Hartosh Singh Bal

Hartosh Singh Bal

Hindistan'daki çiftçi protestolarının sebebi ne?

Hindistan'daki çiftçi protestolarının sebebi ne?

Protestocu çiftçiler, yeni yasaların büyük şirketlere yardım edeceğinden ve kendilerini onların merhametine bırakacağından korkuyor.

Yağmura ve soğuğa rağmen on binlerce protestocu çiftçi altı haftadır Yeni Delhi sınırlarında kamp yapıyor. Eylül ayı sonlarında, Başbakan Narendra Modi’nin hükümeti Hindistan Parlamentosunda bir dizi yeni çiftçilik yasasını kabul etti. Kısa süre sonra, ülkenin kara alanının yüzde 3'ünü oluşturan ancak pirinç ve buğday ihtiyaç fazlasının yüzde 50'sine yakınını üreten kuzey Hindistan'ın Punjab ve Haryana eyaletlerinde protestolar başladı.

Hükümetin protestoları büyük ölçüde Punjab ile sınırlı kaldığı sürece görmezden gelmesi sonucu çiftçiler, Kasım ayı sonunda Delhi'ye kadar ilerlediler. Traktörlü binlerce çiftçi, polisin diktiği bariyerleri ve onları durdurmak için kazdığı hendekleri silip attı. Tazyikli su onları yıldırmadı. Binlerce insanın park halindeki traktörler ve el arabaları arasında barındığı ve beslendiği, ücretsiz çamaşırhanelerin kurulduğu ve hatta protestolarla geçen uzun bir günün ardından ayak masajı aletlerinin sunulduğu geçici kasabalar kuruldu.

Kanunlar neyi öngörüyor?

Kanunlar, özel tüccarların mahsulleri doğrudan çiftçilerden satın almaları ve adil fiyatları garantilemek amacıyla hükümetin pazarlama kurullarından geçmeleri gerektiğini savunuyor. Fakat protestocu çiftçi sendikaları, yasaların, ihtiyaç fazlası tahılın çoğunu satın alan hükümetin pazarlama kurullarının çökmesine yol açacağına inanıyor. Hükümet başlarda protestoculara karşı yumuşak davrandı ve protestocu çiftçilerle sekiz kez görüştü, ancak çok az yapıcı ilerleme kaydedildi.

Protestocular, 15 yıl önce benzer yasaların çıkarıldığı ülkenin doğusundaki Bihar eyaletine işaret etti. Bu yasalar, satış merkezlerinin sayısının yüzde 87 oranında azalmasıyla, hükümetin pazarlama altyapısının çökmesine yol açtı. Piyasalar hiçbir zaman ürün için vaat edilen daha iyi bir ücret teklif etmedi. Punjab'taki çiftçiler geçen yıl 100 kilogram pirinci 25 dolara satarken, Bihar'daki çiftçiler açık pazarda 100 kilogramı 16 dolara satmakta dahi zorlandı.

Çiftçiler, yeni yasalar uyarınca,  küçük özel tüccarların yerini daha büyük şirketlerin alacağından korkuyor. Yeni kanunlarda yer alan, anlaşmazlıklar için mahkemelere herhangi bir hukuki başvuru yapılmasının yasaklanması da endişeleri artırıyor.

Hindistan'da tarım sistemi

Protestocular öfkelerini Mukesh D. Ambani’ye ait Reliance Industries ve Başbakan Modi’ye yakın olduğu bilinen Gautam Adani’nin liderliğindeki Adani Group gibi dev şirketlere yönelttiler.Punjab'ta hükümet, eyaletteki Reliance ağını sürdüren cep telefonu kulelerinin sökülmesini önlemek için polisi görevlendirmek zorunda kaldı ve şirket, sözleşmeli tarıma girme planları olmadığını belirten bir açıklama yaptı.

Hükümetin pazarlama kurulları aracılığıyla tahıl satın alma sistemi -ki çiftçiler büyük şirketlerin girmesiyle bunun başarısız olacağını söylüyor- Hindistan’ın kalabalık nüfusunu besleme mücadelesinden ortaya çıktı.

Hindistan, 1947'de İngiltere'den bağımsızlığını kazandığında gıda açığı olan bir ülkeydi. Mahsul kıtlığı ve kıtlık benzeri koşullardan sonra, 1960'ların başında Hindistan, yeni hibrit yüksek verimli buğday ve pirinç çeşitlerine güvenerek tahıl üretimini artırdı. Bunlar, yoğun kimyasal gübre kullanımıyla desteklenen mekanize tarım yoluyla yetiştiriliyorlardı.

Hindistan'ın kuzeyindeki Punjab ve Haryana eyaletleri, yeni yöntemlerin uygulanması için en elverişli olan eyaletlerdi. Oradaki çiftçiler, ekip biçtikleri toprağa sahipti ve feodal toprak ağalarının kiracı çiftçilere toprak kiraladığı ve makineleşmeye yatırım yapma zahmetine girmediği diğer Hint eyaletlerindeki çiftçilere kıyasla daha büyük mülklere sahipti.

