Bu hafta Sina merkezinde askerler tarafından vurulmadan önce annesine seslenerek yalvaran bir gencin ortada dolaşan videosu, Mısır'ın kirli savaş standartlarında bile yürek parçalayıcıydı. 

Konu Mısır'a geldiğinde birçok rakam duyuyoruz. 60 bin siyasi mahkum, bir günde katledilen bin gösterici, yılda 378 ortadan kaybolma vakası gibi. Fakat rakamlar yükseldikçe, bir zamanlar Arap Baharı olarak kutlanan olayların başından beri bu Kuzey Afrika ülkesindeki baskılara karşı duyarsızlaştık.

Gencin videosu, bize her şeyin ne kadar korkunç bir şekilde yanlış gittiğini ve Mısırlı yetkililer tarafından gerçekleştirilen her yargısız infazın arkasında bir aile, bir yaşam, bir dünyaya sahip bir insan olduğunu hatırlatıyor.

Video 2015 yılında Sina'da görev yapan bir asker tarafından çekilip Mısırlı bir aktiviste gönderildi ve bu hafta sızdırıldı. Ancak videonun ortaya çıkmasından hemen sonra Mısır ordusu gencin yanında bomba yapma ekipmanlarının bulunduğuna dair bir fotoğraf yayınladı. 

Bu vahşi suç 3 yıl sonra ortaya çıktı ancak bunun gibi şiddet eylemlerinden acaba kaç tanesi dünyadan saklanıyor. Bu kesinlikle bir istisna değildi. Birçok insan ortadan kayboldu ya da gözaltına alınıp yargısız infaz edildi ancak bu infazları haklı çıkartmak için "terörist" suçlamaları ortaya atıldı. 

Sina Mısır'da her zaman en çok ihmal edilen bölgelerden birisidir. Sisi ilk seçim kampanyalarında Sina'yı iki yıl içerisinde tam olarak geliştireceği vaatlerinde bulunmuştu ancak bunun yerine bölgeyi teröristler için bir üreme alanı olarak ilan etti ve sokağa çıkma yasakları ve hareket kısıtlamaları getirerek bölgede olağanüstü hal ilan etti.

Yıllar boyunca süren zalim yönetimi süresinde teröre karşı sürdürdüğü savaş iyice şiddetlendi ve sayısız sivilin hayatını kaybetmesine neden oldu. İnsan Hakları İzleme Örgütü, "Sina 2018" adlı operasyonlar başladığından beri kuzey Sina'da 420 bin insanın acil insani yardıma muhtaç olduğunu açıklamıştı.

Geçtiğimiz hafta Mısır tarım müdürlüğü, ordunun Refah'taki 20 veya daha fazla köyde çiftliklerin %90'ını tasfiye ettiğini açıkladı. Kasabalar ve şehirler hem birbirlerinden hem de Kuzey Sina'dan izole edilmiş durumda. Sonuç olarak bir gıda ve ilaç krizi var. 

Hükümet elektrik ve suyu kesti, okulları ve evleri yok etti, mobil telefon sinyallerini hedef aldı ve arabalara el koydu. Binlerce kişi gözaltına alınırken yüzlerce insan hayatını kaybetti. 

Sina yarımadasını Mısır ile bağlayan Ahmed Hamdi tüneli, sıkı güvenliğin olduğu ve yoldan geçmeye çalışan insanların izin verilmeden geri gönderildiği bir kontrol noktası haline geldi.

Şoförler bu kontrol noktasından ürünlerin geçiş iznine sahip olmadığı gerekçesiyle geçirilmediği için Sina'daki dükkanlar temel ürün eksikliği çekiyor. Hükümet daha önce tarım ilaçlarının, kimyasalların, motosiklet parçalarının dörtte birinin hatta develerin bile geçişini yasaklamıştı. 

Sık sık Sina'nın güneyindeki ünlü Kızıl Deniz'i ziyaret eden turistler kuzeyde neler olduğunu duyduklarında ve kuzeyin ne kadar az gelişmiş olduğunu öğrendiklerinde şaşıracaklardır ancak bölgedeki plajların reklamını yapan parlak afişlerde bunlardan kesinlikle bahsedilmiyor. 

Aradaki bu boşluk Sina'nın güneyinde bin kilometrekarelik bir mega şehrin inşa edilmesi planıyla daha da büyüyeceğe benziyor. Suudi liderliğindeki 10 milyar dolarlık proje 50 tatil köyü inşaatını, 4 küçük şehri, yat limanlarını, doğa rezervlerini ve ortalama fiyatlardan daha pahalı olması beklenen dalış noktalarını kapsıyor. Siviller inşaatlar başladığında hayatlarının daha da kötüye gideceğinden korkuyorlar.

Yetkililerin Kuzey Sina'da neler olduğunu dünyanın görmesini istemediğinden dolayı artık gazetecilerin ve insan hakları örgütlerinin Kuzey Sina'ya girişi yasa dışı sayılıyor. İhlalleri belgeleyen sosyal medya sayfaları yasaklanıyor ve insanlar korkarak sessizliğe gömülüyor. 

Aksine Mısır ordusu bu sayfaları kendi suçlarını övmek için kullanıyor. Engebeli Sina topraklarında elinde silahıyla poz veren yedek subay Muhammed Amir, videodaki genci öldüren kişinin kendisi olduğunu Facebook üzerinden duyurdu. Sina'daki karanlık savaş sürerken şu kesin ki, Muhammed Amir işlediği suç için adalet karşısına çıkmayacak.

Çeviri: Mepa News