Courtney Freer

Courtney Freer

İngiltere-Suudi Arabistan dostluğu silah ticaretiyle büyüyor

İngiltere-Suudi Arabistan dostluğu silah ticaretiyle büyüyor

Tercüme | Kübra Doğrusözlü

Bu hafta, Birleşik Krallık Dışişleri ve Milletler Topluluğu Ofisi (FCO), başta 2018’deki Cemal Kaşıkçı cinayeti ile bağlantılı olanlar olmak üzere, 20 Suudi vatandaşı da dahil 49 grup ve şahsa insan hakları ihlalleri nedeniyle küresel yaptırım uyguladı.

Kaşıkçı'nın öldürülmesinden önce İstanbul'a seyahat eden 15 kişilik ekibi görevlendirdiği iddia edilen Suudi istihbarat servisi eski başkanı Ahmed el-Asiri, ve bir zamanlar Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın kilit danışmanlarından olan Suud el-Kahtani, bahsi geçen en üst düzey kişilerden. Ayrıca İstanbul'daki Suudi Konsolosluğundaki cinayet esnasında orada bulunanların da listeye dahil edildiği belirtildi.

Dışişleri Bakanı Dominic Raab, İngiltere'nin dış politika gidişatını göstermek için Brexit'ten önce yürürlüğe giren bu mevzuatın, "İngiltere'nin dünyada insan hakları için ayakta duran bir güç olarak nasıl hareket edeceğinin açık bir örneği” olduğunu iddia etti. Bununla birlikte, bu hafta İngiltere ve Suudi Arabistan'dan gelen diğer haberler, İngiltere’nin eylemlerinin ve Suudi Arabistan'ın yurtiçindeki ve yurtdışındaki emellerinin bu tür söylemlere göre ne ölçüde değişebileceğini sorgulamaktadır.

Dahası bu hafta İngiltere hükümeti, uyguladığı yaptırımlardan dolayı rejimden özür dilediğini kamuoyuna duyurmadan önce Suudi hükümeti ile temasa geçmekle suçlandı. Savunma Bakanı Ben Wallace’ın, duyurudan önce, özür dilemek ve ilişkilerin hala sağlam olduğundan emin olmak için Suudi mevkidaşını aradığı söyleniyor.

İngiltere'nin silah satışı

İngiliz hükümeti bu telefon görüşmesini yayınlamamış olsa da, Suudi Arabistan’ın devlet tarafından yönetilen haber ajansı bakanın "ülkenin hükümetine, özellikle İngiltere'ye askeri ihracat alanında olmak üzere iki dost ülke arasındaki savunma ilişkilerini güçlendirmek için istekli olduğunu onayladığını” doğrulayan bir basın açıklaması yaptı.

Suudi basınındaki bu haberden, özellikle silah satışlarının devam etmesi söz konusu olduğunda, yaptırımlara rağmen ilişkilerin büyük ölçüde devam edeceği anlaşılıyor.

Ayrıca İngiltere’nin, Suudi silahlarının Yemen'de kötüye kullanılmasıyla ilgili endişeler üzerine ihracatın askıya alınmasından sonra Suudi Arabistan'a silah satışına devam edeceği açıklandı. Uluslararası Ticaret Bakanı Liz Truss, satışlar gözden geçirildikten sonra Yemen’deki Suudi kuvvetler içerisinde “olası” savaş suçları bulunduğu fakat onlara “münferit vaka” dendiği için yasağın kaldırıldığını duyurdu.

Sonuç olarak, gelecekte bu tür ihlaller için "açık bir risk" olmadığı ve bu nedenle silah ihracatının devam edebileceği sonucuna varılmıştır. ABD Kongresi'nde Suudi Arabistan'a silah satışını durdurmak için benzer hamleler yapılırken, bu hamleler Beyaz Saray tarafından reddedildi, ve Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından sadece Almanya 2018 yılında Suudi Arabistan'a tüm silah ihracatını yasakladı.

Muhammed bin Selman gücünü pekiştiriyor

Birleşik Krallık-Suudi ilişkilerinin güvenceye alınmasıyla Veliaht Prens Muhammed bin Selman da iktidarı merkezileştirme ve uluslararası kınama veya küresel salgın tarafından bozulmayan Suudi ekonomisini çeşitlendirme planlarıyla ilerliyor gibi görünüyor.

Nitekim Suudi yetkililerin, bu yılın başlarında hapse atılan ve İçişleri Bakanı olduğu süre boyunca hem ihanet hem de yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya kaldığı söylenilen eski Veliaht Prens Muhammed bin Nayif'ten 15 milyar dolarlık bir anlaşma talep ettiği söyleniyor.

İştirakçiler iddiaların yersiz olduğunu ve fonları kullanmasının, o zamanki Kral Abdullah tarafından "özel sektöre tahsis edilen araçlar" yaratarak terörle mücadele çabalarını gizlemek için çıkardığı 2007 kraliyet kararnamesi kapsamına girdiğini iddia ediyorlar.

Yine de, bir zamanlar özellikle Amerikan istihbarat dünyasıyla verimli bir ilişkisi olan eski Veliaht Prens Nayif’e karşı hamleler, ülkedeki gücünün boyutunu ve alternatif siyasi iktidar merkezlerini kapatmaya devam etme isteğini de gösteriyor.

Suudi Arabistan'ın -düşük petrol fiyatları ve Covid-19 salgını sonrası ekonomik iyileşme beklentileri devam etmesine rağmen- önümüzdeki on yıl içinde Riyad'ı iki kat daha fazla "ekonomik, sosyal ve kültürel bir merkez" haline getirmek için 800 milyar dolarlık bir plan başlattığı söyleniyor.

Netice itibariyle, bu hafta, Birleşik Krallık'ın kamuoyundaki bazı söylem değişikliklerine rağmen, Suudi Arabistan'ın hem dış ilişkilerinde hem de içişlerinde olağan işlerin ne ölçüde devam ettiğini gördük.

Kaşıkçı'nın 2018'de öldürülmesindeki küresel baskıya, ekonomik sıkıntıların getirdiği iç zorluklara ve devam eden Yemen savaşına rağmen Muhammed bin Selman, iç ve dış hedeflerini sürdürmeye devam edecek gibi görünüyor.

Bu yazı toplam 13701 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Courtney Freer Arşivi