Erdoğan: Dinde reform haddimize mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tepki çeken ifadelerine açıklık getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde Siyaset Akademisi toplantısının açılışında konuşuyor. Erdoğan muhafazakar kesim tarafından tepki çeken "Siz islamı 14-15 asır öncesi hükümleri kalkıp da bugün uygulayamazsınız." sözlerine açıklık getirdi. Erdoğan kastının 'dinde reform' olmadığını dile getirdi.
Erdoğan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Bu değişim meselesi asırlara dair bir husustur. Değişimi inkar etmek kendi kendini kandırmak demektir. Elbette asla değişmeyen ve değişmeyecek olan kurallar da vardır. Mesela İslam'ın son din olduğu bir hakikattır. Bununla kimse oynayamaz. Allah'ın yüce kitabımız Kuran-ı Kerim'de açıkça ifade ettiği hükümler asla değişmemiştir, değişmeyecektir. Dinimiz İslam ve kitabımız Kuran-ı Kerim, kıyamete kadar bu da bundan sonra da kıyamete kadar gelecek olan tüm toplumlar, yaşanacak tüm hadiseler, ortaya kadar tüm yeni durumlar karşısında söyleyecek sözü olduğu anlamına gelir. Bunların uygulamadaki karşılılları elbette zamana, şartlara göre değişecektir. Mecelle kaidesidir, yani; "Ezmânın tagayyürü ile ahkâmın tagayyürü inkâr olunamaz". Biz içtihatları değiştirmezsek, uygulamaya ilişkin kuralları uygun şekilde yenilemezsek sadece kendi kendimizi kandırmış oluruz. Müslümanlar sürekli kendilerini geliştirmek durumunda.
"Hiç kimsenin bizim dinimizi karikatürize etmeye hakkı yoktur"
Birilerinin çıkıp hayatın gerçekleri ile ilgisi olmayan sözler edip kafaları karıştırması yanlıştır. Kimse bizim dinimize fatura kesme hakkına sahip değildir. Bu tartışmanın en çarpıcı örnekleri son günlerde kadınlar konusunda yaşanıyor. Ülkemizde pek çok örneğini gördüğümüz bir tehdit ortamında insanlar neye itimat edeceğini elbette şaşırıyorlar. Bu konularda konuşma yetkisi benim değil. Ben Diyanet İşleri Başkanı değil, Cumhurbaşkanıyım. Bir insan olarak dinime getirilen bu zafiyete de tahammülümüz yok. burada bildiğimizi, inandığımızı da söylemek zorundayız. İnşallah şu anda Başbakan Yardımcımız da burada, Din İşleri Yüksek Kurulumuz, Diyanet İşleri Başkanımız alanı boş bırakmamalı. Bu tür adamlar konuşur, alanı boş bırakırsa ortaya böyle zaaflar çıkar. İlahiyatçılarımızın, muteber alimlerimizin ise ya sesleri çıkmıyor ya da sesleri duyulmuyor. Ya da korkuyorlar. Niye korkuyorsun be kardeşim? Çıkacaksın gerçek neyse söyleyeceksin.Hiç kimsenin dinimizi böyle karikatürize etmeye hakkı yoktur.
"Biz dinde reform aramıyoruz"
Biz dinde reform aramıyoruz. Haddimize mi? Ama çıkıp da kadınlarla ilgili, yaşlılarla ilgili konuşmaların İslam'a getirdiği lekeyi görmezden gelemez. Türkiye'de din eğitim ve öğretiminin sağlıklı bir temel üzerinde yaygınlaştırılmasına ihtiyaç var. FETÖ tecrübesi bu bakımdan çok önemlidir. Bizim ilahiyatçılarımız, Dinayet İşleri Başkanlığımız, bunlar meydanı FETÖ gibi alçaklara bıraktılar, toplum bu hale geldi. Bu bize örnek olmayacak da hangisi bize örnek olacak.
"Sosyal medyada konuşmaya başladılar, bu fakiri korkutamayacaksınız"
Birileri sosyal medyada konuşmaya başladı. Siz bu fakiri korkutamayacaksınız. Hak neyse ben onu söylemeye devam edeceğim. Kitabımızın, İslam'ın hükümlerini sağa sola evirip çevirmeye hakkınız yok. Bu tür gözlüklerle bakara, dinimize fatura kesmeye de hakkınız yok. Bu örgütlerin arkasında falanca var, filanca var yaklaşımı... Arkasında kim olursa olsun ortada çözülmesi gereken ciddi bir mesele vardır. 160 ülkede çalışıyorum diyor. Arkasında ne kadar İslam düşmanları varsa onlar arkasında. Dert ümmeti bölmek. İslam'ı bölmek. İslam'ı parçalamak. Bunlara asla zemin hazırlamamız gerekiyor.
Ömrünü İslam'a adamış ilim adamları ile bu meselenin üstesinden geleceğimize inanıyorum. Bu konuda ilgili kurumlarımızın ve muteber ilim adamlarımızın daha cesur davranmasını rica ediyorum. Aksi halde hep birlikte çok büyük bir vebal altında kalacağımız açıktır.
Güya DEAŞ ile mücadele ettiğini söyleyenlerin asıl gayesi gün gibi ortaya çıkmıştır. Son 1-2 gündür konuyla ilgili söyleyeceğim son söz şudur. Biz AK Parti olarak, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olarak sözüm şudur. Kucaklayıcı olacağız. Dinimize gölge, leke düşürmek isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz ve sosyal medyada, şurada, burada saldıranlar olacak. Unutmayın, eğer haksızlık karşısında susarsanız dilsiz şeytan olursunuz. Bu konuyla ilgili olarak da bizler yapılması gerekeni yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz.
Şimdi de biz, kitabımızdan aldığımız heyecanla, aşkla görüyorsunuz şu anda Afrin'e yürüyoruz. Cerablus'a, El Bab'a öyle yürüdük. Sosyal medyadan konuşanlar var ya, onların dediğini gibi hareket etmiş olsaydık, biz de yan gelip yatacaktık. Sınırlarımızda bizi taciz edenlere karşı duramazdık. Muteber sakalla, bunlar gibi olan sakal, bunlar gibi olanları karıştırmayın. Adam geliyor, sakalı var, Giydikleri ortada, tamam da günahsız olanları nasıl öldürürü böyle bir yetki var mı?