Ürdün'de genç nesilde Filistin'e destek artıyor
Çarşamba gecesi, Ürdün'ün başkentindeki İsrail Büyükelçiliğinden iki kilometre uzakta, Ali Ebu Musame "Cennet Sina'dan daha yakın" yazılı bir pankart taşıdı.
26 yaşındaki Ali ve onun gibi genç protestocular, Filistinlileri İsrail işgaline karşı savunurken ölmeye hazır olduklarını söylüyorlar. Ürdün hükümetinden Filistin sınırını açmasını ve "orada savaşmalarına izin vermesini" istiyorlar.
İsrail'in Gazze'deki El Ehli Hastanesini bombalaması sonucu en az 471 Filistinli sivil ve hastanın hayatını kaybettiği saldırının ertesi günüydü.
İsrail, Filistin İslami Cihadı'na ait bir roketin düzgün bir şekilde fırlatılamadığını ve hastaneye isabet ettiğini iddia ederek sorumluluğu reddetti.
Ürdün Kralı Abdullah II ise İsrail'i suçlayarak olayı bir "katliam" ve "savaş suçu" olarak nitelendirdi.
Ürdün hükümeti hastane saldırısında ölenler için üç günlük yas ilan etti.
İsrail, yüzlerce Hamas savaşçısının kıyı bölgesi yakınlarındaki İsrail topluluklarına saldırdığı 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik şiddetli bir bombardıman kampanyası yürütüyor.
Filistinlilerin saldırısında yaklaşık 1400 İsrailli öldürülmüştü. Bunu takip eden İsrail bombardımanı 19 Ekim itibarıyla 1.524'ü çocuk olmak üzere en az 3.859 Filistinlinin ölümüne neden oldu. [Can kaybı 20 Ekim itibarıyla 4 bini aştı-editör]
Hastaneye yönelik hava saldırısının ardından Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki şehirlerde de protestolar başladı.
Salı günü yüzlerce kişi Amman'ın ana hükümet binasına yürüyerek ertesi gün ABD Başkanı Joe Biden tarafından yapılması planlanan ziyareti kınadı.
"Boş durmamalıyız"
Ali ve diğer genç protestocular Çarşamba günü Amman'da İsrail Büyükelçisinin sınır dışı edilmesini, İsrail ile 1994 yılında imzalanan barış anlaşmasının ve Ürdün'ün 2016 yılında imzaladığı İsrail'den doğal gaz alım anlaşmasının feshedilmesini talep etti.
Ali'nin ailesi, bugün İsrail'in güneyinde yer alan tarihi Filistin topraklarındaki Biru's Sebi'den geliyor. İsrail'in kuruluşu sırasında 1948'de Siyonist milisler tarafından şiddet kullanılarak bölgeden çıkarılmış ve Ürdün'e yerleştirilmişler.
Ali Middle East Eye'a şöyle söyledi: "Bugün işgalin ve katliamlarının karşısında duruyorum. Ürdün hükümetinden bu elçiliği kaldırmamıza ve işgalciyle ilişkilerimizi kesmemize izin vermesini istiyoruz. Boş durmamalıyız."
Ali bir süt ürünleri şirketinde muhasebeci. Herhangi bir siyasi hareketle bağlantısı yok.
Gazze'ye yönelik savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana o ve iş arkadaşları her gün protesto gösterileri düzenliyor.
26 yaşındaki Firas MEE'ye konuştu ve "Biz hiçbir siyasi partiye üye değiliz. Biz Ürdün halkına ve Filistin halkına aitiz. Filistinlilerin zafere ulaşması ve geri dönüş hakkının tanınması çabalarına katkıda bulunmak için buradayım." dedi.
Üçüncü bir protestocu olan Bilal ise çocuklarıyla birlikte İsrail elçiliği yakınlarına geldi. "Filistin direnişini desteklemek ve Gazze'de kan dökülmesine hayır demek için geldim" ifadelerini kullandı.
Ali, Firas ve Bilal'in kuşağından protestocuların çoğu Filistin'i hiç görmediler. Filistin'i sadece haberlerden ya da 1948'de 700 binden fazla Filistinlinin evlerinden sürüldüğü Nekbe'den önce atalarının yaşadıkları evlerle ilgili ailelerinden dinledikleri hikayelerden duyuyorlar.
İsrail'in Batı Şeria ve Gazze'yi ele geçirdiği 1967 savaşında 300 bin Filistinli daha çoğunlukla Ürdün'e kaçtı. Krallıkta BM'ye kayıtlı 2.2 milyon Filistinli mülteci bulunuyor, ancak ülkedeki Filistinlilerin gerçek sayısı çok daha fazla.
Bazı genç protestocular Çarşamba günü Amman'daki İsrail elçilik binasına yan yollardan saldırmaya çalıştı ve bazılarının elinde molotof kokteylleri vardı, ancak güvenlik güçleri tarafından dağıtıldılar.
Ürdün güvenlik güçleri akşam saatlerinde yaptıkları açıklamada protestocularla yaşanan çatışmalar sonucunda bazı polis memurlarının yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını duyurdu.
Polis tarafından yapılan açıklamada "Herkes yasalara ve kendilerini korumak ve fikirlerini özgürce ifade etme haklarını garanti altına almak için orada bulunan güvenlik personelinin talimatlarına uymalıdır" denildi.
Ürdünlü bir güvenlik kaynağı protestocuların elçiliği basmayı başardığı yönündeki söylentileri yalanladı ve Middle East Eye'a protestocuların dağıtıldığını ve çevreden uzaklaştırıldığını söyledi.
Ancak genç protestocular Ürdünlü yetkililerden "sınırları açmalarını, İsrail büyükelçisini sınır dışı etmelerini ve işgalle ilişkileri kesmelerini" talep ediyor. "Ürdün topraklarında elçiliğe hayır, büyükelçiye hayır" sloganları atan protestocular Amerikan bayrağını yakarken de görüntülendi.
Bir öğrenci aktivist olan Fahir'e göre, "öğrencileri resmi ve güvenlik konularının dışında tutmaya yönelik tüm girişimlere rağmen" protestoya katılanların önemli bir kısmı üniversite öğrencileriydi.
Fahir, Ürdün hükümetinin İsrail ile barış anlaşmasından bu yana okul müfredatlarını sistematik olarak değiştirerek işgale ve Filistin meselesinin içeriğine dair referansları silmesine rağmen bu gençlerin "Filistin'in özgürleştirilmesini" talep etmek için bir araya geldiğini söyledi.
Bu arada, protestocuların büyük bir kısmı Ürdün ve Doğu Şeria kökenliydi. Ulusal, dini ya da insani nedenlerle protesto gösterileri düzenliyorlardı.
Bunlardan biri olan 27 yaşındaki Hadil es Sabii, "öfkesinden dolayı ve insanlık adına, bu saldırganlığı durdurmak ve Gazze halkının yanında durmak için" orada olduğunu söyledi.
"Onlar kuşatılmış insanlar. Kardeşlerimizi unutmamalıyız." dedi ve ekledi
"Bu eylemler aynı zamanda onlara yardım ulaştırmak için baskı uygulamaktır. Bugün İsrail işgal devletinden binlerce şehidin ölümüne, ailelerin yerlerinden edilmesine ve kadınların, çocukların ve sivillerin durmaksızın öldürülmesine neden olan bu suçları kınamasını talep ediyorum."
Muhammed Ersan tarafından kaleme alınan ve Middle East Eye'da yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için tercüme edilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.