Taha Kılınç: İsrail neden 'Ermeni soykırımı' tasarısını kabul etmedi?
Taha Kılınç Yeni Şafak'ta yayınlanan köşe yazısında İsrail'de geçtiğimiz günlerde oylanan Ermeni tasarısını ele aldı.
İsrail'de geçtiğimiz günlerde Ermeni tasarısı oylanmış, ancak Knesset bu tasarıyı kabul etmemişti. Türkiye'de İsrail'in bu tutumunun nedeni merak konusu olmuştu. Taha Kılınç bugünkü köşe yazısında konuya değindi. Taha Kılınç'ın “En çok ben…” başlıklı yazısından bazı bölümler şu şekilde:
"Meseleye biraz uzaktan bakanlar için, oylama sonucu belki biraz şaşırtıcı gelebilir. İsrail’in, “Türkiye aleyhine” bir tasarıyı şevkle kabul edeceği de düşünülebilir. Oysa öyle değil. Söz konusu tasarı, Knesset gündemine daha önce de getirilmiş ve yine reddedilmişti. Son girişimin de aynı şekilde başarıya ulaşmayacağı, daha oylama başlamadan biliniyordu. Bunun başlıca üç sebebi var:
İsrail yönetimi, Türkiye’nin hassas olduğu böylesine bir meselede, Ankara’yı karşısına almak istemiyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin en gerilimli olduğu dönemlerde dahi, İsrail “Ermeni kozu”nu kullanmayı düşünmedi. Benyamin Netanyahu gibi ülkesinin dış ilişkilerinde özensiz ve başına buyruk davranmayı adet haline getiren bir başbakan döneminde bile bu olmadı. Türkiye’yi tamamen kaybetmek, Ortadoğu’nun mevcut şartları içinde, İsrail’in işine gelecek bir şey değil. Bu nedenle, Ermenilerin bütün isteklerine ve çağrılarına rağmen, “soykırım tasarısı” ciddiyetle ele alınmadı.
İkinci sebep, İsrail’in, Türkiye ile olduğundan çok daha yakın ve derin ilişkilerle bağlı bulunduğu Azerbaycan’ın hassasiyeti. Petrolünün yüzde 40’ını Azerbaycan’dan ithal eden ve bu ülkeye savunma sistemleriyle silah ihraç eden İsrail, Bakü ile ilişkilerini hiçbir şekilde sekteye uğratmak istemiyor. Azerbaycan, İran’a yakınlığı nedeniyle de İsrail’in bilhassa özel ilgi gösterdiği bir ülke. İran’a düzenlenecek muhtemel bir askeri operasyonda, Azerbaycan’ın “askeri üs” olarak kullanılabileceği değerlendiriliyor. Bu yönüyle, Tel Aviv-Bakü ilişkileri, gelecek on yıllar düşünülerek dizayn ediliyor. Deniz bağlantısı bulunmayan, izole Ermenistan’ı Azerbaycan’la kıyaslayan İsrail devlet aklı, Ermenilerin taleplerini yerine getirme uğruna Azerbaycan’ı kaybetmeyi mantıklı ve kârlı bulmuyor.
Üçüncü sebep ise, resmen açıklanmasa da, diğer iki stratejik unsurun şuuraltındaki teorik çerçevesini oluşturuyor adeta: İşgal politikalarına yöneltilen her türlü eleştiriyi Yahudilerin uğradığı mezalimi dünyanın başına kakarak susturan İsrail, bir başka “soykırım”ın dünyanın gündeminde kalmasını istemiyor. Bir tür, “En çok ben zulüm gördüm, benim yaşadıklarımdan başkası gündemi meşgul etmesin” takıntısı. Holokost’u uluslararası konumunu sağlamlaştırmakta ustalıkla kullanan İsrail, ortak olarak ikinci bir “mezalim” istemiyor. İlginç, dikkat çekici, psikolojik yönü de düşünülesi bir durum bu."