Mahmut Cemil İnce

Mahmut Cemil İnce

Hayır ve şerrin Amerika'dan geldiğine inanmak

Hayır ve şerrin Amerika'dan geldiğine inanmak

İslam aleminde askeri, siyasi ve sosyal gelişmelerin hızlandığı dönemlerde şahit olduğumuz bir tutum da, insanlardan kalplerinde hastalık bulunan bir kesimin, küresel küfür güçlerini adeta ilahlaştırıyor olmasıdır.

Bu kesimler, İslam uğruna mücadele eden ve fedakarlıkta bulunan Müslümanların çaba ve emeklerini hiçe sayarak "Amerika bunu istemiyorsa bu nasıl olabilir?" derler.

Düşmanlarının gücünün kendilerini fitneye düşürdüğü bu kimseler, "Amerika'nın, İsrail'in, İngiltere'nin izni olmadan kimse dünya üzerinde hiçbir şey yapamaz" diye düşünürler. Bu kimselerin düşmanlarının gücünden duyduğu korkunun maalesef Allah azze ve celle'ye olan imanlarının ötesine geçtiğine şahit oluruz.

Esasen söz konusu insan profili belki de insanlık tarihi kadar eskidir. Geçmiş yüzyıllarda da Müslümanlar zulme ve küfre karşı mücadelelerinde benzer yaklaşımlarla karşı karşıya kalmıştır. Allah azze ve celle'nin düşmanlarına karşı bir araya gelip silah kuşanan Müslümanlara "düşmanlarınız size karşı ordu topladı, aman onlardan sakının" denmiştir. İman edenlere Bizans'ın ve Pers'in saraylarını müjdeleyen Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem ile müşrikler alay etmiştir. Zira, Müslümanların çağın büyük güçleri karşısında muzaffer olabileceğini, Allah azze ve celle'nin Müslümanlara vadettiği zaferin gerçekleşebileceğini bunların zihinleri dahi almamaktadır.

Bu tarz kimseler Müslümanları küresel satıhta bir aktör olarak görmezler. Müslümanların sürekli ezilen pozisyonda olduğunu, hiçbir surette hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini, amellerinin ve iradelerinin bir anlam ifade etmeyeceğini zannederler. Onlara göre dünyanın kaderini Amerika ve küresel güçler çizmektedir. Onlara göre adeta kaderi Amerika belirlemektedir. Siyonistler her istediklerini yapmakta, Müslümanların evlerine dahi girmekte ve onları istedikleri gibi yönlendirmektedir. Maalesef İslam düşmanları bu gibi kimseleri güçleriyle korkutarak dehşete düşürmüş ve onların zihinlerini istila etmiştir.

Oysa bizler Müslümanlar olarak tüm dünyanın gidişatını Allah azze ve celle'nin izniyle değiştirebileceğimize yakinen iman ediyoruz. Bizler şeytanın ve dostlarının hilesinin zayıf olduğunu, Müslümanların Allah azze ve celle'nin emrini yerine getirmesiyle bu hilelerin dağılıp gideceğini biliyoruz. Tıpkı Allah azze ve celle'nin buyurduğu gibi:

"İman edenler Allah yolunda savaşırlar. İnkar edenler de tağut yolunda savaşırlar. O halde, siz şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi zayıftır." (Nisa, 76)

Bu ayetin devamında Allah azze ve celle, kafirlerin gücü sebebiyle fitneye düşen bu gibi kimselerin halinden de şöyle bahseder:

"Daha önce kendilerine 'savaşmaktan ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin' denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, hemen içlerinden bir kısmı, insanlardan Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve 'Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya!' derler." (Nisa, 77)

Biz iman ediyoruz ki ister Amerika, ister İsrail, isterse diğer küfür güçleri olsun, tümü bir araya gelse bile Allah azze ve celle dilemediği sürece bizlere hiçbir zarar veremezler.

