"Türkiye’nin NATO’dan ayrılacağını düşünmüyorum”

"Türkiye’nin NATO’dan ayrılacağını düşünmüyorum”

Brookings Enstitüsü’nde dış politika alanında uzman Michael O’Hanlon, Türk insanının Suriye’deki iç savaşın sonuçlarının birçoğunu sindirmesine hayranım' dedi.

Washington’dakiBrookings Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği panelde NATO’nun geleceği tartışıldı. Panele Ulusal Güvenlik Konseyi eski üyesi ve Amerika’nın eski Ukrayna Büyükelçisi Steven Pifer’la Brookings Enstitüsü’nde dış politika alanında uzman Michael O’Hanlon konuşmacı olarak katıldı. O’Hanlon konuşmasında Türkiye’nin NATO’dan ayrılacağını düşünmediğini kaydetti.

Amerika Başkanı Donald Trump’ın seçim sürecinde NATO’yu köhne olarak nitelemesi, seçildikten sonraysa bu söylemden vazgeçmesi, Rusya’nın Kırım’ı ilhakıyla Ukrayna’nın doğusundaki etkisini arttırması ve bunun doğu Avrupa ülkelerinde neden olduğu endişe ve son dönemde Ankara’nın Batıyla gerilen ilişkilerinin gündeme getirdiği Türkiye’nin NATO üyeliği.

İşte bütün bu konular Washington’da Brookings Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği panelde tartışıldı.

“Dönüm noktasındaki NATO, ittifak için gelecek adımlar” panelin konusuydu.

Panele Brookings Enstitüsü’nden dış politika uzmanı Michael O’Hanlon’la, eski Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi ve eski Ukrayna Büyükelçisi Steven Pifer katıldı.

Paneldeki konuşmasında Türkiye-NATO ilişkilerini de değerlendiren Michael O’Hanlon, Ankara’nın Brüksel’den kopmak isteyeceğini sanmadığını söyledi.

O’Hanlon, “NATO gibi ittifakların temel kavramları vardır, isterseniz üyelikten ayrılabilirsiniz, bir kere ayrıldınız mı, geri gelemeyebilirsiniz, Türkiye’nin gerçekten böyle bir seçeneği tercih edeceğini düşünmüyorum. Türkiye’yle ilişkilerde birçok ülkenin endişe duyması anlaşılabilir, bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili düşüncelerim ne olursa olsun Türkiye’nin, Türk insanının Suriye’deki iç savaşın sonuçlarının birçoğunu sindirmesine hayranım, özellikle de mülteci yığılması konusunda. Türkiye’nin bunu yüklenmesi dikkate değer. Açıkça Batıdakiler insani açıdan, mültecilerin Avrupa’ya akışı açısından bundan yararlandı. Ama Türkiye’nin etrafına bakarak NATO’nun dışında kalmasının daha iyi olacağını düşüneceğini sanmıyorum. Bence bu olacak bir süreç değil. Hatta olmayacak” dedi.

O’Hanlon, Amerika-Rusya ilişkilerinin çok kötü durumda olduğuna dikkat çekti ve NATO’nun daha güçlü olması için kalıcı ortak bölgeler oluşturulması gerektiğini belirtti.

O’Hanlon, “Amerika-Rusya ilişkileri korkunç. Bu ilişkiler bir süre daha böyle devam eder. Batı Asya ülkeleri NATO üyeliği için uygun olmayacaktır, kuzeyde Finlandiya, İsveç, güneyde Ukrayna, Belarus, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan gibi ülkelerle kalıcı ortak bölgeler oluşturulmalı. Rusya da bütün bu ülkelerin üye olabileceklerini kabullenmeli. Putin’e güvenemeyiz. Polonya’da da kalıcı askeri güç bulundurmalıyız, fazla askere gerek yok ama kalıcı asker olmalı” ifadelerini kullandı.

Panelde konuşan Steven Pifer da Avrupa’nın soğuk savaştan sonra yakalamayı başardığı güvenlik düzeninin kırıldığını söyledi. Pifer, bunda büyük payın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le Kremlin’de olduğunu söyledi. Pifer, Putin ve Kremlin’in Avrupa’nın güvenlik düzeninin Rusya’nın çıkarlarına uymadığı sonucuna vardığını kaydetti.

Pifer, “Rusya’da sadece NATO’nun genişlemesine değil, NATO fikrine olan karşıtlığı hafife aldık. Avrupa güvenlik düzenini yeniden kurmak zor olacak, bir yerde bizler, Ruslar ve Avrupa’daki ülkeler bunun için bir çeşit model yaratmak zorundayız. Bu model, Avrupalılar’ın kendilerini güvende hissetmesini sağlamalı. Amerika-Rusya ilişkilerinde çok zor bir durumdayız, bundan çıkmak zaman alacak, yavaş diplomasiyle olacak. Ama bu süreç tahminimizden uzun sürecek” dedi.

Michael O’Hanlon, paneldeki konuşmasında 2016’daki başkanlık seçimine Rusya’nın müdahalesiyle ilgili soruşturmalara da dikkat çekti ve bu sürecin bir an önce atlatılmasının önemli olduğunu vurguladı.

Kaynak: Amerika'nın Sesi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.