Uygur kökenli yönetici Doğu Türkistan'daki kampları savundu
Uygur kökenli Şöhret Zakir, Uygurlara yönelik Doğu Türkistan'daki 'kampların bölgede aşırılığın engellenmesi amacıyla kurulduğunu' öne sürdü.
Çin yönetimi, uluslararası kamuoyunda sert tepkilere neden olan Uygurlar için kurduğu toplama kamplarının varlığını ilk kez kabul anlamına gelecek bir açıklama yaptı.
Kendisi de Uygur olan Doğu Türkistan'daki Komünist Parti'nin iki numaralı ismi Şöhret Zakir, "kampların bölgede aşırılığın engellenmesi ve güvenliğin sağlanması amacıyla kurulduğunu" öne sürdü.
Çin medyasına konuşan Zakir, bu kamplara bir eğitim anlaşmasıyla alınan bu kişileri "kursiyer" olarak tanımladı. Onların "yoğunlaştırılmış" bir eğitim programı kapsamında Çince öğrendiğini, Çin yasalarıyla ilgili dersler aldığını ve bunun yanı sıra mesleki eğitime tabi tutulduğunu ileri sürdü:
"Mesleki eğitim sayesinde, kursiyerlerin çoğu, hatalarını anlayarak terörizmin ve aşırılığın özünü ve ne kadar zararlı olduğunu gördüler. Doğruyu yanlıştan ayırt ederek aşırılık yanlısı düşüncelerden uzak durmayı öğrendiler. Radikal düşüncelere karşı daha dirençli hale geldiler. Sincan şimdi sadece güzel değil, aynı zamanda güvenli ve istikrarlı da."
3 milyon kişi kamplara alındı
Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi'nin Çin'de ayrımcılığa uğrayan topluluklarla ilgili İsviçre'nin Cenevre kentinde ağustosta düzenlediği toplantıya katılan insan hakları kuruluşları, Doğu Türkistan'da yerel yöneticilerin siyasi olarak sakıncalı tutumlar içinde olduğunu iddia ettiği kişileri siyasi eğitim merkezlerinde alıkoyduğunu açıklamıştı.
İnsan hakları örgütleri temsilcileri, toplantıda yaptıkları sunumlarda, herhangi bir yargı kararına dayanmadan hürriyetinden alıkonulan kişi sayısının 3 milyonu bulduğunu bildirmişti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ise Çin hükümetinin, Müslüman Uygurlara ''sistematik insan hakları ihlallerinde bulunduğunu'' duyurmuştu.
Konuya ilişkin suçlamaları reddeden Pekin yönetimi, Çin'deki etnik azınlıkların dini özgürlüklerinin kanunlarla korunduğunu savunmuştu.
Uygurlara yönelik kamplarda neler yapılıyor?
Uygurları hedef alan bu kamplarda, Çin dışında yaşayan çok sayıda Uygur, akrabalarının ya bu kamplardayken ya da serbest bırakıldıktan sonra öldüğünü dile getiriyor. Söz konusu kamplara alınan Uygurlar, sandalyelere bağlandıklarını, sorgulandıklarını, kendilerine yiyecek verilmediğini belirtiyor.
Uygurlar, ağustosta Wall Street Journal gazetesine isimlerini vermeden yaptıkları açıklamalarda, "Bizlere din diye bir şey olmadığını söylediler. 'Neden dine inanıyorsun ki? Tanrı diye bir şey yok.' dediler ve saatlerce marşlar söylemek zorunda bıraktılar." ifadelerini kullanmıştı.
Diğer yandan açıklamalar arasında, "Komünist Parti iyidir" sloganlarıyla sabahları erkenden kaldırılıp koşmaya zorlandıkları da yer almıştı.
Bu kişilerin, kamplara götürülme sebepleri arasında yurt dışına seyahat, Çin dışında akrabalarla iletişime geçme ya da onları ziyaret etme, telefonlarında WhatsApp uygulaması olması gibi gerekçeler bulunuyor.
Halk Kongresi geçen hafta karar almıştı
Komünist Parti'nin desteklediği Uygur Özerk Bölgesi'nde yerel meclis olarak görev yapan Halk Kongresi, geçen hafta bölgede "siyasi eğitim merkezleri" adı altında kampların kurulmasına yönelik bir karar almıştı.
"Sincan Uygur Özerk Bölgesi Aşırıcılıkla Mücadele" isimli düzenlemede "İlçe ve üzeri idari birimler aşırıcılıktan etkilenmiş kişileri eğitmek ve dönüştürmek için mesleki eğitim merkezleri gibi eğitim ve dönüşüm mekanizmaları kurabilir.” ifadeleri yer alıyor.