Yemen'de BAE suikastleri-2: Muhammed Dahlan'ın rolü
Yemen'de Birleşik Arap Emirlikleri'nin düzenlediği suikastlerde Muhammed Dahlan önemli rol oynuyor.
Yemen'de küresel ve bölgesel güçlerin vekalet savaşında henüz aydınlatılamayan birçok olay yaşandı. Kritik isimlere yönelik suikastlar da bu olayların başında geliyor. Buzzfeed'den Aram Roston'un, Yemen'de Birleşik Arap Emirlikleri öncülüğünde gerçekleştirilen bu suikastlara dair hazırladığı dosya haber, Mepa News tarafından haberleştirildi. Dört bölüm halinde düzenlenen haberin ikinci bölümü:
*
Amerikalı paralı askerleri Aden sokaklarına getiren anlaşma, bir BAE üssündeki subaylara özel bir İtalyan restoranında yenilen yemekte konuşuldu. Golan ve beraberindeki Isaac Gilmore isimli eski Amerikan Deniz Komandosu, tekliflerini sunmak üzere ABD’den uçakla ülkeye geldi. Gilmore’a göre görüşme pek de iyi başlamadı.
Abraham Golan
Kendilerini misafir eden kişi, eski bir güvenlik şefi olan Muhammed Dahlan’dı. İyi dikilmiş takım elbisesi içinde, karşısında duran paralı asker misafirlerini soğuk gözlerle süzdü ve Golan’a başka şartlar altında görüşmüş olsalar birbirlerini öldürmeye çalışacaklarını söyledi.
Hakikaten de, bu işbirliği alışılmışın dışındaydı. Macaristan’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Golan, İsrail de işi icabı birçok önemli bağlantılara sahip birisi olmasının yanı sıra uzun yıllar boyunca bu ülkede ikamet etti. 2008 yılında Mother Jones’da yayımlanan bir makaleye göre Golan, eski Mossad şefi Danny Yatom ile Londra’daki bir partiye katıldı, uzmanlık alanı ise “Afrika'daki enerji müşterilerine güvenlik sağlamak” olarak belirtildi. Kaynakların aktardığı bilgilere göre, eski işlerinden bir tanesi de Nijerya’nın deniz kıyılarında petrol arayan sondaj gemilerini sabotaj ve terörizme karşı korumaktı.
Soldan sağa: Isaac Gilmore, Muhammed Dahlan ve Abraham Golan
Gür bir sakalı olan ve Marlboro içen Golan etrafına enerji saçan bir kişiliğe sahip. Eski bir CIA yetkilisi Golan’ı iyi bir satıcı olarak tanımlıyor. Çok okuduğu belli olan Golan konuşurken sürekli felsefecilerden ve romanlardan alıntılar yapan birisi ancak ona baktığınızda aklınıza Malraux’nun şu söz geliyor: “Bir adamı meydana getirenler neler düşündüğü değil neler sakladığıdır.
Golan, Fransa’da eğitim gördüğünü, daha sonra Fransız Yabancı Lejyonuna katıldığını ve savaşmak veya güvenlik işleri yapmak için dünyayı dolaştığını anlattı. Söylediklerine göre Belgrad’da iken 2001’de suikastle ile öldürülen, ünlü paramiliter savaşçı ve mafya adamı Željko Ražnatović yani namı diğer Arkan ile de tanışmış. “Arkan’a büyük saygı duyuyorum” diye ekliyor.
Buzzfeed olarak Golan’ın anlattığı biyografisinin aralarında askeri kariyerinin bulunduğu bazı kısımlarını teyit edemedik. Ancak Gilmore ve diğer ABD’li diğer eski özel kuvvetler mensupları Golan ile sahada beraber çalıştıklarını ve onun kesinlikle askeri bir deneyime sahip olduğunu söyledi. Kendisini tanıyan eski bir CIA yetkilisi ise Golan’ı “işine hakim, yorulmak bilmez ve hesaplı hareket eden” birisi olarak tanımlarken, “abartıya eğilimi” olduğunu ekledi. Son olarak ise Golan’ın “en pis ve çılgın işler için para verilecek adam” olduğunu söyledi.
