Mali'de Savaş 2: 'Hayalet savaşçılara' karşı 60 ülke
Mali'de El Kaide bağlantılı gruplara karşı savaşmak üzere 60 ülkeden gelen binlerce asker bulunuyor.
Nijer’in kuzeyinde tozlarla kaplı çöl bölgesinde “Havaüssü 201” gün geçtikçe şekilleniyor.
Amerikan askerlerinin kullandıkları bir dizi iş makinası uzun düzlüğü kalın bir asfalt tabakası ile kaplıyor.
İnsan kaçakçılığının kavşak noktası
İlk olarak bir drone üssü olarak planlanan alan artık bunun çok ötesinde. Muhtemelen 110 milyon doları geçecek olan maliyet ile Amerikan ordusunun kargo uçaklarının en büyüklerinin inebileceği standartlarda ve 800 personelin barınacağı şekilde inşa edilmekte.
ABD bu üssün geçici olduğunu ve Nijer devletine ait olduğunu ifade etmekte. Ancak “Havaüssü 201” şüphesiz bir şekilde Amerika’ya ait, aynı zamanda inşası ve muhtemelen yeni eklenecek birimlerinin yapımı uzun süre devam edecek gibi görünüyor.
Bu üs, Amerikan ordusunun mevcudiyetinin Sahra boyunca yayılışının en somut delili olarak karşımıza çıkıyor.
Üs alanının çevre duvarının hemen ötesinde eski bir turizm kenti olan Agadez var. Ancak artık Agadez, Sahra üzeri göçmen trafiğinin en önemli merkezi haline gelmiş durumda.
Ekonomik nedenlerle göç edenler her zaman bu rotayı kullanarak kuzeye ulaştılar.
Ancak Libya’nın karıştığı 2011 yılında bu güzergah adeta bir otoyol haline geldi.
Sabıkalı şahıslar olaya dahil oldular ve çöl turlarının rehberleri insan kaçakçıları oluverdiler. Artık kamyonlara doluşmuş aileleri kuzeye, Akdeniz kıyılarına taşıyorlardı.
Gelişen söz konusu sektör hem nakit akışı sağlıyor hem de cihat yanlısı grupların Sahra bölgesinde toplanmalarına imkan sağlıyor.
Ancak rüşvetçi memurların kendi paylarını aldıkları bir ortamda insan trafiğini keserek bu grupları izole etmenin sadece çok kısıtlı bir etkisi olabilir.
“Evet, ben de bu yaşananlardan bunaldım” diyor Nijerya Özel Kuvvetler komutanı Albay Maj Moussa Salau Barmou. Ve şu iddiada bulunuyor:
“Siddet yanlısı aşırılıkçı örgütler bu illegal göç organizasyonlarının içerisindeler. Bu işten ciddi para kazanıyorlar.”
Bölgede daha önce hükümetlerle ve uluslararası güçlerle bağlantılı isimler de, silahlı gruplar da insan kaçakçılığına aracılık etmekle suçlanmıştı.
ABD'nin bölgedeki varlığı
Albay Maj Barmou sahra bölgesinde tekrar güç kazanan İslami tandanslı grupların önünü almak için milyarlarca dolar harcayan ABD ordusu ile çalışıyor.
2018 yılı Haziran ayı itibarıyla ABD’nin Afrika kıtası genelinde bilinen 7 bin askeri ve 34 üssü bulunuyor. Muhtemelen açıklanmayan daha niceleri mevcut.
Ancak ABD ve Nijer’deki insanlardan pek az bir kısmı geçtiğimiz Kasım ayında Tongo Tongo isimli köyde düzenlenen pusu neticesinde 4 askerin öldüğü olaya kadar Afrika’daki Amerikan operasyonlarından haberdardı.
Olay ABD birliklerinin kötü planlanmış ve yeterli desteğin hazırlanmadığı bir operasyon yürüttüğü esnada meydana geldi ve Amerikan kamuoyunda ciddi ses getirdi.
Amerikan ve Nijerya askerlerinden oluşan ve yeterli desteği bulunmayan birlikler olması gereken zırhlı araçlara da sahip değillerdi.
Hedef alınan ve sonra da girdikleri çatışmada ölen askerlerin baretlerinde yer alan kamera kayıtları, askerlerin ölüm anlarını da içermekteydi ve IŞİD tarafından propaganda amacı ile kullanıldı.
IŞID’ın Büyük Sahra yapılanması saldırıyı üslendi.
