"İngiltere Türkiye’ye silah satışını durdurma kararını reddetti"
İngiltere, Barış Pınarı Harekatı düzenlemesi nedeniyle Türkiye’ye silah satışını durduran müttefiklerine katılmayı reddetti.
Birleşik Krallık hükümeti, Suriye’deki YPG'ye karşı askeri operasyon yürütmesi nedeniyle Türkiye’ye silah satışını durduran müttefiklerine katılmayı reddetti.
Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları, pazartesi günü Türkiye’nin askeri harekatını oybirliğiyle “kınarken”, bu eylemin “tüm bölgenin istikrarını ve güvenliğini ciddi şekilde sarstığını” ve sivillere zarar verdiğini ileri sürdü.
Fakat Recep Tayyip Erdoğan hükümetine karşı AB çapında silah ambargosu konusunda uzlaşmaya varamayan Birlik, bunun yerine ülke bazında “güçlü” silah ihracatı kontrolü sağlanması gibi nispeten daha zayıf bir taahhütte bulundu.
Aralarında Almanya, Fransa ve Finlandiya’nın da yer aldığı Avrupalı bazı büyük ülkeler, Erdoğan hükümetine silah satışını durdurma hususunda tek taraflı söz vermişti.
Ancak dünyanın en büyük silah ihracatçılarından biri olan Birleşik Krallık, dikkati çekecek şekilde bu listede yer almıyor ve AB içinde ortak bir pozisyon oluşturmak için pazartesi günü yapılan dışişleri bakanları toplantısı sırasında başlangıçta Türkiye’nin kınanmasına karşı çıkmaları hoşnutsuzluğu artırdı.
Lüksemburg’da düzenlenen AB Dış İlişkiler Konseyi (DİK) toplantısına katılmayan Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Dominic Raab’ı burada yardımcısı Andrew Murrison temsil etti.
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Britanyalı üyeleri, Birleşik Krallık’ın silah ticaretini durduran müttefiklerine katılmamasını kınadı. “Ulusal düzeyde yasak getirenlerin sayısının arttığını” söyleyen İşçi Partili AP üyesi Jude Kirton-Darling, “Birleşik Krallık neden bu listede yer almıyor?” diye sordu.
AP Dış İlişkiler Komitesi’nin üyelerinden Liberal Demokrat Irina Von Wiese ise şu açıklamayı yaptı:
"Birleşik Krallık, AB’nin geri kalanına gitgide ayak uyduramıyor. Onun yerine, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna gerçekleştirdiği müdahaleye ve YPG'ye karşı kanlı saldırısına AB’nin vereceği güçlü tepkiyi zayıflatmaya çalışıyor. Birleşik Krallık bakanları, Türkiye’nin IŞİD’in yeniden canlanması ve Rusya’nın ödüllendirilmesi riskini taşıyan eylemlerini kınamalı ve bu ülkeye silah ihracatını yasaklamayı hayata geçirmelidir."
AB dışişleri bakanları, üzerinde mutabakata vardıkları ortak bildiride şu ifadeleri kullandı:
"AB, bazı üye devletlerin Türkiye’ye silah ihracatı izinlerinin derhal durdurulmasına yönelik aldığı kararları hatırlatır. Üye devletler, bölgesel istikrara dair 4. kriterin sıkı bir şekilde uygulanması dahil, silah ihracatı kontrolüne ilişkin 2008/944/CFSP ortak pozisyon hükmüne dayanarak Türkiye'ye silah ihracatı politikası hususunda güçlü ulusal pozisyonlar ortaya koyma taahhüdünde bulunur. Konsey'in ilgili çalışma grubu, bu meseleye dair üye devletlerin pozisyonlarını koordine etmek ve gözden geçirmek üzere bu hafta içinde toplanacaktır."
Bakanların açıklamasında, Türkiye’nin askeri harekatının “daha fazla sivilin acı çekmesine, daha fazla kişinin yerinden edilmesine ve insani yardımlara erişimin ciddi şekilde engellenmesine neden olduğu” belirtildi.
Açıklama şöyle devam etti:
"Bu harekat, Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde yürütülen siyasi sürecin Suriye’de barışı sağlayacağına dair umutları daha da zora sokuyor. Üstelik Küresel Koalisyon’un DAEŞ’i (IŞİD) yenmek için bugüne kadar kaydettiği ilerlemeyi önemli ölçüde baltalayarak DAEŞ’in; Türkiye'nin, bölgenin ve uluslararası toplumun güvenliğinin yanı sıra Avrupa’nın güvenliği için de tehdit olmayı sürdürdüğünü gösteriyor."
ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde bulunan ve daha önce IŞİD’le savaşta YPG güçlerine yardım eden birliklerini çekeceğini duyurmasının ardından Türkiye çarşamba günü bu bölgeye askeri operasyon başlatmıştı.
Gözlemcilerden gelen ilk raporlar, aralarında çocukların da bulunduğu sivillerin saldırılarda öldürüldüğünü ileri sürüyor.
Türkiye, kendi topraklarının doğusundaki Kürt ayrılıkçılarla bağlantısı olduğu gerekçesiyle YPG'yi bir tehdit olarak görüyor.