirdiği parayı, emekli maaşını, üç-beş kuruş harçlığını dövize yatırdı. Şimdi mağdurlar. Zannedildiği gibi döviz düştü diye toplum mutlu olmuş değil. Toplumu mutlu eden, istikrardır. 'Siz paranızı TL'de tutun, paranızı çekmek istediğiniz zaman reel dövizin karşılığı para veririm size' diyen bir sistem var karşımızda. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Türkiye adı konmamış bir seçim ortamına girdi zaten. Bütün kamuoyu anketleri AK Parti’nin kaybetme ihtimalinden söz ediyordu ki, Erdoğan kritik bir hamle yaptı."
Kaynak: DW Türkçe