ABD Somali'deki savaşta neden başarısız olacak?
The Intercept tarafından özel olarak elde edilen 2007 tarihli bir çalışmaya göre Pentagon, ABD'nin Afrika Boynuzu'ndaki askeri operasyonlarındaki temel kusurları yaklaşık 20 yıldır bilmesine rağmen göze çarpan sorunları ele almayarak ilerlemeye devam etti.
Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası yoluyla elde edilen ve daha önce kamuoyuna açıklanmayan Pentagon çalışmasında, "Çatışmanın yararlı, ortak bir anlayışı yok. Ulusal güç araçları dengeli değil, bu da askeri yöntemlere aşırı güvenilmesine neden oluyor. Askeri yöntem içinde de dengesizlik var." deniliyor.
Sadece ABD hükümeti için çalışan özel bir düşünce kuruluşu olan Institute for Defense Analyses (IDA) tarafından yapılan 50 sayfalık analiz, çeşitli departman ve kurumlardan kilit ABD hükümet yetkilileriyle yapılan anonim görüşmelere dayanıyor. Analiz ABD'nin Afrika Boynuzu'nda yeni başlayan savaşının, çatışmanın parametrelerinin ya da amaçlarının tanımlanamaması, en uygun askeri stratejinin net bir tanımı yapılmadan askeri önlemlere aşırı vurgu yapılması ve ordu ile Dışişleri Bakanlığı gibi diğer devlet kurumları ve Somali hükümeti gibi yerel müttefikler arasındaki koordinasyonun engellerle boğuştuğunu ortaya koyuyor.
ABD'nin 20 yılı aşkın çabalarının ardından Pentagon'un kendi ölçümleri, Amerika'nın bölgedeki savaşının hiçbir zaman etkili bir şekilde yürütülmediğini, çıkmazda ya da daha kötü bir durumda kaldığını ve özellikle Somalililer için yıkıcı olduğunu gösteriyor.
Somali'de görev yapmış eski bir Dışişleri Bakanlığı memuru olan Elizabeth Shackelford, The Intercept'in IDA analizinin tamamını kendisiyle paylaşmasının ardından şunları söyledi:
"Lanet olsun, bu neredeyse dün yazılmış olabilirdi. ABD hükümetindeki kariyerim boyunca bu sorunların devam ettiğini biliyordum, ancak bu sorunların Savunma Bakanlığı tarafından kapsamlı bir şekilde incelenip kesin olarak tespit edilmesine rağmen yirmi yıldır ele alınmamış olmasını beklemiyordum."
1960-1970 dönemindeki Vietnam Savaşı'ndan tutun da 2000-2020 dönemindeki Afganistan Savaşı'na kadar, Pentagon -ve özellikle Savunma Bakanlığı Ofisi- kamuoyu önünde ilerleme kaydettiğini iddia etse de başarısızlıklarını araştırmaya aktif bir ilgi göstermiştir. Dönemin Savunma Bakanı Robert McNamara tarafından hazırlatılan Vietnam Savaşı'nın çok gizli tarihi Pentagon Belgeleri ve ABD'nin Afganistan'daki çabalarıyla ilgili sorunları belgeleyen iç görüşmeler ve notlardan oluşan Afganistan Belgeleri gibi, IDA çalışması da ABD'li yetkililerin çatışmanın ilk günlerinden itibaren Afrika'daki Amerikan çabalarındaki yapısal kusurların farkında olduğunu gösteriyor.
ABD ordusu 2002 yılında bölgede teröre karşı küresel savaşa destek operasyonları yürütmek üzere Birleşik Ortak Görev Gücü-Afrika'nın Boynuzu'nu (Combined Joint Task Force-Horn of Africa, CJTF-HOA) kurdu. Aynı yıl ABD Özel Harekat kuvvetleri Somali'ye gönderildi. Onları konvansiyonel kuvvetler, helikopterler, gözetleme uçakları, karakollar ve insansız hava araçları takip etti.
