Türkiye nüfusu alarm veriyor: Doğurganlık oranları hızla azalıyor
Türkiye genelinde doğurganlık oranlarında hızlı bir düşüş göze çarpıyor.
Türkiye genelinde doğurganlık oranlarında hızlı bir düşüş göze çarpıyor.
Doğurganlık oranı nedir?
15-49 yaş aralığındaki kadın başına düşen çocuk sayısının hesaplanmasıyla elde edilen doğurganlık oranı, gelecekteki nüfus yenilenmesini ifade ettiğinden mevcut nüfus artışından daha büyük önem taşıyor.
Bir ülkenin nüfusunun yenilenebilir seviyede olabilmesi için doğurganlık oranının bazı istatistikçilere göre 2.03, bazı istatistikçilere göre ise 2.07, diğer bazılarına göre ise 2.11 seviyesinin üzerinde olması gerekiyor.
Geçmişte bu bağlamda ağır basan görüş 2.11 seviyesi iken ortalama yaşam süresinin uzamasıyla 2.07 seviyesinin nüfusunun yenilenebilirliği, gelecekte azalışa geçmemesi için yeterli olabileceği görüşü artık daha ağır basıyor.
Türkiye’de doğurganlık oranı 1.88’e geriledi
Türkiye’de doğurganlık hesabı ilk kez 1950-1955 aralığında yapıldı. Bu tarihte 6.69 olan doğurganlık oranı düzenli bir düşüşle 2001’de 2.37’ye geriledi. 2001 Ekonomik Krizi’nin etkisiyle 2002’de bu oran çok hızlı bir düşüşle 2.17’ye geriledi. 2002-2015 döneminde yatay bir seyir izleyen doğurganlık oranı 2016’dan itibaren hızlı bir düşüşe geçerek 2018’de Türkiye tarihinde ilk kez 2’nin altına düşerek 1.99 olarak gerçekleşti.
2019 yılı doğurganlık oranı henüz resmi olarak açıklanmış değil. Fakat 2018 yılının istatistiklerine bakarak bu oranı hesaplamak mümkün. Sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını kapsayan, sığınmacıların dahil edilmediği resmi istatistiklere göre 2018 yılında Türkiye’de 1.248.847 doğum gerçekleşirken doğurganlık oranı 1.99 seviyesindeydi.
Yine resmi istatistiklere göre 2019 yılında 1.180.840 doğumun gerçekleşmesi doğurganlık oranının yaklaşık 1.88 olarak gerçekleştiğini gösteriyor. Bu konuda en iyimser tahminler bile 1.92’nin üzerine çıkamıyor. Önceki tahminler doğurganlık oranının 1.88’e 2025-2030 aralığında gerileyeceğini öngörüyordu.
Türkiye nüfusu azalacak
Doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileyebilme seviyesinin altına düşmesi, bir nesil sonra göç faktörünün devre dışı bırakıldığı doğal nüfus artışında negatife düşmekle, yani nüfusta azalmayla sonuçlanıyor. Önceki tahminler Türkiye nüfusunun 100 milyonu bulamadan 2060-2065 döneminde azalmaya geçeceği yönündeydi.
Fakat doğurganlık oranlarındaki hızlı düşüşün nüfusta azalmaya geçmeyi 2050-2055 aralığına çekeceği değerlendirmelerine neden oluyor. Doğal nüfus artışı bazında Türkiye nüfusunu azalmaktan kurtaracak tek çare ise doğurganlık oranının artması ve 2.07’nin altına düşmemesi.
Ölümlerin doğumları geçtiği bir ülkede nüfusun azalmasının önüne geçmenin tek yolu da dışarıdan göç almaktan geçiyor.
Doğu illerinde doğurganlık çok hızlı düşüyor
Son yıllarda il bazında doğurganlık oranları karşılaştırıldığında dikkat çeken gelişme, doğurganlık oranı düşük illerde ciddi oranlarda düşüş olmazken doğurganlık oranı yüksek doğu illerinde doğurganlığın hızla düşmesi.
