Türkiye'deki Çeçen sığınmacılar ölüme mi gönderilecek?

Türkiye'deki Çeçen sığınmacılar ölüme mi gönderilecek?

İnsan hakları avukatları, Rus baskısından kaçarak Türkiye'ye sığınan çok sayıda Çeçen sığınmacının gözaltına alınarak geri gönderme merkezlerine götürüldüğünü belirtti.

Türkiye'de yaşayan sığınmacılara yönelik baskıların son hedefi Çeçen sığınmacılar oldu.

Rusya'nın ve Rus destekli Ramazan Kadirov yönetiminin baskılarından kaçarak Türkiye'ye sığınan çok sayıda Çeçen sığınmacının geçtiğimiz haftalarda gözaltına alınarak geri gönderme merkezlerine götürüldüğü belirtildi.

Avukatları, Göç İdaresi tarafından hukuksuz geri gönderme merkezlerine götürülen Çeçen sığınmacılara ulaşamadıklarını, sığınmacıların kötü şartlarda tutulduklarını ve zorla iade edilme tehlikelerinin bulunduğunu ifade etti.

Geri gönderme merkezlerine götürülen Çeçen sığınmacılar arasında Cevher Dudayev'in yeğeni Mansur Dudayev'in de olduğu belirtildi.

Çeçen sığınmacılardan bazılarının camide cuma namazı kıldıkları sırada gözaltına alındıkları kaydedildi.

cecen1.jpg

cecen3.jpg

Geri gönderme merkezine götürülen sığınmacılardan biri de Aset A. isimli kadın bir Çeçen sığınmacıydı. Aset A.'nın eşi Rus işgaline karşı savaşırken hayatını kaybeden Çeçen bir komutandı. Aset A., 2013 yılından bu yana Türkiye'de sığınmacı olarak yaşıyordu. Kimliğini yenilemek üzere başvuruda bulunan ancak hukuka aykırı bir şekilde kimliği iptal edilen Aset A., ardından gece baskınıyla Kocaeli'nde gözaltına alındı ve Şanlıurfa'daki bir geri gönderme merkezine götürüldü. Aset A., buradan yazdığı bir mektupta kötü şartlarda tutulduğunu, merkezin penceresiz bir bodrum katı olduğunu ve namaz kılmasına izin verilmediğini dile getirdi.

cecen2.jpg

Aset A.'nın avukatı Av. Zeynep Ertekin, duruma ilişkin yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

"2022 yılının Ekim ayında Rusya’dan gelen bilgilere istinaden tesis edilen giriş yasakları sonrası ikamet izni iptal edilerek hakkında 'kamu güvenliği' nedeniyle sınır dışı kararı alındı ve 2022 doğumlu kızı Liia ile beraber Selimpaşa Geri Gönderme Merkezi'ne alındı. Davalarını kazandık, ablayı özgürlüğüne kavuşturduk ve insani ikamet izni alabilmesi için Kocaeli İl Göç idaresine yönlendirdik.

Akabinde 'unuttukları' G-87 tahdit kaydını sisteme işleyip 15.12.2023'te 4 çocuğu ile beraber çağırıp tekrar aldılar. Elindeki mahkeme kararlarına rağmen yeniden 'kamu güvenliği' gerekçesiyle sınır dışı etme ve idari gözetim kararı alındı. Davalarını açtık ve 17.01.20242te Sulh Ceza Hakimliği kararı ile idari gözetimi sonlandırıldı. Sonra ne oldu dersiniz?

Aradan 16 gün geçti ve 03.02.2024 gecesi evine tekrar gidildi ve bu sefer de yine kızı Liia ve eşi ile beraber yakalandı. Yeniden sınır dışı etme ve idari gözetim kararları tesis edildi. (15.12.2023'te açtığımız sınır dışı davası devam etmesine rağmen) Kocaeli’den Şanlıurfa'ya sevk edildi.