Savunma Bakanlığı tarafından görevlendirilen ve 2003-2007 yılları arasında yürütülen "Çaba Birliğinin Sağlanması: Afrika Boynuzu'ndaki ABD Hükümeti Operasyonları Üzerine Bir Vaka Çalışması" başlıklı IDA analizi, ABD hükümetinin Afrika Boynuzu'nda karşılaştığı "ulusal güvenlik zorluklarını" anlamanın yanı sıra politikaları ve bunların uygulanmasını geliştirmek üzere tasarlandı.
IDA raporunun tamamlandığı ve ABD Afrika Komutanlığı'nın (AFRICOM) faaliyete geçtiği 2007 yılında ABD Somali'de ilk hava saldırısını gerçekleştirdi. O zamandan bu yana, CIA ve özel birlikler ABD adına düşük profilli operasyonlar yürütmek üzere yerel vekil güçler oluştururken, öncelikle terör örgütü Eş Şebab'ı hedef alan 280'den fazla hava saldırısı ve komando baskını gerçekleştirdi. Aynı zamanda ABD Somali'ye milyarlarca dolarlık terörle mücadele yardımı sağladı.
Tüm bunlar IDA araştırmacıları tarafından çatışmanın başında tespit edilen köklü sorunlara rağmen devam etti. Üst düzey ABD hükümet yetkilileriyle Teröre Karşı Küresel Savaş hakkında yapılan görüşmeler, IDA ekibini ABD hükümet kurumları arasındaki koordinasyonun kusurlu olduğuna ve birleşik bir stratejiye ihtiyaç duyulduğuna ikna etti.
IDA çalışma ekibi "Boynuz bölgesindeki tüm ABD çabalarının koordinasyonunu zorunlu kılacak bir strateji belgesi bulamadı." ABD'nin buradaki çabaları için bir "örgütlenme ilkesi" olmadığından, roller ve görevler belirsizdi ve kurumlar bazen savaşı sürdürmek için "amaçlar, yollar ve araçlar konusunda çatışma içindeydi". Ekip ayrıca terörle mücadele ve isyanla mücadele stratejilerinin "Boynuz'da tamamlayıcı olmaktan ziyade rekabet halinde" olduğunu tespit etti.
IDA araştırmacıları sadece üst düzey hükümet yetkilileriyle değil, aynı zamanda Afrika Boynuzu'nda ordu, Dışişleri Bakanlığı ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı için sahada çalışan rütbeli ve rütbesiz personelle de görüştü. Görüşülen bazı kişiler araştırma ekibine "Afrika'da muharip bir komutanlık kurmanın ABD dış politikasının askeri koluna çok fazla vurgu yaptığını" söyledi. Ancak Pentagon, "kıtalarına barış ve güvenlik getirmek için Afrikalılarla birlikte çalışmak üzere" AFRICOM'u kurarak yoluna devam etti.
2010 yılında Hükümet Sorumluluk Ofisi, CJTF-HOA'yı inceledi ve IDA çalışmasında belirtilenlere benzer bir dizi sorun tespit etti. Görev gücü "genellikle faaliyetler için belirli, ulaşılabilir ve ölçülebilir hedefler koymuyordu", ABD'nin çabalarını baltalayan ve diğer devlet kurumlarına ek yük getiren "kültürel yanlış adımlar" atmıştı ve çabalarının "amaçlanan etkilere sahip olup olmadığını veya AFRICOM'un misyonuyla en iyi şekilde uyum sağlamak için değişikliklerin gerekli olup olmadığını" belirlemek için yeterince çaba göstermiyordu.
Başkan George W. Bush ve Barack Obama dönemlerinde Afganistan'da özel elçi olarak görev yapan eski bir üst düzey ABD diplomatı olan James Dobbins, Afganistan'ın Yeniden İnşası Özel Müfettişliği (SIGAR) araştırmacılarıyla 2016 yılında yaptığı bir röportajda, ABD'nin buradaki askeri hedeflerine ilişkin samimi bir değerlendirmede bulundu. "Fakir ülkeleri onları zengin etmek için işgal etmiyoruz." dedi. "Otoriter ülkeleri onları demokratikleştirmek için işgal etmiyoruz. Şiddetin hüküm sürdüğü ülkeleri onları barışçıl hale getirmek için işgal ediyoruz ve Afganistan'da açıkça başarısız olduk."
