Türkiye'nin yeni Suriye yönetimi için planları neler?

Türkiye'nin yeni Suriye yönetimi için planları neler?

"Türkiye 20 milyonluk Suriye'nin istikrara kavuşması için bölgesel müttefiklerin ve Batılı güçlerin desteğine ihtiyaç olduğunun da farkında"

Ragıp Soylu | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News

Suriye'de Beşar Esed rejiminin sadece 11 gün içinde dramatik bir şekilde çökmesi dünyayı şok etti ve Türkiye'yi ülkenin geleceğinin şekillendirilmesinde kilit bir oyuncu konumuna getirdi.

Ancak Ankara'daki Türk yetkililer temkinli davranmaya devam ediyor. Bölgeyi kaosa sürükleyen 2010'lardaki Arap Baharı sırasında yapılan hataları tekrarlamamakta kararlılar.

Ayrıca 20 milyonluk Suriye'nin istikrara kavuşması için bölgesel müttefiklerin ve Batılı güçlerin desteğine ihtiyaç olduğunun da farkındalar.

Ankara, Suriye'nin savaşan grupların ülkeyi böldüğü Libya gibi parçalanmış bir devlete dönüşmesi ya da kısa bir demokrasi denemesinin bir yıl içinde askeri darbeyle yıkıldığı Mısır'ın yolunu izlemesi gibi geçmişin risklerini unutmuş değil.

Örneğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müslüman Kardeşler gibi hareketlere temkinli yaklaşan Körfez ülkelerinin Suriye'nin geleceğine uzun vadeli destek vermelerini sağlamaya çalışıyor.

Hükümetin bu konudaki düşüncelerini bilen bir kaynak Middle East Eye'a (MEE) şunları söyledi: “Erdoğan, Suudi Arabistan ve özellikle Birleşik Arap Emirlikleri'nin endişelerinin dinlenmesi ve Suriye konusunda tavsiyelerine değer verilmesi gerektiğine inanıyor.”

"HTŞ'yi Türkiye'den daha iyi tanıyan yok"

Perşembe günü Kahire'de bir zirveye katılacak olan Erdoğan'ın burada Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi ile yeni Suriye hükümeti konusunda görüşmesi bekleniyor.

İslami gruplara karşıtlığıyla bilinen Sisi'nin bir zamanlar Arap milliyetçiliğinin merkezi olan Şam'da Tahriru'ş Şam Heyeti'nin (HTŞ) yükselişiyle ilgili endişeler taşıdığı biliniyor.

Ancak Ankara'nın hedefleri sadece diyaloğun ötesine geçiyor. Bunlar, Suriye'nin yeni hükümetinin gündemini şekillendirecek gerçek dünya meseleleriyle iç içe geçmiş karmaşık jeopolitik dinamikleri kapsıyor.

Türkiye, Esed güçlerini yenilgiye uğratan ve Şam'ı ele geçiren eski bir El Kaide uzantısı olan HTŞ'ye doğrudan destek verdiğini uzun süredir inkar etse de grup üzerindeki etkisini gizlemiyor.

Geçtiğimiz hafta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Türk televizyonunda şunları söyledi: “Kimse bu grubu Türkiye'den daha iyi tanıyamaz.”

Erdoğan'ın ülkeyi istikrara kavuşturmak için HTŞ'ye askeri ve lojistik destek sözü verdiği de ifade ediliyor.

O tarihten bu yana Fidan, Ürdün'ün Akabe kentinde düzenlenen bir zirve sırasında Arap Temas Grubu, ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya ve Avrupa Birliği de dahil olmak üzere birçok bölgesel ve uluslararası aktörle koordinasyon sağladı.

Zirve bildirisinde Suriye'de şeffaf bir süreçle kurulacak kapsayıcı, mezhepçi olmayan ve temsili bir hükümet çağrısında bulunuldu. Ayrıca kadın ve azınlık haklarına saygı gösterilmesini vurguluyor ve Suriye'nin komşularıyla uyumlu bir şekilde bir arada yaşamasını öngörüyordu.

Tarafsız bir Suriye

Peki Türkiye bu ülkelerden ne gibi özel taleplerde bulundu?

