Don McLain Gill

Don McLain Gill

Fransa-Hindistan ilişkilerini anlamak

Fransa-Hindistan ilişkilerini anlamak

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 26 Ocak 2024 tarihinde Hindistan'da düzenlenecek Cumhuriyet Günü kutlamalarının baş konuğu olma davetini kabul etti.

Bu, bir Fransız Cumhurbaşkanının Yeni Delhi'deki büyük geçit törenine katılma onuruna altıncı kez nail oluşu olacak. Davet bazı açılardan bir mütekabiliyet göstergesiydi. Hindistan Başbakanı Narendra Modi Temmuz ayında Paris'te düzenlenen Bastille Günü Geçit Töreninin onur konuğu olmuş ve burada Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale Jetlerinin uçuşuna tanıklık etmişti. Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı'nın Ocak 2024'te Yeni Delhi'ye yapacağı ziyaret, Hindistan'ın Scorpene denizaltıları ve uçak gemileri için Rafale savaş uçakları tedarikine ilişkin müzakereleri de hızlandırabilir.

Hindistan son birkaç yıl içinde başlıca Avrupa ülkeleriyle bağlarını önemli ölçüde güçlendirmiş olsa da, Fransa-Hindistan arasında zaman içinde kendini kanıtlamış ortaklık öne çıkmaktadır. Paris ve Yeni Delhi arasındaki yakın ikili ilişkiler, çağdaş büyük güç ilişkilerini temsil etmekte ve karşılıklı saygıya, bireysel hassasiyetlerin ortak anlayışına ve gelişen uluslararası jeopolitik ortamda ortak bir vizyona dayalı Doğu-Batı işbirliği için pratik bir model teşkil etmektedir.

Batılı ülkeler arasında Fransa, yirminci yüzyılın ikinci yarısındaki nükleer denemelerden devam etmekte olan Rusya-Ukrayna Savaşı'na kadar çeşitli konularda Hindistan'ın pozisyonunu olgun bir şekilde anladığını gösteren ilk ülke olmuştur. Fransa ayrıca Hindistan'ın savunma kapasitesinin geliştirilmesine de sürekli olarak katkıda bulunmuştur. Fransa 2017'den 2021'e kadar Hindistan'ın en büyük ikinci savunma tedarikçisi oldu. Dahası, Batılı ülkeler genellikle Güney Asya ülkesine ileri savunma teknolojisi transferi konusunda isteksiz davranırken, Fransa ve Hindistan bir savaş uçağı motoru ve Hindistan'ın gelişmiş çok amaçlı helikopterine güç verecek bir motoru ortaklaşa tasarlamaya, geliştirmeye ve üretmeye hazırlanıyor.

Bu ikili ortaklığın bir diğer önemli yönü de Fransa'nın Hindistan'ın içişlerine yönelik tutumudur. Batılı güçlerin Batılı olmayan ülkelerin içişlerine yönelik vaaz ve müdahalelerini çevreleyen genel şöhretin aksine Paris, Hindistan'ın ulusal hassasiyet ve endişelerini çok iyi anladığını göstermiştir. Örneğin Fransa Dışişleri Bakanlığı, Hindistan'ın Cammu ve Keşmir'in (J&K) özerkliğine ilişkin anayasasının 370. Maddesini yürürlükten kaldırmasını eleştirmemiştir. Ayrıca Fransa, 2019 yılında Çin'in öncülük ettiği kapalı kapılar ardındaki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısında da Hindistan'ın J&K konusundaki tutumunu destekledi.

Dahası Paris, Yeni Delhi'nin sınır ötesi terörizme yönelik endişelerini paylaşmaktadır ki bu da Fransa'nın terörist Mesud Azhar'a yönelik BMGK kararını desteklemesi ve Pakistan'a yönelik daha güçlü Mali Eylem Görev Gücü (FATF) yaptırımları için bastırmasıyla ortaya çıkmıştır.

Bir diğer önemli yakınlaşma alanı da her iki ülkenin sahip olduğu ortak jeopolitik vizyonlardır. Fransa, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ve Avrupa Birliği (AB) gibi Batı ittifakı ve kurumsal ağlarına derinlemesine entegre olmuş olsa da, Paris sık sık blok siyasetinden ziyade siyasi özerkliğe dayalı bir dış politikaya dayanan bir "üçüncü yol" stratejisini hayata geçirmeye çalışmıştır.

