ABD'nin Suriye'deki zafer açıklaması için erken mi?
Şu anda Suriye'den çekilmek yalnızca IŞİD'e hayatta kalma ve tekrar büyüme şansı sağlayacak. IŞİD Suriye ya da Irak'ta bitmiş değil.
4 Nisan günü Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada "Suriye'de IŞİD'e karşı yürütülen operasyonlarda IŞİD'in neredeyse tamamen yok edilmiş olmasıyla sona yaklaşılıyor" ifadeleri kullanılmıştı. ABD Suriye'deki ufak IŞİD varlığına son verildiğinde kararlıyken, ABD güçleri hala bölgede duruyor. Trump yönetimi şimdiden gözünü gelecek planlarına dikti ki bu planda diğer ülkelerin IŞİD'in bir daha ortaya çıkmayacağından emin olma ve barış sağlama isteğine güveniliyor. Gerçekten de Başkan Trump, Suriye'deki 2.000 kişilik askeri geri çekme kararı aldığını açıklamıştı.
Eğer Trump yönetiminin son retoriği tanıdık geliyorsa sebebi böyle bir açıklamanın daha önceden yapılmış olmasıdır. Başkan Obama ve danışmanları IŞİD'i ciddi şekilde hafife almışlardı. 2012 Başkanlık seçimlerinde Obama, Irak'ta bulunan son ABD güçlerini geri çektiğini söyleyerek savaşa "sorumluluk gereği" bir son getirdiğini iddia etmişti. Obama, Irak'taki cihadçılara karşı süren savaşta umutsuzca diğer ülkelerin liderliği ele almasını beklemişti. Ancak ABD'nin bu aceleci geri çekilişi IŞİD'in ortaya çıkmasına yardımcı oldu. 2014 yılının ortasına gelindiğinde, IŞİD Irak ve Suriye'de büyük miktarda toprak ele geçirmiş, halifelik ilan etmiş ve uluslararası bir tehdit haline gelmişti.
Trump önceki Başkan ile aynı tuzağa düşme riskine giriyor. Başkan Suriye'de IŞİD'e karşı bir zafer elde etmek için çok hevesli görünüyor. Ancak şu anda Suriye'den çekilmek yalnızca IŞİD'e hayatta kalma ve muhtemelen tekrar büyüme şansını sağlayacak. IŞİD Suriye ya da Irak'ta bitmiş değil. Beyaz Saray'ın açıklamasında Irak'ın hiç bahsi bile geçmedi ve Ebu Bekir el Bağdadi'nin fanatik takipçileri bu iki ülke dışında küresel bir ağı da sürdürüyorlar.
IŞİD, başkent Rakka ve kuzey Suriye'nin çevre bölgelerindeki hakimiyetini kaybetmeye başladığı için, en önemli unsurları Suriye'nin doğusunda bulunan Deyrizor bölgesinde Fırat Nehri boyunca yer alan bir dizi kasabaya yerleşti. ABD önderliğindeki koalisyon buna göre ayarlandı. ABD ve müttefikleri, 2017'nin başından bu yana El Meyadin ve çevresinde yüksek rütbeli IŞİD komutanlarına karşı bir dizi özel kuvvetler operasyonları ve drone saldırıları gerçekleştirdi. Bu operasyonlarda dünya çapında eylemler düzenleyen ve Irak ve Suriye'deki gerilla savaşlarını yöneten cihadçılar başarılı bir şekilde ortadan kaldırıldı. Eş zamanlı olarak Suriye Demokratik Güçleri (SDF) Deyrizor'da ilerleyerek bir çok IŞİD mensubunu etkisiz hale getirdi.
Türkiye Ocak'ta "Zeytin Dalı Operasyonu" adlı harekatı başlatana kadar IŞİD, Suriye'nin doğusunda sıkışmaya devam ediyordu. Türk taarruzunun amacı ABD'nin de terör listesinde olan PKK ile bağlı olan YPG'yi püskürtmekti. Çoğu YPG/PKK mensubu olan SDF mensupları IŞİD'le savaşmayı bırakıp Afrin'e gitmeye karar verdi. Bu da Pentagon'u Mart'ın başlarında anti-IŞİD operasyonlarının "duraksadığını" düşünmeye zorladı. Eli kulağındaki zafere hiç de yakışmayan bir ifade.