Tüm çabamıza rağmen bu mektup dışında bir haber alamadık ve Şanlıurfa Geri Gönderme Merkezi'ne giden avukat arkadaşımıza orada olmadığını söylediler. Bugün ise Erzurum'a sevk edildiği bilgisini aldık. Abla, metanetli olmasına rağmen çok yoruldu, onunla beraber biz de yorulduk. Ama en çok Liia… 2022 doğumlu bir bebek 3. defa geri gönderme merkezine alınıyor. Tüm davaları kazanmamıza rağmen buna devam eden Göç İdaresi açıkça zulmediyor. Ve bize de bu zulme karşı elimizle, dilimizle, tüm gücümüzle direnmek kalıyor."

Yeryüzü Avukatları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Av. Enes Kafadar, yaşananlara ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Kafkasya halklarının bağımsızlığı için mücadele eden yüzden fazla müvekkilim oldu. Hepsi onurlu bir hayat imkanı sunduğu için Türkiye'ye minnettar, ama sınır dışı konusunda "Ruslar bile kadınlarımıza dokunmazdı, biz böyle bir zulmü Türkiye'de gördük" diyorlar, dişlerini sıkarak."

Çeçen sığınmacıların avukatlarından Av. Halim Yılmaz, sosyal medyada yaptığı açıklamada, anne ve babaları gözaltına alınan Çeçen sığınmacıların çocuklarından bazılarının kimsesiz kaldığını ifade etti:

cecen4.jpg

Av. Yılmaz sürece ilişkin şunları söyledi:

"Gözaltına alınıp İstanbul Emniyet'te işlemleri tamamlanan ve Göç İdaresi'ne gönderildiği söylenen yabancı uyruklu (ikametli, UK kimlikli) müvekkillere 4-5 gündür erişemiyor, bilgi alamıyoruz. Emniyet 'Göç'e gönderdik', Göç 'Bizde yok' diyor. Bu insanlar nerede?

Dün İstanbul içinde 270 km yapıp 3 geri gönderme merkezi gezdim, 2 arkadaşımı Emniyet'e ve Tuzla'ya gönderdim. Sonuç: Olumsuz. 12 Eylül'deki 'Gözaltında kayıp' olgusu benzerinin 2024'te yaşatmak; kişilerin ailesine, adalete, mahkemeye erişimini engellemek utanç verici bir uygulama!

Gözaltı veya idari gözetimdeki kişileri saklamak, ailesi veya avukati ile iletişimini kesmek, nerede olduğu hakkında bilgi vermemek sadece hukuksuzluk değil, aynı zamanda işkence yasağının ihlalidir (incommunicado) (işkence, sadece fiziksel acı vermekle sınırlı değil, TCK md.95)

Cumartesi günü gözaltına alınan ve göçe gönderilenler kişiler nerede? Aile veya avukatlarına bilgi vermek Anayasal (19/6) zorunluluk! Fakat hiç bir yerde bulamamak nedir?!

Yukarıdaki mesajdan sonra, diğer avukatlardan gelen bilgilere göre, Emniyetten Göç'e sevk edilen en 30 göçmenin gizli bir yerde, tecritte ve kötü şartlarda tutulduğu sonucu çıkıyor. En az 8 gündür, bir kısmı 2-3 haftadır aileleri ve avukatları nerede olduklarını öğrenemediler!

Müvekkillerden biri Kafkasya kökenli kadın/anne; kocasıyla birlikte evinden alındıkları için, çocukları komşuya bırakmışlar. Çocuklar Türkiye'de doğmuş, büyümüş. 9 gündür anne ve babasızlar. Nerede olduklarına dair bilgi dahi alamıyorlar. Reva mı?

Diğeri, İmam Hatip lisesi öğrencisi, 18 yaşına yeni girmiş çocuk. Hangi umutla geldim, neler geldi başıma, diyor mudur? Beraber kaldığı arkadaşı serbest kaldı, şok içinde sürekli ağladığını söylemiş. Anne-babası görüşmek için gitti, 3 defa avukat gitti, burda değil dediler!

Bir diğeri 16 yıldır ülkemizde yaşayan, çocukları burada büyümüş, torunları olmuş, hem BM hem Türkiye mülteci statüsünde kabul etmiş. Ailesi, acaba sınır dışı mı edildi? diye korku ve panik içinde! Zulümden kaçanlara, eman isteyenlere, zulüm yapmak bize yakışır mı?

