Türkiye’nin Afrika Kıtasındaki Nüfuzu
"Sıfır sorun politikası ve yumuşak güç artık tek başına yeterli değil ayrıca bölgedeki ve dünyadaki koşullara uygun değil.
Türkiye'nin Afrika kıtasındaki hareketliliği son dönemde hızla devam ediyor. Bu hareketlilik, Ankara'nın Afrika ülkeleriyle siyasi ve ekonomik ilişkilerini genişleterek bölgesel ve uluslararası nüfuzunu yayma çabası şeklindedir. Bu çaba son zamanlarda Somali'ye bir Türk askeri üssünün kurulmasıyla taçlandı. Bu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eğiliminin önemli "jeopolitik" boyutlarını ortaya koymaktadır.
Afrika'ya ilişkin dış politikasına özel bir önem veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazar günü Afrika turuna başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika turu Fildişi Sahili'nden başladı. Ziyaret Gana, Nijerya ve Gine'yi de kapsıyor ve önümüzdeki perşembe gününe kadar devam edecek. Türkiye Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre ziyaret, Türkiye ile Afrika arasındaki "stratejik ortaklığı" güçlendirmeyi ve Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğuna üye ülkeler ile ekonomik ilişkileri geliştirmeyi hedefliyor. Açıklamaya göre Fildişi Sahili ve Gine ziyaretleri ilk kez Cumhurbaşkanı düzeyinde gerçekleşmiş olacak.
Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidara gelişinden bu yana Afrika ile ilişkileri büyük bir şekilde güçlendirmeye çalıştı. Ankara'nın Afrika'daki büyükelçiliklerini 2009 yılından bu yana üç kat artırması bu hedefin somutlaşmış halidir. Keza Türk Hava Yolları Afrika kıtasına onlarca sefer koydu. Türkiye, Afrika ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirerek ve kıtadaki çok sayıda ülkeye insani yardımda bulunarak özellikle BM ve ona bağlı örgütler başta olmak üzere uluslararası platformlarda bu ülkelerin siyasi desteğini kazanmayı hedefliyor.
Ankara ile çok sayıdaki Afrika ülkesi arasında ilişkilerin güçlenmesi, Ankara'nın 2008 yılında Güvenlik Konseyi'ne girmesine yardımcı olmuştu. Keza bu güçlenme, Türkiye'nin adayı Ekmeleddin İhsanoglu’nun 2005 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı Genel sekreterliği makamına gelmesine yardımcı oldu.
Türk Analist Bekir Atacan, el Kuds el Arabi'ye yaptığı açıklamada Türkiye'nin uzun süredir Afrika'da ve özellikle de Somali'de insani yardımda bulunduğunu ve bu fakir ülkeleri desteklediğini söyledi. Atacan, Türkiye'nin Somali'de askeri bir üs inşa edeceğini açıklamasının sivil adımlardan askeri adımlara doğru bir geçiş olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin son yıllarda attığı en önemli adımların Katar ve Somali'de askeri üs kurmak olduğunu söyleyen Atacan, "Olumsuz anlamda yayılmacı hedefler veya İran'ın söylediği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Osmanlı Devletı'ni geri getirmeye çalışması söz konusu değildir. Bu adımlar, Türkiye'nin bölgedeki ve stratejik Aden Körfezi'ndeki çıkarlarını korumayı hedefleyen adımlardır." dedi.
Yazar ve Araştırmacı Said el Hac ise el Kuds el Arabi'ye yaptığı açıklamada. "Sıfır sorun politikası ve yumuşak güç artık tek başına yeterli değil, ayrıca bölgedeki ve dünyadaki koşullara uygun değil. Bu nedenle Türk dış politikası, güçlü ve etkin ortaklıklar inşa etmeye yöneldi. Katar ile ilişkilerde olan da budur." dedi.
El Hac ayrıca "Katarda askeri üs inşasının ardından Türkiye, stratejik bakımdan büyük öneme haiz bir noktada olan Somali'ye yönelmektedir. Bu, Türk dış politikasının düşman yaratmadan sakince çalışarak dışarıya yöneldiğinin kanıtıdır. Ancak bu politikanın doğrudan ve daha büyük sonuçlar getirmesi için yıllara ihtiyaç var." dedi
Bu arada çok sayıda Türk gazetesine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni diplomasi hareket ve Türkiye'nin Afrika ülkelerine açılımı, Adalet ve Kalkınma Partisinin -Türkiye'nin sesini ve ürünlerini dünyanın her yerine ulaştırmayı hedefleyen- politikası çerçevesinde söz konusu olmaktadır.
İsmail Cemal - El Kuds El Arabi - 28 Şubat 2016
Turquie Diplomatique