İl bazında doğurganlık oranının resmi olarak açıklandığı son yıl olan 2018’e göre artık sadece Şanlıurfa 4.0 seviyesini aşabilirken 3.0 seviyesini aşabilen il sayısı da 6’ya gerilemiş durumda. Türkiye’nin çoğu ili ise doğurganlıkta 1.75 seviyesinin altına gerilemiş durumda. 2019 yılında Doğu illerinde doğurganlık oranının çok daha gerilediği tahmin ediliyor. Türkiye genelinde en düşük doğurganlık oranına sahip il ise 2018 itibariyle 1.30 ile Gümüşhane.
Doğurganlık oranının düşmesinin sebebi
Uzmanlar doğurganlık oranının düşmesini şehirleşmeye, evlilik ve çocuk sahibi olma yaşının ilerlemesine, kadınların iş gücüne katılımının artması doğrultusund insanların daha az çocuk istemesine bağlıyor ve aynı aşamadan Batılı ülkelerin 20. yüzyılın özellikle ikinci yarısında geçtiğini belirtiyorlar.
Dünyada doğurganlık oranları
1950-1955 döneminde 4.95 olan dünya geneli doğurganlık oranı 2020 itibariyle 2.4 civarına gerilemiş durumda. Mevcut gidişatla düzenli düşüşün yavaş da olsa süreceği ve 2090-2095 aralığında 2.01’in de altına düşeceği tahmin ediliyor. Bu da bu aralıktan bir nesil sonra yeryüzündeki insan sayısının azalmaya başlayacağı anlamına geliyor.
2020 itibariyle Afrika Kıtası’nda 4.5 civarında olan doğurganlık oranı Asya’da ve Latin Amerika’da 2.1, Kuzey Amerika’da 1.7, Avrupa’da 1.5 civarında.
Nüfusu 83 milyonu aşan Türkiye’de 1.88 olan doğurganlık oranı;
- Nüfusu 1.4 milyarı aşan fakat yakın zamanda nüfusunun azalışa geçmesi beklenen Çin’de 1.51
- Nüfusu 1.3 milyardan fazla olan Hindistan’da 2.19,
- Türkiye ile hemen hemen aynı nüfusa sahip İran’da 1.96,
- Nüfusu 100 milyona dayanan Mısır’da 2.9,
- Nüfusu 200 milyonu aşan ve hızla artmakta olan Nijerya’da 5.3,
- Yaklaşık 330 milyon nüfuslu ABD’de 1.72,
- 83,2 milyon nüfuslu Almanya’da 1.53,
- Yaklaşık 67 milyon nüfuslu Fransa’da 1.83,
- 126 milyonun altına düşen nüfusu hızla azalmakta olan Japonya’da 1.37,
- 146 milyonun üzerindeki nüfusu azalmakta olan Rusya’da 1.5,
- Geçmişte Avrupa’nın en yüksek doğurganlık oranlarına sahip ülkelerinden biri olan yaklaşık 47 milyon nüfuslu İspanya’da 1.25,
- Nüfusunun hızla azalmasına kesin gözüyle bakılan 51 milyon nüfuslu Güney Kore’de 0.93.
Özellikle Batılı ülkeler doğal nüfus artışlarının negatife düşmesini dışarıdan aldıkları göçlerle ikame ederek nüfuslarını azalmaktan koruyabiliyorlar. Rusya ve İtalya gibi bazı ülkelerin nüfusa aldıkları göçe rağmen ölümlerin doğumları çok fazla geçmesi nedeniyle azalırken 1972’den beri ölümlerin doğumlardan fazla olduğu Almanya’nın nüfusu aldığı yoğun göç sebebiyle halen küçük oranlarda da olsa artıyor. 2020 yılı içerisinde ilk kez Türkiye nüfusunun Almanya nüfusunu geçmesi bekleniyor.
Kaynak: Mepa News