Muhammed Dahlan
Kendisine ulaşma çabalarımızın hiçbirine yanıt vermeyen Dahlan çocukluğunu Gazze’deki bir mülteci kampında geçirdi. 80’lerdeki intifada döneminde siyasi arenada ismini duyurdu. 90’lı yıllarda Filistin Otoritesi’nin Gazze’deki güvenlik sorumlusu olarak çalıştı. 1995 ve 1996 yıllarında Hamas’a yönelik sert operasyonları yöneten isimdi. Daha sonraları ABD Başkanı George W. Bush ile görüşecek düzeyde CIA ile üst düzey bağlantılar kurdu. Eski CIA başkanı George Tenet ile defalarca bir araya geldi. Dahlan’ın adı bir dönem Filistin Otoritesi’nin liderliği için anıldıysa da, 2007 yılında aynı organizasyon tarafından rüşvet almakla, Hamas tarafından da CIA ve İsrail ile işbirliği yapmakla suçlandığı için popülaritesi bir anda yerle bir oldu.
Muhammed Dahlan
Vatansız bir adam olarak, BAE’ye kaçtı. Burada Abu Dabi’nin gerçek hükümdarı olarak bilinen veliaht prens Muhammed bin Zayid en Nahyan’ın en yakın danışmayı olmayı bir şekilde başardı. Dahlan ile tanışıklığı olan eski bir CIA yetkilisi, “BAE’nin Dahlan’ı pitbulu yapmak üzere sahiplendiğini” söyledi.
Subaylara özel bir İtalyan restoranında, bu pitbul misafirlerine Amerikalı savaşçıların niye bu kadar ünlü olduğunu kanıtlamaları için meydan okudu. Neden Amerikalılar BAE askerlerinden daha iyiydi, bunu açıklamalarını bekliyordu.
Golan bu meydan okumaya tam bir gösteriş havasıyla cevap verdi. “En iyi adamını karşıma çıkar. Onu yeneyim. Kim olursa olsun.” Golan, BAE ordusuna tabi bütün askerlerden daha iyi dövüşebileceğini, koşabileceğini, eğitim verebileceğini ve ateş edebileceğini Dahlan’ın bilmesini istiyordu.
Filistinli bu cevap üzerine yakınlarda oturan genç bir kadın sekreteri işaret ederek, “En iyi adamım bu” dedi.
Bu şaka ile ortam biraz yumuşadı ve herkes masaya geçtikten sonra Dahlan’ın tavsiyesi üzerine spagetti sipariş edildi.
Birleşik Arap Emirlikleri ve bölgedeki konumu
Çok varlıklı bir ülke olmasına rağmen sadece 1 milyon nüfusu olan BAE, tuvaletlerin temizlenmesinden, üniversitede gençlere eğitim verilmesine kadar bütün konularda dünyanın dört bir yanından gelen göçmenlere bel bağlamış durumda. Ordunun durumu da bu açıdan farklı değil. ABD’li savunma şirketlerine ve eski generallere çok büyük paralar ödenmekte. İlaveten, 2009 yılından bu yana ABD Savunma Bakanlığı, BAE’ye 27 milyar dolar değerinde silah ve savunma hizmeti çalışmalarına onay verdi.
Emekli ABD generali Stanley McChrystal bir dönem, BAE merkezli bir askeri şirketin yönetim kurulunda görev yaptı. Eski Deniz Piyadesi komandosu Koramiral Robert Howard, ünlü Lockeed Martin şirketinin BAE branşını hala yönetmekte. Bugünlerde Robert Mueller’in Rusların 2016 seçimlerine müdahale ettiği iddiaları üzerine başlattığı soruşturma ile başı belada olan güvenlik yöneticisi Erik Prince de bir süre BAE’de iş yaptı. Kolombiyalı paralı askerlerin ülke tarafından işe alınması sürecinde büyük yardımları oldu.
BAE, orduda birçok yabancıya iş imkanı sağlamaktadır. Hatta Stephen Toumajan isimli Amerikalı bir yarbaya, tümgeneral rütbesi verilerek, ordunun bir kısmının komutası emanet edildi.
Muhammed bin Zayid
BAE savunma şirketlerini kullanan tek ülke değil tabi ki, aslına bakarsak bütün dünyada artık yaygın olarak kullanılan, ordunun özelleştirilmesi yaklaşımını ilk uygulayan ABD idi. Pentagon, askerlerin beslenmesinden, silah bakımına ve hatta askeri konvoyların güvenliğine kadar, normalde geleneksel olarak ordunun kendisinin yüklendiği birçok hizmet için özel şirketlere paralar ödemekte.