Bu durum, Fransa'nın kapsayıcı bir Hint-Pasifik çağrısında bulunan ve dış ilişkilerin ikili güç rekabetiyle değil, ortak çıkar ve kaygıları paylaşan ortaklarla pratik angajmanlarla belirlenmesi gerektiğini vurgulayan 2018 Hint-Pasifik stratejisinde açıkça görülüyordu. Yeni Delhi, Fransa'nın stratejik özerklik motivasyonlu dış politikası göz önüne alındığında, Fransa'nın bu tutumunu büyük memnuniyetle karşılamıştır.

Dünyanın en büyük beşinci ekonomisi, en büyük ikinci ordusu ve en büyük nüfusuyla Asya'da büyük güç statüsüne ulaşmaya çalışan Hindistan, ulusal çıkarlarının her zaman dış angajmanlarını şekillendireceğini sürekli olarak vurgulamıştır. Dolayısıyla, siyasi vizyonların bu uyumu Fransa ve Hindistan arasındaki stratejik ortaklığa daha fazla ağırlık katarak her iki ülkenin de Uluslararası Güneş İttifakı gibi uluslararası projelerde işbirliği yapmasına ve Birleşik Arap Emirlikleri ve Avustralya gibi diğer bölgesel güçlerle üçlü çerçeveler oluşturmasına olanak tanıyor.

Ancak Paris-Yeni Delhi ortaklığının büyümesine rağmen Fransa'nın Hint-Pasifik jeopolitiğindeki bazı sınırlamaları aşması gerekiyor. Yerleşik bir Hint-Pasifik gücü olmasına rağmen Fransa'nın bölgedeki diplomatik etkisini genişletme kapasitesi hala ABD, Çin, Japonya ve Güney Kore'nin gerisinde. Paris, büyük ölçekli altyapı finansmanı sağlama ve bölge ülkelerinin savunma pazarına etkin bir şekilde nüfuz etme konusunda kısıtlamalarla karşı karşıya.

Ancak bu tür zorluklar aynı zamanda Fransa ve Hindistan'ın bölgede derinleşen ilişkilerinin kapsamını genişletmeleri için kayda değer fırsatlar sunmaktadır.

Hindistan'ın Fransa'nın Hint Okyanusu Kıyısı Birliği (IORA) gibi Hint Okyanusu'ndaki önemli çok taraflı kurumlara üyeliğine yardımcı ve destek olması gibi, Hindistan da Yeni Delhi'nin Batı Pasifik'te güvenilir bir güvenlik ortağı olarak rolünü arttırma yolunda önemli adımlar attığı bir dönemde Paris'in diğer Hint-Pasifik ülkeleriyle ilişki kurması için bir köprü görevi görebilir.

Ayrıca, ikili ortaklığın büyük bir kısmı savunma işbirliğine odaklansa da, ekonomik ve ticari bağlara da odaklanmalıdır. Güvenlik ve ticaret alanlarının giderek daha fazla birbirine bağlandığı düşünüldüğünde bu durum daha da önem kazanmaktadır. Buna göre Hindistan'ın Fransa ile ticareti, Almanya ve Hollanda gibi diğer Avrupa ülkeleriyle yapılan ikili ticaretin önemli ölçüde gerisinde kalmaktadır. Dahası, Fransız şirketleri ve işletmeleri Hindistan'da diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha az yerleşik durumdadır.

Bununla birlikte, bazı kısıtlamalara ve uluslararası güvenlik mimarisini gölgelemeye devam eden jeopolitik belirsizliğe rağmen, Fransa-Hindistan özel ilişkisi muhtemelen sağlam kalacaktır.

Sonuç olarak, karmaşık küresel siyasi-ekonomik ortam bir takım zorlukları beraberinde getirirken, Paris ve Yeni Delhi'nin halihazırda sağlam olan ortaklıklarının faydasını en üst düzeye çıkarmaları için yeni fırsatlar yaratmaktadır.


National Interest için kaleme alınan bu görüş yazısı Mepa News okurları için Türkçeleştirilmiştir. Yazıda yer alan ifadeler Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 2740 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Don McLain Gill Arşivi