Tauqir Sharif

Tauqir Sharif

İngiltere’nin adalet sistemini neden boykot ediyorum?

İngiltere’nin adalet sistemini neden boykot ediyorum?

26 Mayıs 2017’de İngiltere’deki ailem, İngiliz vatandaşlığımın iptal edildiğine dair bir mektup aldı. Bununla beraber son iki yılı kapsayan hukuki süreç başladı ve bugün her şeyi başından sonuna anlatmaya karar verdim.

İngiliz olmak benim kimliğimin bir parçası. İngiltere’de doğdum ve büyüdüm. Orada okudum. Vatandaşlık haklarımın alınması bunların hiçbirini değiştirmez.

İngiltere’de güçlü bir hukuk sistemi olduğuna her zaman inandım. Doğru olmayan bir şekilde suçlanırsam, kendimi savunma fırsatı bulacağımı bilerek kendimi güvende hissettiö. Bu tüm İngiliz halkının sahip olması gereken bir varsayımdır. Fakat bu durum benim için, yurttaşlıktan çıkarılmama karşı kendimi savunma sürecine başlamamla bütünüyle değişti.

İlk olarak, benim davam Özel Göçmen Temyiz Komisyonu (SIAC) olarak bilinen gizli bir mahkemede görülecekti. Bu şu anlama geliyordu; Ne bana karşı yöneltilen kanıtlara erişimim olacaktı ne de beni temsil etmesini istediğim kişiyi seçebilecektim. Bununla ilgili olarak avukatlarım “özel bir savunucuya” -hükümet tarafından incelenip onaylanan bir vekil- benim hakkımda bilinmesi gereken her şeyi anlatmalı ve birtakım bilgiler vermeliydi. Bu süreçte yapılan bütün şeyler ben yahut avukatlarım bana karşı kullanılan gerçek kanıtları görmeden yapılmalıydı.

Acımasız sistem

İkinci olarak, size yöneltilen suçlamalar için hiçbir kanıt sunulmadığında buna karşı kendinizi savunmanız imkansızdır. Açıkçası bana göre özel savunucular yalnızca var olduklarına dair görüntü için orada bulunuyorlar, adaletin sunulduğuna dair bir görüntü vermek için. Hakikat bundan daha farklı olamazdı.

Üçüncü olarak, yasal işlem sırasında devletin bu davlarda takdir yetkisinin mutlak olduğunu fark etmiştim. Davalarını kazananlar vatandaşlık yoksunluğunun acımasız doğasıyla hiçbir ilgisi olmayan tekniklerle bunu yaptılar. Hemen hemen tüm vatandaşlıktan çıkarma davası SIAC mahkemeleri tarafından onaylanmıştır.

Bu inkar edilemez gerçeklere dayanarak bir zamanlar İngiliz vatandaşı olarak hakkım olduğuna inandığım adil yargılanma ile yargılanmayacağımı fark ettim, bu yüzden SIAC sürecini boykot etmeye karar verdim.

Bütün bu süreç İngiliz Müslümanlara karşı eşi görülmemiş ve ayrımcı bir derecede kullanılan iki katmanlı adalet sistemini ifade etmektedir.Artık kendi halkına karşı bir tür Ortaçağ sürgün sürecini yaşatır gibi değerlendirme yapmadan bir kararı anında onaylayan bir sisteme taraf olmak istemiyorum.Ben ve çocuklarım sonsuza kadar vatansız olmanın belirsizliğiyle yaşayacağız.

Adaletin tahkiri

İki göçmenin çocuğu olmam nedeniyle İngiltere hükümeti bana ikinci sınıf vatandaş olarak davranabileceğini sanıyor. Bugün yaptığım bu işin esin kaynağı her ne kadar büyük ölçüde İngiliz merhameti ve başkaları için iyi şeyler yapma değerleri olsa da hayat kurtardığı bir gerçek. Bugün Suriye’de 200’den fazla kişiyi istihdam eden 41 yardım projemiz var. Ne var ki İngiliz hükümeti beni vatansız hale getirdi ve “kamu yararına elverişli olmadığımı” iddia etti. SIAC ve özel avukat sistemi adaleti gerçekten de tahkir ediyor. Onlar herhangi bir kanuni prosedüre uygun yargı sürecine saygı duyan bir ülkede olamaz.

Umarım eylemlerim hem benzer bir durumla karşı karşıya kalan ve SIAC’ı boykot edenlere hem de bir davanın kanunlarca belirtilen esaslara uygun olarak yürütülmesi gerektiğine inanan avukatlara ilham olur, ancak bu şekilde bu ülkeyi kendine getirebiliriz.

(Editör notu: Sharif, İngiltere tarafından Suriye'deki insani yardım faaliyetleri sebebiyle vatandaşlıktan çıkarılmıştı.)

Tercüme: Mepa News

Bu yazı toplam 8058 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Tauqir Sharif Arşivi