Adının açıklanmaması kaydıyla MEE'ye konuşan bir Türk yetkili “Bölge ülkelerinden henüz somut bir beklentimiz yok” dedi.

Ankara'nın vurgulamaya devam ettiği mesajlardan biri tarafsız bir Suriye arzusu.

Fidan, “Dileğimiz, özellikle terörizm açısından diğer ülkeler için tehdit oluşturmayan bir Suriye'nin ortaya çıkmasıdır” dedi.

Türk yetkililer Suriye'nin İsrail ve İran dahil hiçbir ülke için tehdit oluşturmaması gerektiğini vurguluyor.

Ankara özellikle İsrail'e Esed'in eski askeri bölgelerine ve savunma mevzilerine yönelik hava saldırılarını durdurması çağrısında bulunmuş ve başkent Şam'ın merkezine kadar yaklaşan İsrail saldırılarını kınamıştır.

Türk yetkililer için bir diğer kilit hedef de yeni bir bölgesel düzenin kurulması.

Fidan Cuma günü yaptığı açıklamada “Bölgede ne İran'ın ne de Türkiye'nin hakimiyetini istiyoruz” dedi ve ekledi:

“Suudi Arabistan, BAE, Katar, Türkiye ve diğerleri işbirliği kültürü içinde bir araya gelmeli ve birbirlerinin sınırlarına ve egemenlik haklarına saygı göstermelidir. Sadece saygının ötesinde, birbirimizi korumayı taahhüt etmeliyiz. Aksi takdirde, dış hegemonlar müdahale edecek, bölgesel kutuplaşmayı istismar edecek ve uzun vadeli, kanlı ve maliyetli çatışmalara neden olacaktır.”

Türkiye'nin BAE'ye yönelik girişimleri, daha önce Esed'in Arap Birliği'ne geri dönmesini destekleyen Körfez liderlerinin söylemlerinde şimdiden bir değişikliğe yol açtı.

BAE yöneticileriyle yakın bağları olan akademisyen Abdulhalik Abdulla, BAE'nin HTŞ liderliğindeki hükümetle doğrudan temas kurmasının ardından kısa süre önce üslubunu değiştirdiğini ve Abu Dabi'nin Suriye ekonomisine yatırım yapan ülkelerin başında geleceğini ifade etti.

Rusya'nın rolü ne olacak?

Türk yetkililer, Suriye'deki herhangi bir yeniden inşa çabasının BAE gibi Körfez ülkelerinin ve Avrupa Birliği gibi Batılı güçlerin finansmanına ihtiyaç duyacağının farkında.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Salı günü Ankara'ya yaptığı bir ziyaret sırasında Brüksel'in Suriye'nin erken toparlanma çabalarına katılımını arttıracağını açıkladı. Bu çalışmalar elektrik, su ve altyapı gibi temel hizmetleri de kapsayacak.

“İnsani yardım amaçlı bir hava köprüsü kurduk ve ilk malzemelerin bu hafta ulaşması bekleniyor” diyen von der Leyen, AB'nin Suriye'deki potansiyel yeniden inşa çabalarına açık olduğunun sinyalini verdi ki bu Türk yetkililer tarafından memnuniyetle karşılandı.

Bununla birlikte, Suriye'de iki askeri üssü bulunan Rusya, odadaki fil olmaya devam ediyor. Bazı AB üyesi ülkeler, yeni yönetimi destekleme taahhüdünde bulunmadan önce Rusya'nın Suriye'den çekilmesini talep ediyor.

Muhalif güçlere karşı hava saldırıları düzenleyerek 2015'ten bu yana Esed'e destek veren Moskova'nın askeri varlığının geleceği konusunda HTŞ yetkilileriyle görüşmeler yaptığı bildiriliyor.

HTŞ için önemli bir teşvik unsuru, Rusya'nın veto yetkisine sahip olduğu BM Güvenlik Konseyi'nin terör listesinden çıkarılma ihtimali.

Ankara, Rusya ve İran'ın HTŞ liderliğindeki yönetimi tanıyacağını, Şam'daki büyükelçiliklerini yeniden açacağını ve istikrar çabalarına katkıda bulunacağını umuyor.

Kaynak: Mepa News

wp.gif

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum