Mali'de Savaş-3: El Kaide koalisyonu ve halkın tutumu
Mali'nin kuzeyinde kurulan El Kaide ittifakı günden güne pekişirken halkın tutumu da süren savaşta önemli bir belirleyici etken.
Aranan şahıslar ve Sahel bölgesindeki gruplar için oluşturulan “kim kimdir” haritası, şaşırtıcı bir ittifaklar ve bağlılıklar şeması niteliğinde.
İslami tandanslı silahlı gruplar, El Kaide ve IŞID arasında yaşanan güç ve nüfuz mücadelesi neticesinde, zaman içerisinde büyüdüler ve bölündüler, parçalandılar ve tekrar bir araya geldiler.
Boko Haram ve ondan doğan IŞİD’e bağlı bazı gruplar, Doğu Nijerya’da ve onun sınır komşuları olan Nijer, Çad ve Kamerun’da aktif durumda.
Liderlikteki bölünmeler ve Nijerya ordusunun yoğun çabası nüfuzlarını azalttı, ancak grupların faaliyetleri devam ediyor.
Fakat daha da batıda -çoğunlukla Mali ve Burkina Faso ve Nijer sınır bölgelerinde- saldırıların sıklığı ve karmaşıklığı artmakta.
Şu an en etkin grup olan Cemaat Nusretu’l İslam ve’l Muslimin, El Kaide destekli dört grubun ideoloji ve stratejiden kaynaklanan bölünmüşlüklerinden sonra birleşmesi ile 2017 yılının Mart ayında oluşturuldu. Bu gruplar:
-İslami Mağrip El Kaidesi
-El Murabitun
-Ensaruddin
-Macina Özgürlük Cephesi
Koalisyonun liderliğini, Tuareglerin eski liderlerinden Iyad Ag Gali ve defalarca öldürüldüğü duyurulan kıdemli cihat yanlısı komutan Muhtar Belmuhtar yürütmekte.
Nusretu’l İslam ve’l Muslimin Timbuktu Havalimanı gibi hassas hedeflere yönelik saldırılar düzenledi ve BM ile diğer askeri konvoyları hedef alan bombalı saldırılar ile pusu eylemleri ile varlığını her gün hissettiriyor.
Nusretu’l İslam ve’l Muslimin mensupları Batı Afrika’daki önemli şehirlerde yer alan ve Batılıların uğrak mekanı haline gelen popüler otel ve restoranlara da saldırılar düzenlemekten geri kalmıyor.
Birleşen dört grup her ne kadar kendi etki alanlarında faaliyetlerine devam etseler de istihbarat ve bomba yapım teknolojileri gibi konularda bilgi alışverişinde bulunuyorlar.
Ancak bu karmaşık tabloya eklenecek daha fazla grup olduğunu da eklemek gerek.
Irak ve Suriye’de IŞID’ın topraklarını kaybetmesi ile birlikte bazı IŞİD mensuplarının kargaşa içerisindeki Libya ile Sahel bölgesine, sahip oldukları gelişmiş taktik ve tekniklerle birlikte sızmaları ihtimali hala gündemde.
İsmini vermek istemeyen bir istihbarat yetkilisi “30-40 kadar IŞİD üyesinin Suriye’den gelmesi bütün oyunu değiştirir.” diyerek endişeyi ifade ediyor.
Albay Maj Barmou “Bizim için en kötü senaryo şiddet yanlısı bu grupların birleşmesi olacaktır.” ifadelerini kullanıyor ve ekliyor:
“2012 yılında Mali’nin büyük bir kısmını nasıl kontrol altına aldıklarını gördünüz. Eğer harekete geçilmeseydi tüm kıtaya yayılarak farklı topraklarda faaliyet gösteren militanlarını birleştireceklerdi.”
Aslında bazı açılardan Batılı güçler adına Mali için çok geç kalındı.
Ülke İslami tandanslı silahlı grupların etkinlik alanının tam merkezinde yer alıyor ve saldırılar nüfusun çok dağınık olduğu ücra çöl kesimlerinden ülkenin yoğun nüfusa sahip merkezlerine ve orta kesimlerine yayılmış halde.
Devlet otoritesinin olmayışı anahtar etmen olsa da bozulan ekonomi neticesinde zorlaşan geçim, grupların gençleri etki altına almalarını daha da kolaylaştırıyor.
Bu problem tarihi bir Mali kenti olan Mopti’de çok rahat gözlemlenebiliyor. Nijer Nehri yılın bu zamanında sularını çekiyor.
Bir zamanlar turistleri taşıyan tekneler şimdi plastik çöpler ile dolu sahilde demirlemiş durumda.
Ülkenin merkezinde yer alan bu kesin için kuraklık da bir başka problem. Zira ülkenin zengin tarihi için bölgeye akın eden on binlerce turist de kuraklıktan etkilenmişe benziyor.
BM Sahel bölgesinde 5 milyon insanın gıda yardımına ihtiyacı olduğunu duyurdu. 1,5 milyondan fazla çocuk yetersiz beslenme sorunu ile yüzyüze.
İklim değişikliği beraberinde daha da aşırı bir durumu getirdi. Artık daha az balık var, turist yok. Saldırılar artıyor, genç insanlar ise “radikalleşiyor.”
“Devlet ülkenin bu kısmı ile ilgisini kesmiş durumda. Son beş sene içerisinde bölgede devletin varlığına dair bir emare görülmedi.” Bu sözler Mopti kentindeki bir gençlik grubu lideri olan Djougal Goro’ya ait.
Ülkedeki hükümetin halkın sorunlarına eğilmemesi ve yabancı odakların ülkenin zenginliklerine yönelik iştahı, nüfusun yoksullaşma oranını artırıyor. Bu doğrultuda oluşan sosyolojik ortamda, birçok kişinin İslami tandanslı gruplara yakınlaştığı ifade edilmekte.
Kaynak: BBC, Mepa News