Sebebi ne olursa olsun, göçmenler ve özellikle de mültecilere Guantanamo benzeri, tamamen hukuksuz, kanunsuz ve denetimsiz bir alan yapmak, bu ülkenin göç birikimine, tecrübesine ve hukuka yapılmış en büyük saldırıdır!

Bu göçmenler suçluysa tutuklayın, ceza verin. İdari nedenler varsa idari gözetim uygulayın. Ülkesi istiyorsa iade usulünü uygulayın. Hepsinin kanuni bir yolu var. Bu hoyrat hukuksuzluk her yönden yöneticilere, devlete, topluma, geleceğimize zarar verecek. Durdurun!"

Avukatlardan açıklama

Öte yandan, müvekkilleri geri gönderme merkezlerine götürülen ve kendilerine ulaşamadıklarını belirten avukatlar, 13 Şubat tarihinde ortak bir açıklama yayınladı.

"Biz aşağıda imzası olan avukatlar başta olmak üzere, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden Göç İdaresi'ne sevk edilen ve aileleri tarafından hukuki yardım talebiyle bizlere başvurulan yabancı uyruklu müvekkillerimize uzun süredir ulaşamıyor ve bilgi alamıyoruz. İstanbul'daki ve birçok ildeki geri gönderme merkezine bizzat giderek başvurmamıza rağmen, müvekkillerimizin durumu ve akıbeti hakkında bilgi verilmemektedir. Şahısların aileleri de yakınlarından uzun süredir haber alamadıkları ve başlarına ne geldiği konusunda herhangi bir bilgiye ulaşamadıkları için endişe içinde beklemektedirler. Haber alınamayan şahıslar içinde lise öğrencisi gençler, küçük çocuklar, yaşlılar, ciddi kronik hastalıkları olanlar, hamile kadınlar da bulunmaktadır. Her geçen gün biz avukatların ve şahısların ailelerinin endişesi artmaktadır.

Anayasa, Avukatlık Kanunu ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu gereğince, Göç İdaresi tarafından idari işlemler için özgürlüğü kısıtlanan kişilere, idari kararların usulüne şekilde tebliğ edilmesi, avukatla temsil edilmeleri, kararlara itiraz edebilme ve dava açabilme, aileleri ve avukatlarıyla görüşme yapma, telefonla iletişim kurmaları kanuni bir hak olarak düzenlenmiştir. Ancak, müvekkillerimiz uzun süredir kayıt dışı şekilde tutulmakta, görüşme ve bilgi alma imkanı verilmemekte, aileleri ve avukatlarıyla bağları koparılmakta, dış dünyadan tamamen tecrit edilmekte, bilinmeyen koşullarda tutulmaktadırlar. Şahısların bu şekilde tutulmaları hem ulusal hem de uluslararası hukuka aykırıdır, onur kırıcı ve kötü muamele niteliğindedir.

İçişleri Bakanlığı ve Göç İdaresi başta olmak üzere tüm yetkilileri bu konuda hukuka uygun biçimde hareket etmeye davet ediyor ve;

1. Göç idaresine sevk edilen yabancı uyruklu müvekkillerimizin avukatlarına ve ailelerine erişimlerinin derhal sağlanmasını,
2. Uzun süredir uygulanan kayıt dışı ve hukuka aykırı tutma eyleminin kişilerin aleyhinde kullanılmamasını, haklarında alınan idari kararların avukatlarına bildirilmesini,
3. İdari gözetim altına alınan yabancı uyruklu kişilerin bir yakınına haber verilmesi hakkının uygulanmasını,
4. Geri gönderme merkezlerinin insan hakları standartlarına uygun şekilde faaliyet göstermesi için gerekli denetimlerin yapılmasını

Talep ediyoruz. Kamuoyuna saygılarımızla sunarız."

Geri gönderme merkezlerine götürülen Çeçen sığınmacıların halen serbest bırakılmadığı belirtilirken, Rusya'ya iade edilmeleri halinde işkence, idam, gözaltında kaybetme ve kötü muamele gibi olumsuz durumlara maruz kalmalarından endişe ediliyor.

Kaynak: Mepa News

tg.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
2 Yorum