Aynı şey Somali için de söylenebilir. IDA çalışması Afrika Boynuzu'nda "El Kaide'nin varlığından" ve "Somali'nin başarısız devlet olmasından" yakınıyordu. Her ikisi de yirmi yıllık sonsuz savaşa rağmen var olmaya devam ediyor. IDA'nın araştırmasının başlamasından yirmi yıl sonra, AFRICOM Eş Şebab'ı "dünyadaki en büyük ve kinetik olarak en aktif El Kaide ağı" olarak nitelendiriyor. Fund for Peace'in "başarısız devlet" statüsünü etkin bir şekilde ölçen en son "kırılgan devletler endeksi" Somali'yi birinci sıraya yerleştirmiş durumda.
IDA araştırması Amerika'nın amacının "düşmanlarına sığınak ve fırsat vermeyecek bir güvenlik ve istikrar düzeyi yaratmak" olduğunu belirtiyor. Ancak çatışmanın üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen Somalililer için güvenlik ve istikrar çok yetersiz kaldı. Ölüm ve yıkım ise giderek artıyor. Pentagon'a bağlı bir araştırma kuruluşu olan Afrika Stratejik Araştırmalar Merkezi'ne göre, geçen yıl Somali'de İslamcı şiddetten kaynaklanan ölümler 7 bin 643 ile rekor seviyeye ulaştı ve 2020'deki sayının üç katına çıktı.
Somali'de 2022'den 2023'e kadar terörizmden kaynaklanan ölümlerde yüzde 22'lik bir artışa ek olarak, şiddet giderek artan bir şekilde sınırın ötesine, Eş Şebab saldırılarından kaynaklanan ölümlerin aynı dönemde iki katına çıktığı Kenya'ya da sıçradı.
Biden yönetiminin Afrika Boynuzu özel temsilcisi Michael Hammer, geçtiğimiz ay The Intercept ve diğer gazetecilerle yaptığı bir konferans görüşmesinde, ABD'nin "Boynuz boyunca gördüğümüz acıları hafifletmeye odaklandığını" söyledi ve "sadece çatışmaları sona erdirmek için değil, aynı zamanda Afrika Boynuzu'ndaki Afrikalıların kendileri için daha iyi bir gelecek inşa etmelerine yardımcı olmak için de çok fazla angaje olmaya hazırız" dedi.
IDA çalışması, 20 yıllık çabanın ve vergilerden gelen milyarlarca doların harcanmasının ardından ABD'nin neden hala Afrika Boynuzu'ndaki acıları hafifletmeye ve çatışmaları sona erdirmeye "çalıştığına" dair yanıtlar sunuyor. Uzmanlar her iki partiden milletvekillerinin Amerika'nın başarısız kampanyasını sona erdirmek için bir araya gelmesi gerektiğini söylüyor.
Washington'un ana akım dış politikasını eleştiren Just Foreign Policy adlı savunma grubundan Erik Sperling şunları söylüyor:
"ABD'nin başından beri bu bölgede ulaşılabilir ya da tutarlı bir stratejisi olmadığını duymak kimseyi şaşırtmayacaktır. Ancak yeni bilgiler, politikanın ne kadar başıboş olduğunu ortaya koyduğunda yine de çarpıcı oluyor. Dünyada bu kadar çok acil kriz varken, bu başarısız ve verimsiz yaklaşımın bir on yıl veya daha fazla süre devam edebilecek olması son derece rahatsız edici. Umarım 20 yıl aradan sonra, bu savaşı dizginlemek ve sona erdirmek için iki partili bir uzlaşı sağlanabilir."
The Intercept'te yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için tercüme edilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.