Andrew Roth

Andrew Roth

ABD Başkanı Trump Ukrayna'yı nasıl sattı?

ABD Başkanı Trump Ukrayna'yı nasıl sattı?

Donald Trump'ın dünyasında her şeyin bir fiyatı vardır.

Onun siyasetinde duygulara yer yoktur. Ortak değerler askeri yardım için kredi sağlayamaz. Ve ABD Başkanı, Ukrayna'nın doğusunun kana bulanmış topraklarını kimin kontrol ettiğini umursamıyor, yeter ki altında yatan nadir toprak elementlerine erişebilsin.

Trump'ın müzakere edeceği barış adaletle ilgili değil. Burada kimin "işi bitirdiği" dışında daha derin bir ahlak ya da etik yok ve Trump, Rusya'yı imzaya ikna etmek için Ukrayna ve Avrupa'ya taviz vermeleri yönünde baskı yapmaya hazır olduğunun sinyallerini verdi.

Ona kalan tek şey bir fiyat belirlemek.

Trump, her gün politikalarını belirlediği Oval Ofis'te "Ben sadece barış için buradayım," dedi. "Milyonlarca insanın öldürülmesini durdurmaktan başka hiçbir şey umurumda değil."

ABD'nin Ukrayna'ya yıllardır verdiği ve savaşı kazanmasa da ülkenin kendini savunmasına yardımcı olmak üzerine kurulu desteğin nasıl tersine döndüğünü kelimelerle ifade etmek zor.

Biden yönetimi Rus saldırganlığının semptomlarının yönetilmesine yardımcı oldu. Şimdi Trump tedaviyi sağlayacağını söylüyor. Ancak bu istenmeyen bir tedavi: Direnmeyi bırakmak.

Rusya'nın 2022'deki geniş çaplı işgalinden bu yana Oval Ofis'teki atasözü "Ukrayna olmadan Ukrayna hakkında hiçbir şey yapılmaz" şeklindeydi. Biden yetkilileri düzenli olarak kamuoyu önünde Ukrayna'nın ne zaman müzakereye hazır olacağına kendisinin karar vereceğini söylüyordu.

Ancak bu ABD seçimlerinden önceydi. Nihayetinde bizi bu noktaya getiren Ukraynalı insan gücü ya da silah tedariki meselesi değildi, Pensilvanya'daki yumurta fiyatıydı. Biden yönetiminin Ukrayna'ya en büyük ihaneti, ABD seçimlerini kaybederek Ukrayna'nın ikinci cephesini "Önce Amerika"ya teslim etmesi olabilir.

Pazartesi günü yaptığı açıklamaların belki de tek umut ışığı olan ve Ukrayna'nın tamamen çökmesine izin vermeyeceğini belirten Trump, "Bunu engelleyen biziz ve açıkçası gitmemiz gerektiği kadar gideceğiz, çünkü diğerinin olmasına izin vermeyeceğiz" dedi. "Ama Başkan Putin şimdi barış istiyor ve bu iyi bir şey ve Biden ile barış yapmak istemedi."

Bazı Ukraynalı ve Rus gözlemciler, ABD başkanının burada daha derin bir planı olduğuna inanıyor olabilir, belki de Avrupa'yı konsolide etmek ve ardından petrol fiyatını düşürürken Rusya'ya birleşik bir cephe olarak baskı yapmak gibi. Ancak Gazze'de ya da ABD'de yaptıklarına bakılırsa, daha derin bir planı yok gibi görünüyor.

Şahin General Keith Kellogg yerine, Gazze'de rehineler için ateşkes anlaşmasını müzakere eden Steve Witkoff'u görevlendirmesi, sürecin en üst düzeyde duygusuz olacağına işaret ediyor. Sadece başka bir emlak anlaşması...

Şimdi Avrupa'nın büyük bir kısmı, Trump'ın, Moskova ve Washington arasında özel olarak müzakere edilen bir güvenlik anlaşmasıyla NATO koruması olmaksızın Avrupa birliklerini Ukrayna'ya göndermeye çalışarak doğu kanatlarında bir oldubittiye yol açıp açmayacağını merak ediyor.

"Müzakere edecek ne kaldı?" diye soran Avrupalı bir yetkili, bunu bir "teslimiyet" olarak nitelendirdi.

Aslında bu sadece Trump'ın açılış teklifiydi.

Rusya daha ileri gitmesini istediğini belirtti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yayınladığı bir bildiride anlaşmanın "çatışmanın kökenlerini" ele almasını istediğini söyledi. Putin daha önce Ukrayna'nın Batı yanlısı duruşu ile NATO'nun 2000'li ve 1990'lı yıllardaki genişlemesini de buna dahil etmişti.

Bir başka Avrupalı yetkiliye göre, zamanı geri almaya çalışabilir ve Baltık ülkeleri, Polonya ve diğer eski komünist ülkelerde konuşlu ABD güçlerinin geri dönmesini talep ederek, savunmalarını garanti altına almak için orada Amerikan birlikleri olmadan Rusya'nın daha fazla toprak ele geçirmesi endişelerini artırabilir.

Trump'ın Savunma Bakanı Pete Hegseth'in NATO'daki mevkidaşlarına Avrupa'daki ABD askerlerinin azaltılmasının herhangi bir anlaşmanın parçası olabileceğini söylediği Perşembe günü böyle bir sonuç daha da mümkün görünüyordu.

Aslında Trump Rusya ile değil Avrupa ile pazarlık yapıyor. Avrupa da karşı teklifini sundu: Bize bir ortak gibi davranın ve masada bir koltuk verin.

AB'nin dış politika şefi Kaja Kallas Perşembe günü NATO toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada "Müzakereler başlamadan hiçbir şeyi masadan kaldırmamalıyız" dedi. "Arkamızdan yapılacak herhangi bir anlaşmanın işe yaramayacağı açık. Hem Avrupalılara hem de Ukraynalılara ihtiyacınız var."

Hegseth'in de açıkça belirttiği gibi bu Trump'ın bundan sonra ne yapmayı planladığına bağlı. "Her şey masada" dedi. "Vladimir Putin ve Zelenskiy ile yaptığı görüşmelerde neye izin verip vermeyeceği özgür dünyanın liderinin takdirindedir: Başkan Trump'ın."

Asıl soru şu anda, bu özgür dünyada kimin olduğu ve giriş ücretinin ne olduğu.


The Guardian'da yer alan bu değerlendirme Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 2959 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum
    Andrew Roth Arşivi