İslami Selamet Cephesi'nin 1991'deki savaş kararı
Cezayir'de 1991 yılındaki seçimlerin ardından yaşanan iç savaşa giden yolda, İslami Selamet Cephesi'nin tavrı önemli rol oynadı.
Cezayir'i iç savaşa götüren süreç, 1990'lı yıllardaki İslamcı düşünce ekolünün en önemli ayrımlarından birini teşkil ediyordu. Kendilerine yönelen devlet baskıları karşısında ya çözülme yahut silahlanma gibi iki seçenek arasında kalan İslamcı yapılar arasında Cezayir'deki İslami Selamet Cephesi ilk etapta ikinci şıkkı tercih etmişti.
1990'lı yılların başında kendilerini iktidara taşıyacak çoğunlukta oy kazanan ve yerel seçimlerde de ciddi bir başarıya imza atan İslami Selamet Cephesi'nin önü, Fransa destekli askeri darbeyle kesilmiş ve bir süredir yükselen İslamcı kanat, yaklaşık 10 yıl süren savaşın ardından dağılma sürecine girmişti.
İç savaşın arefesinde, parti yöneticilerinin tutumu oldukça önemli bir tarihi belge niteliğinde, Ülkenin seyrine etki eden konuşmalar şu şekilde:
Tutuklanmadan önceki son konuşmalarında İslami Selamet Partisi'nin iki lideri, Abbas Medeni ve Ali Belhac, barışçıl siyaset ve silahlı ayaklanma arasındaki gel gitleri dile getiriyor. Söz konusu konuşmada Abbas Medeni, parti yöneticileri olarak sorumluluğu tamamen üstlerine aldıklarını ifade ederken Ali Belhac'ın konuşması ise İslami Selamet Cephesi'nin izleyeceği politika adına çok şeyi özetliyor.
"Siyaset için savaşın farz kılındığını" ifade eden Belhac, devlet yönetiminin silahları yasaklamasını eleştiriyor. Belhac'a göre bu kendilerini imha etmek için izlenilen bir politika.
Barışçıl siyasete devam etmek istediklerini söyleyen Belhac, bu engellendiği takdirde alternatif bir yoldan bahsediyor. Kendisini kanun dışı olarak niteleyenlerden "Kuran ve Sünnet dışı" olarak bahseden Ali Belhac, kendilerinin savunma haklarının olduğunu söylüyor. Belhac, Fransa'ya karşı savaşan babasının fotoğrafını göstererek, Cezayir'de takip eden 10 yılda yaşanacak savaşı adeta özetliyor.
Kaynak: Mepa News