Bu olaylar dizisi, savaşı IŞİD'e yöneltmek için başkalarına güvenmenin tehlikeli olduğunu göstermektedir. Suriye'deki anti-IŞİD grupları birbirleriyle yarışıyorlar ve yalnızca ABD varlığı onların hilafet mensupları üzerine odaklanmalarını sağlıyor. Bu yılki "duraksamaya" kadar IŞİD Deyrizor'da inanılmaz bir savaşma kapasitesi gösterdi. Grubun Fırat vilayetinde sürekli Beşer Esad rejiminin askerlerinin hedef alındığına yönelik propagandalar yapılıyor. Sahnelerde sık sık IŞİD savaşçılarının Sovyet tarzı SPG-9S'lerle veya uçaksavarlarla ateş ettiği, Suriyeli askerleri öldürdükleri ya da bomba patlattıkları görülüyor. IŞİD'in Fırat Vilayetinde hala yönetimin reklamını yapmak için yeterince vakit var.
IŞİD Suriye'nin başka yerlerinde de faaliyet gösteriyor. Bağdadi'ye biatlı Halid bin Velid Ordusu, Şam'daki diğer muhalifere ve rejim askerlerine karşı savaşıyor. Diğer IŞİD birlikleri de Suriye'nin kuzeyinde saldırılarına devam ediyor.
Beyaz Saray'ın açıklamasında Irak'tan bahsedilmese de IŞİD bu ülkede tamamen yenilgiye uğramadı. Sözde halifelik gücünün zirvesindeyken iki ülkeyi de idare etmeye çalıştı. Irak hükümeti ve Kürt güçlerinin geçen yıl içinde savaştığı tartışmalı Kerkük de dahil olmak üzere, Irak'ın çeşitli bölgeleri hala IŞİD üyeleriyle dolu. İsmini vermeyen Iraklı yetkililer geçtiğimiz günlerde Associated Press'e verdikleri demeçte, son aylarda IŞİD'in ülke çapında 150-200 civarında Irak güvenlik güçleri mensubunu öldürdüğünü söyledi. Gerçekten de IŞİD geçtiğimiz Aralık ayından bu yana sadece Kerkük'te onlarca Iraklı güvenlik görevlisini öldürdüğünü veya yaraladığını iddia ediyor. Geçtiğimiz ayın sonunda, Kerkük-Bağdat yolunda dokuz federal polis memuru kaçırıldı ve infaz edildi. Diyala ve Anbar şehirlerinde olduğu gibi Irak'ın diğer bölgelerinde de IŞİD'in faaliyet temposunu artırdığına dair işaretler bulunuyor.
IŞİD, Irak ve Suriye'nin dışında Yemen, Afganistan, Somali, Batı Afrika gibi yerlerde birçok saldırı gerçekleştirdi.
Her iki ülkede de başarısz olmasına rağmen, Libya ve Filipinler'de IŞİD'in güçlü bir şekilde varlığını koruduğuna dair ciddi belirtiler var.
IŞİD'in 2014'teki gücünün zirvesinden bu yana büyük kayıplar yaşadığından şüphe yok. Ama Beyaz Saray grubun zayıflığını abartıyor. Ayrıca Beyaz Saray açıklamasında ne El Kaide'den ne de Heyet Tahriru’ş Şam'dan bahsetti. Ancak IŞİD'le düşman olan ve geçmişte ABD tarafından hedef alınan ve Suriye'nin kuzeybatısında bulunan bu gruplar ilerde ABD'nin dikkatini tekrar çekecektir. Bir Başkanın görevin başarılı olduğunu ilan etmek istediğinde neler olduğunu daha önceden görmüştük. IŞİD ve El Kaide daha önce püskürtülmüştü. Tekrar faaliyet göstermelerine imkan verecek bir boşluk bırakmak hata olacaktır.
Long War Journal'de Thomas Jocelyn tarafından yazılan bu makale, Mepa News okurları için tercüme edildi.