ABD’li askerlerin aileleri yaşananlar karşısında sessiz kalmadı ve ordunun görevi eline yüzüne bulaştırdığını ve evlatlarını kurban ettiklerini iddia ettiler.
Bir ABD Savunma Bakanlığı soruşturması, “bireysel, örgütsel ve kurumsal başarısızlıklar ve eksiklikler” olduğu iddialarını büyük ölçüde kabul etse de yaşanan kayıplarda suçun yahut da ihmalin tek bir şahıs ya da birime ait olmadığı kararını açıkladı.
Sonuç olarak, Amerikalıların bir çoğunun harita üzerinde bile yerini gösteremedikleri bir lokasyonda neden 800 askerin görev yaptığı sorusu artık her gün sokakta konuşuluyor.
Afrika Özel Harekatlar Dairesi Komutanı General Mark Hicks, Sahel bölgesinin artan El Kaide ve IŞID tehdidi nedeniyle hayati öneme sahip olduğunu ifade ediyor:
“Bugün sahip olduğumuz imkanları kullanmazsak, yarın daha da büyümüş olarak karşımıza çıkması muhtemel sorunlar için çok daha fazla insan ve maddi kaynak kullanmamız gerekecektir.”
60 ülkeden 14 bin asker
Geçtiğimiz günlerde ABD yanına aldığı 12 Afrika ülkesi ve 8 Batılı ülke ile yıllık olarak uygulanan “Flintlock (Filinta-bir tür çakmaklı silah) Operasyonu” isimli tatbikatı icra etti.
Afrika ülkeleri için bu tatbikat Batılı orduların farklı olaylar karşısında nasıl hareket ettiklerini görme açısından önemli bir fırsat iken, Batılılar için de İslami tandanslı gruplara karşı ortak hareket etmelerini sağlayacak yeni partnerlerle tanışma imkanı sunuyor.
Zengin ülkeler uzak çöllerde askerlerini feda etme konusunda ayak diretseler de Afrikalı birlikler bu coğrafyada “kendileri için yürütülen” “anti-terör faaliyetlerine” katılma konusunda taşıdıkları istek ile bir tampon işlevi görmekteler.
Komşu ülke Mali’de Fransa icra etmekte olduğu uzun soluklu Barkhane Operasyonu ile bizzat sahada uygulamalı bir mücadele veriyor. Barkhane (Barkan) çöl kumullarından rüzgar nedeniyle oluşan hilal şekilli kum yığınlarına verilen ad.
Bu operasyon kapsamında Sahel bölgesinde İslami tandanslı gruplar ile savaşan 4500 Fransız askeri görev yapmakta.
Beş yıldır, “terörizmle savaşmak için” operasyonlar düzenlediler. Havadan drone saldırıları ve karadan Özel Kuvvetler baskınları ile bu grupların önemli isimlerini hedef almaya çalışıyorlar.
“Eğer bizler burada olmasaydık, terörist gruplar Mali’ye yayılırlardı ki bu da küresel terör riskini artırırdı” diyor Albay Oliver Vidal.
“Bizim harekatlarımız son derece verimli, uzun soluklu ve devam da edecek. Ta ki Mali Silahlı Kuvvetleri ve Mali kurumları, silahlı gruplara bizim verdiğimiz zarar sayesinde mücadeleyi devralarak yürütebilecek hale gelene kadar!”
Fransa, bölgede “terörizm, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ile mücadele etmek için” Sahel bölgesinden 5 ülkenin 5 bin askerlik “G5 Sahel Birleşik Kuvvetleri”ni oluşturmasına öncülük etti.
Ayrıca BM kuvvetleri de “barışı tahsis etmek ve devamını sağlamak için” bölgede kuvvet bulundurmakta.
Mali’de 60 farklı ülkeden yaklaşık 14 bin barışgücü görevlisi bulunmakta.
Ve tüm bu kişiler silahlıların Timbuktu’daki gibi sofistike saldırılarına, roket saldırılarına ve el yapımı patlayıcı tuzaklarına doğrudan hedef olmaktalar.
Mavi Baretliler (barışgücü birlikleri) artık eskiden sahip oldukları dokunulmazlığı ve tarafsızlık sıfatını taşımıyorlar.
BM üslerinin “anti-terör” birimlerine açılması, ağır silahlarla boy gösteriyor oluşları ve ateş açma yetkisine sahip oluşları, diğer muharip kuvvetlerle aralarındaki sınırların belirsizleşmesi sonucunu doğurdu.
Bu sebeple de Mali dünyadaki en tehlikeli barış gücü misyonu olarak gündemdeki yerini almış durumda.
Kaynak: BBC, Mepa News