Kushner: Filistinlilerin önüne teklif geldiğinde mağdur rolünü oynayamayacaklar
ABD Başkanı Donald Trump'ın danışmanı ve damadı Jared Kushner 'Masada önlerine hakikî bir teklif geldiğinde, mağdur rolünü oynayıp para toplamaya devam etmeleri zor olacak' diye konuştu
ABD Başkanı Donald Trump'ın danışmanı ve damadı Jared Kushner, Beyaz Saray’ın Filistin-İsrail çatışmasını yatıştırmak için ilân ettiği barış planını bu iki tarafın ilişkilerindeki “donukluğu kırmak adına müthiş bir adım” olarak değerlendirdi.
‘Al Majalla’ dergisi çalışanı Mustafa ed-Desuki’yle telefon görüşmesi yapan Kushner, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve onun rakibi Benny Gantz’ın söz konusu planı kabul ettiğine işaret ederek “İsrail’in ciddi bir teklifte karar kılmasını sağladık” dedi. Aynı zamanda tarihte bir ilk olarak Netanyahu ve Gantz’ın bir plan temelinde müzakereye oturmayı ve bir harita oluşturmayı kabul ettiğini ifade etti.
Planın açıklanmasından sonra Filistinlilerin protestolarıyla ilgili olarak, Filistin halkının uzun süre sahte vaatlerle aldatıldığını söyleyen Kushner, tarihteki en eski mülteci sorununun 21. yüzyılda azaltıldığını belirterek, “Şu anda dünya çapında 70 milyon mültecimiz var” dedi. Filistin liderliği konusunda ise “Masada önlerine hakikî bir teklif geldiğinde, mağdur rolünü oynayıp para toplamaya devam etmeleri zor olacak” ifadelerini kullandı.
Kushner, Trump’ın İsrail halkı ve liderlerine duyduğu sağlam güvenin Filistin için asla bir sorun teşkil etmemesi gerektiğini ifade ederek, “Filistinliler müzakere masasına oturursa, ABD bazı konularda esnek davranacak” dedi.
İsrail-Filistin çıkmazını sona erdirme konusundaki ABD ve Arap çıkarlarının birbirine oldukça benzediğine değinen Kushner, “Bu mücadele, radikalliğe hizmet ediyor. Bu anlaşma, hatta yalnızca teklifi bile cihatçıların gerekçelerini geçersiz kılacak. Zira şuan Filistin halkının Doğu Kudüs’ü de içine alan bir devlet kurma ve ekonomik kalkınma fırsatı var” açıklamalarında bulundu.
Kushner, açıklamalarına, söz konusu planın, başta Mescid-i Aksa olmak üzere Kudüs’teki tüm kutsal mekânların dini gezilerle uluslararası ziyarete açık olması konusuna özel bir önem verdiğini söyleyerek devam etti.