Paralı askerlerin kullanımı yaygınlaşıyor
ABD, özelleştirme hususunda kırmızı çizgiyi ön cephe hattında çekiyor; ABD ordusu saldırılar düzenlemesi veya direkt olarak çatışmalara dahil olmaları için paralı askerleri pek kullanmıyor. Ancak bu kırmızı çizgiler bazen bulanıklaşabiliyor. Özel şirketler, savaş bölgelerinde görev yapan diplomatları veya istihbarat yetkililerini korumak amacıyla ağır silahlı güvenlik timlerinin ABD’nin sık sık kullanımına sunmakta. Bu paralı askerler, tıpkı Bingazi’deki olay gibi çatışmaya girme yetkisine sahip. Libya’daki çatışmalarda bölgedeki CIA üssünü koruyan paralı askerlerden iki tanesi öldürülmüştü. Görev timi resmi kayıtlara göre muharebe amaçlı değil, sadece müdafaa için orada bulunuyordu.
ABD dışında, çatışmada kullanmak üzere paralı askerleri işe alan ülke sayısı çok fazla olmasa da, yine de geçmişte birkaç ülke bu yola başvurdu. Nijerya’da, tecrübeli Güney Afrikalı paralı asker Eeben Barlow komutasındaki bir saldırı timi, 2015 yılındaki operasyonunda Boko Haram’a ağır yenilgiler aldırdı. Barlow’un kurucusu olduğu Executive Outcomes isimli özel güvenlik şirketi, Sierra Leona’de 90’larda devam eden iç savaş sırasında isyancı RUF kuvvetlerini ağır şekilde yenilgiye uğrattı.
Dahlan'ın Yemen planı
Dahlan, Golan ve Gilmore’un katıldığı yemekte ise çok da ileri bir tür paralı askerlik önerisi masada duruyordu. Bunun, ne güvenlik konvoyu hizmeti vermekle ne de geleneksel askeri çatışma veya kontrgerilla muharebesi ile bir alakası vardı. Golan ve Gilmore’un kendi ifadeleri ile bu, “hedef odaklı öldürme” idi.
Gilmore, yemekte birisinin “suikast” kelimesini özellikle kullanıp kullanmadığını hatırlamadığını, ancak daha ilk görüşmeden işin Islah Partisi liderliğini ele geçirmek veya tutuklamak gibi bir amaç için pazarlık yapmadıklarını anladıklarını söyledi. Gilmore durumu, “hedef odaklı çalışacağımız çok açıktı” ifadesiyle açıklıyor. Golan ise kendisinden özellikle talep edilen hususun “terörist bir organizasyonun siyasi ayağı” olarak tanımladığı Islah’ın işlerinin sekteye uğratılması ve nihayette de yok edilmesi olduğunu söyledi.
Golan ve Gilmore, bu iş için gerekli kabiliyetlere sahip takımı hızlı bir şekilde bir araya getirebilecekleri cevabını verdiler.
Muhammed bin Zayid ve Muhammed bin Selman, Islah Partisi lideri Muhammed Yedumi ile görüşüyor, Aralık 2017
İlk toplantıdan sonraki haftalarda, anlaşma için şartlar konuşuldu. Golan ve Gilmore’un söylediklerine göre, tim her ay toplam 1.5 milyon dolar almak üzere anlaşıldı. Hedefin öldürüldüğü, başarılı her operasyon için bonus maddesi eklendi. İlk operasyonun ücretinin ise yarı yarıya olması kararlaştırıldı zira Dahlan, bu ekibin neler yapabileceğini önce görmek istiyordu. Bu ilk operasyona göre, devam edip etmemek üzere karar verilecekti. Anlaşmaya daha sonra, güvenlik şirketinin BAE çalışanlarına komando taktikleri eğitimi vermesi maddesi de eklendi.
Golan ve Gilmore, normal bir paralı asker anlaşmasında olabilecek sıradan taleplerinin yanı sıra bir tane de sıra dışı talepte bulundu: Timin, BAE Silahlı Kuvvetleri bünyesine dahil edilmesi ve operasyonlarda kullanılacak silahların (ve hedef listesinin) üniformalı resmi subaylar tarafından ibraz edilmesi. Golan bu talebin “hukuki sebeplerden” dolayı yapıldığını, “çünkü eğer işler sarpa sararsa, BAE üniforması ve askeri künyelerin, bir paralı asker olarak değil, resmi ordu mensupları olarak” tanımlanmalarını sağlayacağını söyledi.
Dahlan ve BAE hükümeti anlaşmaya imza attıktan sonra, Spear Operations Group işe koyuldu.
Kaynak: Mepa News