Fiyat garantisi sunan devlet destekli sistem, Punjab ve Haryana'daki çiftçileri pirinç yetiştirmeye teşvik etti ve tüm alternatiflerden daha iyi getiri sağladı. Önümüzdeki on yıl içinde iki eyaletteki hasılat  muhteşem bir şekilde büyüdü ve Hindistan pirinç ithalatını neredeyse tamamen bıraktı ve kötü mahsul çıkan yıllarda yalnızca ara sıra buğday satın aldı.

Punjab ve Haryana'daki bol pirinç üretimi, hükümetin bir gıda ödemesi programı olan Kamu Dağıtım Sisteminin kurulmasıyla Hindistan'ın açlık ve yetersiz beslenmeyle başa çıkmasına yardımcı oldu. Hükümet, fazla gıda tahılının çoğunu çiftçilerden pazarlama kurulları aracılığıyla garantili fiyatlarla satın aldı ve Hindistan nüfusunun büyük bir kısmına sübvansiyonlu fiyatlarla sağladı.

Yıllar geçtikçe, Punjab ve Haryana'nın bazı bölgelerinde, yoğun yeraltı suyunun kullanımına dayanan pirinç ekiminin artması, su seviyesini yüzlerce metre aşağıya çekti. Bol miktarda gübre ve zirai ilaç kullanımı, toprağı kimyasal maddelere boğdu.

Bu eyaletlerdeki çiftçiler, şirketler tarafından ele alınamayan ancak daha fazla hükümet katılımı gerektiren bir durumla karşı karşıya kaldı.

Bunun yerine, hükümetin rolünü azaltırken şirketleri güçlendiren yasalarla karşı karşıyalar, bu da onları Modi hükümetine meydan okumak için Delhi'ye getirdi.

Sihler ve protestolardaki konumları

Başlangıçta Modi ve hükümeti, çoğunlukla Sih protestocuları gözden düşürmeye çalışarak yanıt verdi. Hükümetin bakanları, protestocuların çoğunu, Sihler için bağımsız bir ülke isteyen sağ kanatlı bir dini harekete gönderme olarak Khalistanis olarak etiketledi.

Modi'nin benimsediği Hindu milliyetçi projesinden Sihlerin hoşnutsuz oluşu, Müslümanları ve Hıristiyanları dışarıda bırakma ve Sihlerle iş birliği yapma gibi bir söylemin büyük ölçüde başarısız olmasına sebep oldu. Sih köylülerinin tarımsal konulardaki seferberlik ve protesto geçmişi bir asırdan fazladır. Devam eden protestolara benzer bir ayaklanma, İngiliz yöneticileri 1907'de Punjab'taki arazi mülkiyetine karşı çıkan yasaları geri almaya zorlamıştı.

1970'lerde, Başbakan Indira Gandhi giderek daha otoriter hale geldiğinde ve temel hakları askıya aldığında, Hindu milliyetçileri, Sihler ile birlikte sosyalistler ve diğer gruplar ona karşı geniş bir ulusal muhalefet oluşturmuşlardı.

Gandhi’nin daha sonra Punjab’taki protestolara liderlik edenlerin siyasi gücünü kırma girişiminde bulundu. Yeni bir sağ görüşlü Sih liderliğini destekledi ve ardından onun üzerine baskı kurmaya çalıştı. Olaylar, on yıl sonra ağır bir maliyetle bastırılan silahlı bir ayaklanmaya dönüşerek kontrolden çıktı. Aralarında suikasta kurban giden Gandhi'nin de bulunduğu on binlerce kişi hayatını kaybetti.

Modi’nin hükümeti protestoların ortadan kalkacağını umuyorsa, bunun gerçekleşmesi olası değildir. Bir ay önce buğday ekinlerini eken çiftçiler, Mart ayının sonuna kadar protestolarını sürdürmekte nispeten özgürler. Ve burada olmayı istedikleri sürece onları Delhi sınırlarında besleyecek bir tedarik zincirleri var.

Hindistan Yüksek Mahkemesi, yeni yasaların idaresini sürdürerek ve sorunları hükümet ve çiftçilerle tartışacak ve iki ay içinde bir rapor sunacak bir komite kurarak olaya müdahale etmişti. Çiftlik sendikaları bu sürece katılmayacaklarını açıkça belirttiler çünkü komitenin dört üyesi yeni yasaları desteklediklerini zaten kamuoyuna açıklamışlardı.

Sorumluluk şu anda Modi'de. Tavrından asla taviz vermeyen bir lider olarak imajını korumak için ne kadar ileri gideceğini göreceğiz.


Hartosh Singh Bal tarafından kaleme alınıp New York Times'ta yayınlanan bu değerlendirme, Kübra Arık tarafından Mepa News okurları için Türkçeleştirildi.

Bu yazı toplam 10056 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Hartosh Singh Bal Arşivi