İbn Abbas radıyallahu anhuma şöyle rivayet eder:

"Bir gün Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in bineğinin terkisinde oturuyordum. Bana şöyle söyledi: 'Ey çocuk! Sana birkaç kelime öğreteceğim. Sen Allah'ı (dinini) koru ki, Allah da seni korusun. Sen Allah'ı (dinini) koru ki Allah'ı yanında bulursun. İstediğin zaman Allah'tan iste, yardım dilediğin zaman Allah'tan yardım dile. Bil ki, bütün insanlar eğer sana bir şeyle fayda vermek üzere toplansa, sana ancak Allah'ın senin lehine yazdığı şey ile fayda verebilirler ve eğer sana bir şey ile zarar vermek üzere toplansa ancak Allah'ın senin aleyhine yazdığı şeyle sana zarar verebilirler. Kalemler kaldırıldı ve sayfalar kurudu.'" (Tirmizi)

Kaderi yazan Allah azze ve celle'dir. O, iman ile küfrün arasındaki mücadelenin nihayetinin imanın mutlak zaferi ve küfrün yok oluşu ile gerçekleşmesini takdir etmiştir. Allah azze ve celle'nin vaadi haktır ve dinine yardım edecek olan da O'dur. Haddizatında Allah azze ve celle'nin dininin zafer kazanması için insanlara, hatta meleklere dahi ihtiyacı yoktur:

"Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, 'Ben size art arda bin melekle yardım ediyorum' diye cevap vermişti. Allah bunu, sadece bir müjde olması ve kalplerinizin tatmin bulması için yapmıştı. (Yoksa) Allah'ın katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur. Hiç şüphesiz Allah azizdir, hakimdir." (Enfal, 9-10)

Amerika, Allah azze ve celle dilemedikçe tek bir sineği dahi öldürmeye kadir değildir. Amerika da dahil olmak üzere küfür güçlerinin Müslümanlar karşısında elde ettiği dünyevi zaferler, kafirler için ancak bir azap vesilesi, Müslümanlar için ise bir imtihandır. Allah azze ve celle Müslümanları imtihan etmektedir ki kimin hak üzere sebat edeceği, kimin ise fitneye düşüp gerisin geriye döneceği görülmüş olsun:

"Eğer siz (Uhud'da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (müşrikler de Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. İşte günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şehidler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez." (Al-i İmran, 140)

Bizler Allah azze ve celle'nin kendilerine izzeti gösterdiği, kuvvetli görünen küfür güçlerinin aslında zayıf olduğuna kendilerini şahit tuttuğu bir nesiliz. Bizler Allah azze ve celle'nın fazlı ve keremiyle, bütün kibirli küfür güçlerinin burunlarının nasıl yere sürtüldüğünü görmüş bir nesiliz.

Allah azze ve celle bizleri, 40 senelik Tih zorluğundan sonra güçlü ve berrak zihinlere sahip olan kimseler gibi bir imkan nasip etti. Bizler Rusların Afganistan'da ve Çeçenistan'da nasıl rezil olduğunu gördük. Bizler Amerika'nın Somali'de, Irak'ta ve Afganistan'da nasıl mağlup edildiğini gördük. Bizler Fransa'nın Batı Afrika'da nasıl darbeler yediğine tanık olduk. Sırpların Bosna'da, İsrail'in Gazze'de nasıl hezimete uğradığını gördük.

Yenilmez denilen, plan kurucu denilen, dünyayı yönetiyor denilen İsrail'in 7 Ekim 2023 günü Gazze'deki bir avuç genç mücahid karşısında ne hale düştüğünü kendi gözlerimizle seyrettik.

Bizler kaderi Allah azze ve celle'nin yazdığına, işlerin neticesini O'nun belirlediğine iman ediyoruz. Bize düşen ancak Allah azze ve celle'nin yolunda cihad etmektir. Zafer yahut yenilgi ancak Allah azze ve celle'nin takdiridir.

Bizler Amerika'nın gücüne değil, Allah azze ve celle'nin gücüne iman ediyoruz. Böyle biline...


Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 2538 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum
Mahmut Cemil İnce Arşivi